ÇÖZÜM “BU BARIŞLA” GERÇEKLEŞİR - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

ÇÖZÜM “BU BARIŞLA” GERÇEKLEŞİR

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Anastasiadis ve  Güney Rum Devletinin yurttaşlarının   bölgemizdeki son bir haftaya sıkışan “Savaş tamtamlı” olaylarını nasıl değerlendiklerini bilmiyorum..

Fakat “savaşın, barıştan çok daha kolay olduğunu” bir kez daha anladıklarını zannediyorum..


Ve şunu da anlamalarını diliyorum:

Bu ada 1974 Barış Harekâtı sonrasından geldi bugünlere.

İki halk kendi can ve mal güvenlikleri için Kuzey’de ve Güney’de  yeni “vatanlarını” kurdular.

Ve 46 yıldır da bu adada, yıkılması için atılacak iki üç kurşunun yettiği “barışla” yan yana  yaşamaktadırlar..

İçinde bulunduğumuz bölgemizde,  neredeyse 3. Dünya savaşı çıkacak dediğimize nazire de işte bu netameli ve çok tehlikeli ortamda, Türkler ve Rumlar günlük hayatlarından tırnak kadar fedakarlık yapma gereği duymadılar..

İki ayrı bölgenin insanları olarak  birbirleriyle olagelen ilişkilerini şukadarcık bile kesmediler!                                   Anastasiadis’in  tahriklerine, Rum-Yunan yönetimlerinin tehditlerine aldırmadılar!

Bu kışta kıyamette bile günlük iş ve ihtiyaçları neyse temin etmek için  sınır kapılarından gelip geçtiler, geçip gelmeye devam ettiler..

…OLAY ibretliktir: 3. Dünya savaşı laflarının salındığı ortamlarda bile iki halkın rutin ilişki ve düşmanlıktan arınmış “barışçı” tutumları;  (tarih her gün yazılmaz ama) mutlaka   bir “günlüğe” kaydedilmelidir..

Ve kabul edilmelidir ki “dünyanın bu ibretlik barışını” Kuzey’deki Türkiye başarmıştır.

Ki ayni Türkiye şimdilerde de  İrak’ta, Libya’da, Suriye’de, Doğu Akdeniz’de… Ayni barışı tesis etmek için,  önder ülke olarak uğraş vermektedir..

ANASTASİADİS’li Rum komşunun bu gerçekleri görmesi gerekir.. Çünkü şu anda adada süren “barış “sebep ve neticesini” bütünleştirecek   “çözümün” anahtarıdır. Çözüm bu “barışın” üzerinde gerçekleşmelidir.

YANİ: İki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe ve iş-güç birliğine dayanan bir federasyon..

KİMSE Türkiye’den gocunmasın.. Çünkü Türkiye bu federasyonun  güvencesi olacak kadar barışçı ve muktedirdir..

Kİ hatırlatayım: Makarios 1974 darbesine maruz kaldığında “kurtarılması için ilk çağrıyı Türkiye’ye yaptıydı!                                                                  *****

EKONOMİK SİSTEM DEDİĞİMİZ!

Küçükken neden yağmur yağdığında “bir yerlerde toplanan  biz çocuklar, “Yağmur yağar Arap kızı camdan bakar” derdik hiç öğrenemedim. (Galiba o yıllarda hani şu Araplara kız satılırdı ya ondan kaynaklı olabilir” diyenler var..)

Yağmur her zaman “bereketti” ama. Mevsimi geldi miydi insanlar “ne zaman yağacak” beklentilerinde gökyüzüne bakmaktan baston yutmuş gibi olurlardı!

Ve kaç yıldır aslında kurak olan bu adada o yağmurlar az veya çok yağmaktadır..

Sevinmemiz, hatta kutsamamız gerekirken, okulları tatil ederek “şerrinden kurtulmaya” çalışırız..

İyi ki Allah’ın sevgili kulları da vardır ki yağmurunu esirgemiyor. Yoksa bu kez de kuraklıktan yakınırken “battık anam” sesleri yükselecekti arşı alaya!

HER şey bir yana ama. Bu ülkeyi yönetmek uğruna “zorun” beterini zorlayarak “4’lü koalisyon hükümeti kurma başarısını gösteren de biziz!”

Dahası, iki gün yağmur yağdı diye akan sularının  yolları geçilmez yaptığı, okulları tatile zorladığı, insanları işinden gücünden alıkoyduğu bu memlekette 20 üniversitenin sahibiyiz.

Saydım, “Tesis” adı altında 134’ü aşkın turistik otel var.

Kentlerde bayağı hacimli AVM’ler..

Tam tespit edemedim ama 1000’nin   üzerinde  irili ufaklı sanayi tesisleri var…

KISACA “memur cenneti” dedikleri bu ülkede rakamlara vuruldu muydu nüfusumuza, çapımıza bol gibi görülen “yatırımlarımız” var ki “inşaat sektörü” açık ara farkla önde olanıdır..

DİKKAT ama bu oteller, üniversiteler, AVM’ler, sanayi tesisleri falan… Çoğunluğunca Özel sektör imzalıdırlar. Yani Özel Sektör Devletin sahip olmadığı   becerisiyle, “Ekonomik hayatın” lokomotif  görevini yükleniyor..

Gocunıp  “Devletçilikle Liberal ekonomi gelgitleri arasında kaldık”  diyerek yakınmaya hiç gerek yoktur!

Aksine “Devlet,” özel sektörle yarışmayı değil.. Yatırımı dolayısıyla ekonomik kalkınmayı teşvik ederek “büyüme” modelini seçmelidir..

Yani “çoğu sırtındaki angaryası olan kamburlardan ibaret “kurumlarını” özelleştirmenin yolunu açmalıdır..

Ki yıllardır Türkiye KKTC’ ile imzaladığı “Mali ve Ekonomik  Protokollerle” bu yolun açılmasını beklemektedir.

…MAĞUSA limanı da “mostrası”dır!”  İşte Devlet işte limanı ispatında!

*****

KISACA TAKILDIĞIM: (HER YIL AYNİ OLAY!)

Hemen her kış mevsiminde böylesi sağnak yağmurlar seller oluşturur, yolları kapatır, ulaşımı aksatırken.. Yaşanan panik sonucunda Devlet (Eğitim Bakanlığı) okulları bir günlüğüne tatil eder!..                                    Fakat  her defasında o “tatil günü” zaman zaman   güneşli, mülayim bir havaya dönüşür!

Dün de (inat değil mi) öylesi bir hava vardı! Mağusa’da yağmur bile yağmadıydı güneş de ısıttıydı!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar