Bu adada haksızlık var, acı var... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Bu adada haksızlık var, acı var…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Son yılların modası olan mistik güçlere inanç konusunda guru olan Türkiye’den bir yakınım, bir kaç yıl önce adaya ilk kez gelmişti. Uzmanlığı, Kızılderili kültürü ve inançlarıydı.

Buluştuğumuzda ilk dediği şuydu; “Uçaktan dışarı adımımı attığımda, bir ‘acı’ hissettim. Bu fiziksel bir acı değildi tabii, manevi bir acı, İngilizlerin “sorrow” dediği şey. Ve o acının, ülkenin havasına, suyuna, toprağına işlemiş olduğunu söylemişti.


“Nasıl yani” demiştik. O da bize, “Burada çok büyük adaletsizlikler, haksızlıklar, acılar yaşanmış, bunun etkileri devam ediyor. Siz bu ülkede organik tarım bile yapamazsınız” demişti.

Her ne kadar doğa üstü bir inanç gibi gelse de, düşününce, bir ölçüde doğru olduğunu gördüm zaten.

Evet bu ülke tarihinin her döneminde, boyundan büyük acılar yaşadı. Ölümler, göçler, savaşlar, kayıplar…

Uzak geçmişte yaygın bir haksızlık uygulaması oldu mu, olmadı mı bilmiyoruz da, yakın tarihte büyük haksızlıklar yaşandığı kesin…

Çıkalım mistisizmden, realiteye bakalım.

Tam 45 yıl önce ayrı bir yönetimimiz oldu. Büyük bir varlığın üstüne oturduk. Aradan bunca yıl geçti, sıfıra sıfır, elde var sıfır.

Neden acaba?

Pek çok neden sayılabilir. Yönetme geleneğimiz olmadığından, çıkarcı olduğumuzdan, fırsatçı olduğumuzdan falan söz edilebilir.

Ama bence hepsinin temelinde, devlet eliyle yapılan bir adaletsizlik var.

Hem de tek bir konudan başlayan adaletsizlik…

O da iskan konusu.

Havadis, yıllar yıllar sonra konuyu yeniden gündeme getirdi ve gördük ki, tahminimizden çok insan mağdur olmuş. Hem de ciddi bir şekilde…

Şehir efsanesi gibi dolaşırdı laflar etrafta.

İskan’ın içinde olanların neler kaptığı; güneyde bir ağaç bırakmamış olanların denize sıfır mallara konduğu; yurt dışındakilerin nasıl kandırılıp, ellerinden puanlarının alındığı, onlara sus payı verildiği, daha neler neler.

Hatta literatürümüze iki tanım girdi; biri “ganimet”, ikincisi “iskan mafyası”…

Biz göçmen olmadık. Ama olanlar? Onlar birbirini biliyordu. Kimin ne malı olduğunu köylüsü biliyordu. Ve göz göre göre nelerin üstüne oturduğunu… Can dayanır mıydı?

Kimi lanet ederek öldü, kimi aklını kaybetti. Piskobu’da İngiliz üslerine toprak veren çok zengin bir akrabam, tuvaleti bile olmayan bir odalık eve yerleştirildiğinde hafızasını kaybetmiş, ölene kadar kendini Evdim’de sanmıştı…

Eşdeğer Mal hak Sahipleri Derneği Başkanı Taner Derviş, 60 bin kişinin mağdur olduğunu söylüyor. O günkü nüfusun yarısı. 5 bin dosyaya hiç mal verilmemiş.

Devlet eliyle hak gaspı yaşanmış.

İşte bu “resmi” adaletsizlik, hak yemeler,  “gemisini kurtaran kaptan” anlayışını yerleştirdi bu topraklara.

“Devlet bunu yaptıktan sonra, her yol mübah” dedi arkadan gelenler. İşte o günden bugüne ticaretimize de, siyasetimize de fırsatçılık hakim oldu, hayır etmedik.

Bal tutan parmağını yaladı… Yani, bozulduk… Bizi mal bozdu…

Şimdi dernek, dava açmaya hazırlanıyor. İstedikleri kadar dava açsınlar, adalet geri gelebilir mi? Mümkün mü? Değil tabii ki.

O zaman bu ahlaki çöküntü de devam edip gidecek. Ta ki, toplum yeni adaletsizlikler yaşamak istemediğine karar versin.

Daha uzunca bir süre bu yolda devam edeceğiz, öyle görünüyor…

 

YERİN KULAĞI VAR

ÖYLE DAVRANSINLAR O ZAMAN:

Serdar Denktaş, ortaklarıyla hükümetin devamı konusunda el sıkıştıklarını söylüyor. Bir nevi deklarasyon. Ama siyaset deklarasyonlara bakmaz. Serdar Denktaş da iyi bilir ki, biz öyle bir gecede bozulan nicelerini gördük. Eğer hükümet devam kararı almış, bunu bir ‘gentlemen agreement’e döndürmüşse, gereği, halka ilan etmek değil, o yönde davranmak olmalıdır. Medyada, onun milletvekili şuna, bununki öbürüne laf çarpar, rahatsızlıklarını kamuoyu önüne dökerlerse, öyle ittifak yürümez. Kimseye de güven vermez…

 

KKTC PAYINI ALMIŞLAR:

Otel ve acentalar bir yıldır teşvik paralarını alamadıklarından yakınıyorlar ya, dünkü Meclis birleşiminde Ekonomi ve Enerji Bakanı Nami, “%30 KKTC, %70 TC’nin ödediği teşvik paralarının KKTC’ye düşen yüzde 30’luk bölümünün taraflara ödendiğini” açıklayarak, “ tek kuruş ödeme almadık” diyen oteleci ve acentalara cevap verdi…

 

NE ZAMAN SAYIN NAMİ?:

Özdil Nami, dün Meclis’teki konuşmasına bir cümle daha ekledi; “Diğer teşvik sistemleri gibi, yıllar önce kurulan turizmdeki teşvik sisteminin de yeniden gözden geçirilmesi gerekir”. İşte biz bu sözlerle bu hükümete umut bağlamıştık. Kuruldukları günden itibaren de defalarca yazdık, kurtuluşun burada olduğunu, devletin gelirlerini artırmasının akılcı yolunun muafiyetleri kaldırmaktan geçtiğini söyledik. Ama ne yazık ki, hala mikrofonu elinde tutanın sesi çok çıkıyor, hükümet de yapması gereken radikal düzenlemeyi bir türlü yapamıyor…

 

İŞİNE GELDİĞİ GİBİ:

Rum lider Anastasiadis sıkıştık sonra ona buna çatarak puan toplamaya çalışıyor. Yıllardır bizimle uğraştığı yetmedi şimdi de BM Genel Sekreterinin eski Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’ye taktı. Anastasiadis, BM Genel Sekreteri’nin 30 Haziran tarihinde belirttiklerinin çoğunun çarpıtıldığı iddiasında bulunarak, Eide’nin hazırladığı belgenin bu şekliyle kabul edilemez olduğunu söyledi… Galiba onu da kendi yazmak ister…

 

BİZDE ZAM, GÜNEYDE İNDİRİM:

Petrol fiyatlarındaki düşüş ve kilovatların fiyat politikasındaki değişikliklerden dolayı güneydeki elektrik faturalarında yüzde 8’lik bir düşüş yaşanacağı açıklandı. Bizde ise bunun tam tersi yaşanıyor. Petrol fiyatları düşse de, çıksa da pek farketmiyor ve elektrik zam üstüne zam görüyor…

 

GÜNEY’DE SİLAH REKORU:

World Index, dün dünya ülkelerinde sivillerin sahip olduğu silah oranını açıkladı. Listenin başını, tahmin edilebileceği gibi ABD çekiyor. Her yüz kişiye, 120,5 silah düşüyor. İlginç olan Güney Kıbrıs. Burada da her yüz sivilden 34’ü silahlı. Ve Güney Kıbrıs dünyada 7. sırada yer alıyor.

 

 

ZİRVEDEKİLER

Başaran Düzgün: “Çok kazananın hiç, az kazananın çok vergi verdiği bir düzende adaletten bahsetmek mümkün değildir…. Üstelik Maliye Bakanlığının yaptığı araştırmaya göre memleketteki zenginliği elinde bulunduran yüzde 1 azınlık hiç vergi vermiyorsa bu ciddi bir sorundur. Hükümet, Türkiye’den para dilenmektedir ama milyarlarca dolar servete sahip yüzde 1 azınlık bırakınız vergi vermeyi, vatandaşın boğazından kesilip teşviklendirilmektedir. Kumarhanelerde ve sanal bette dönen paraya da devlet uzaktan bakmaktadır. İşte böylesi bir düzende yaşıyoruz”…

 

DİPTEKİLER

Allah’a Emanetiz: GAÜ yangını bir kere daha yüzümüze vurdu ki, Allah’a emanet yaşıyoruz. Koca koca itfaiye teşkilatımız var ama, 3. kata bile uzanamıyor. Daha fazlası da yokmuş zaten. E nasıl olacak bu iş? Girne’de on katın üstünde yüzlerce bina var. Bunların güvencesi kim? 7. katta oturan biri olarak bir an düşündüm, deli olasım geldi.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar