Böyle bir lüksümüz yok - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Böyle bir lüksümüz yok

Köş, MoreketMehmet Moreket

Bir anda memleket kaynadı…

Türkiye’nin topyekun bir harekata girdiği dönemde, bu karşı karşıya gelme durumuna hiç de ihtiyacımız yoktu.


Türkiye’nin başında 35 senedir bir terör belası vardır. 40 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Binlerce kilometre öteden bölgede at oynatan birinin çıkarı söz konusu olacak ama, sınırda en büyük zararı gören, seyredecek. Böyle bir dünya yok. Üstelik de geleceğini tehdit eden senaryolar açıktan oynanırken…

ABD ya da Rusya bölgeye girdiğinde, teröristleri beslemeye başladığında onlara yönelik benzer tepkilerin verildiğini ben hatırlamıyorum.

Dahası, olaya sadece Suriye’nin kuzeyi, Türkiye sınırı diye de bakamıyorum. Ben Lefkoşa’da oturuyorum ve Doğu Akdeniz’de süren hakimiyet savaşları da beni yakından ilgilendiriyor. Bunca yıldır adam yerine konmayan güney Kıbrıs’ın bölgede aktör hale getirilmesine, aslında maşa olarak kullanılıyor olmasına hep birlikte karşı çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Stratejik çıkarlarımız bunu gerektiriyor.

Ne provokasyon amaçlı söylemler, ne de onlara alel acele verilen yanıtlar son tahlilde kimseye yarar sağlamaz.

Romantizmin, kırgınlığın, alınganlığın, birbirimizi kırıp dökmenin zamanı değil…

 

MİLİTARİZASYON İSTEMEZLERMİŞ!

İki yüzlülüğe bakın.

Rum hükümeti adada daha fazla militarizasyon istemediği söylemini papağan gibi tekrarlarken, bir yandan da adayı ateşin içine atmak için elinde körük koşturuyor.

Fransızlar, adanın güneyinde sözde bir askeri tatbikat yapmaktalar. Haberler, 7. parsele girdikleri yönünde. Buna kim izin veriyor?

Dahası, İtalya’dan hiçbir açıklama yokken, İtalyanların da gireceği iddiası yine Rum yönetiminden geliyor.

Fransa’nın bölgedeki sondajların bekçisi olacağını kendileri açıklamadı mı?

Gidip Avrupa Birliği’nden askeri koruma talep etmediler mi?

Amerikan gemileri, bölgeyi babalarının çiftliği gibi dolaşmıyor mu?

ABD’nin ambargo tehdidine rağmen, Rus askeri gemilerine yakıt ikmali yapmıyorlar mı? Bugün “Fransız gemilerinin gelişiyle ilgili yanlış mesajlar verilmemeli” diyen AKEL, Rus savaş gemilerine ses çıkarıyor mu?

Rum Savunma Bakanı Savvas Angelidis, söz konusu tatbikatı “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kendi MEB’indeki haklarını uygulaması konusunda önemli mesajlar içerdiğini” söylerken, zaten kendi kendilerini yalanlıyor.

NATO’ya girme çabaları, silah alımına hız vermeleri ne demek?

Boylarından büyük işlere girdiklerinin şimdilik farkında değiller.

Fark ettiklerinde ise çok geç olacak.

Anastasiadis dönemi, ileride Grivas dönemi, hatta Yunan cuntasının çılgınlıkları ile birlikte anılacak.

Tarihten ders alınsa, hiç tekerrür eder miydi?

YERİN KULAĞI VAR

“NE OLDUM DEĞİL, NE OLACAĞIM”:

Bir kahveyle çözülürmüş bu iş.  HP’li vekil Gülşah Manavoğlu UBP tabanının da Özersay’ı cumhurbaşkanı olarak görmek istediklerini iddia ederek, “Özersay UBP’lilerle bir kahve içerse bu iş çözülür” diyor, “Ve göreceğiz herhalde” diyerek de bugünlerde Başkanının UBP’den adaylık talebinde bulunacağı iması yapıyor. E görelim bakalım.

 

NİYE KURULDUYDU BU HÜKÜMET?:

Bu kavga gürültü içinde asıl gündemi gözden kaçırmaya çalışan bir hükümet ve kendini cumhurbaşkanlığı seçimiyle, gereksiz kavgalara kaptıran bir halk. Bir önceki hükümet neden bozulmuştu? Yeni gelenin kuruluş amacı neydi? Tam 5 ayda, gelecek yılın da ciddi bir bütçe açığı vereceğini söylemekten, alacakları ötelemekten başka ne yaptılar?  Hani gelir artırıcı tedbirler? Hani kalkınma hedefleri, hani reformlar, hani güçlü ekonomi? Gündem değiştirme kıvraklığı da bir yere kadar. Yıl sonu geliyor, zamları görünce gözlerimiz fena açılacak…

 

BİR DEFA DA CESUR OLSA:

BM Genel Sekreteri Guterres’in Kıbrıs sorunuyla ilgili iyi niyet misyonu raporu hazırlanıyormuş. Raporda her zamanki gibi Güven Yaratıcı Önlemlerle ilgili ifadelerin yer alacağını da konuşuluyor.

BM bir kez olsun cesur davranıp Kıbrıs’ta bir çözümün önündeki en büyük engelin, sürekli fikir değiştiren Anastasiadis olduğunu söyleyebilse sorun çözülecek. Ama adamların çözüm olsun gibi bir gaileleri yok ki…

 

ALGI OPERASYONU BAŞLADI:

Önce YDP, 23 Ekim’de yürürlüğe girmesi beklenen yeni “İkamet İzni ve Vizeler Tüzüğünün” “bazı maddelerine, özellikle de “ikamet süresine” karşı olduklarını açıkladı. Baktılar yeterli tepki yok, bu kez de kendilerine yakın örgütleri ortaya sürdüler. İtirazları ise, ailelere verilecek izinlerle ilgili. 11 örgüt, yeni tüzüğün değişmesi için hükümete 15 Ekim’e kadar süre vermiş. Ve ilginç bir iddiada da bulunarak, yeni Tüzük’ten UBP ve HP’nin haberi olmadığını söylüyorlar. Başbakan da baştan onay verdiği Tüzük’ten cayınca, olacak olan buydu.

 

BİZ NEDEN YAPAMIYORUZ?:

Rumlar, Maraş konusunda Ulusal Konsey’de sağlayamadıkları konsensusu, Meclis’te tüm partilerin oy birliği ile sağlamayı başardılar. Adamlar “milli mesele” oldu mu, siyasi görüşlerini bir yana bırakıp ortak hareket edebiliyorlar. İşte bizimle tek farkları ve bizim bir türlü başaramadığımız da bu…

 

HER GELEN SÖYLÜYOR:

KTHY’nin kapatılmasından sonra göreve gelen tüm turizim bakanları aynı şeyi söylüyor. “Kendi Havayolu şirketimizi kurmamız gerekir”… Başta bilet fiyatları olmak üzere turizimde yaşanan bir çok sıkıntının temel nedeni de bu aslında. Keşke olanı siyasi rant uğruna yok ederken bunları düşünebilseydiniz. Yine de geç değil, yeter ki laf ola söylenmemiş olsun.  Ama işte ona inanmak zor.

 ZİRVEDEKİLER

Mehmet Ali Talat: “Suriye’de yaşanan iç savaş ve otorite boşluğu, büyük devletlerin binlerce kilometre uzaktan bölünmeleri kışkırtarak önce IŞİD terörünü kabartıp sonrasında etnik kökenli pkk/pyd terör hareketlerini teşvik etmesi, bölgemizi kan gölüne çevirdi. Umarım 40 yıldır terörden büyük acılar yaşayan, evlatlarını kaybeden, maddi manevi kayıplar yaşayan Türkiye’nin askeri harekatı bir an önce başarıya ulaşır ve bölgedeki tüm halkların barış içinde kardeşçe yaşamasının yolu açılır”…

 DİPTEKİLER

Kaçakla Mücadele Böyle Olmaz: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu, Kıbrıs gazetesine verdiği mülakatta ülkeye kayıtsız işçi getirenlerin kara listeye alınacağını söylüyor. Ayrıca, çalışma izniyle gelenlerin kısa sürede iş değiştirmesinin önüne geçileceğinden bahsediyor. Her ikisinin de temelinde, kaçağı çalıştıran işveren var. O işçilerin iş değiştirip kaçağa düşmesinin sebebi de, yatırımlarını yapmamak için sürekli işçi değiştiren işveren değil mi? Adam yatırım yapmak yerine, cüzi bir idari cezayı ödemeyi tercih ediyor. Kaçakla mücadele böyle olamaz. Çünkü aynı Bakan aynı konuşmanın içinde af garantisini de veriyor…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar