Biri tescillenmiş ‘’hayal ürünü’’ diğeri beklemede - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Biri tescillenmiş ‘’hayal ürünü’’ diğeri beklemede

Cenk UzunoğluCenk Uzunoğlu

‘’Kıbrıslılık’’ temelinde federasyon birçoğumuza göre hayaldi ama günü geldiğinde tereddütler olsa da bu toplum Kıbrıs Türkü adına Annan planına ‘’evet’’ dedi.

 


Liderlerimizin masa başında kabul ettikleri sayısız çözüm planlarına da evet demeye hazır oldu.

 

Denktaş’tan sonra siyasi tercih yaparak mesaj vermesi gerektiğinde federasyonun Kıbrıs Türkü içindeki en büyük iki savunucusu olan Talat ve Akıncı’nın seçilmesine de destek verdi.

 

Siyasi eşitlik temelinde federasyona destek olunmasına rağmen bu çözüm modelinin hayal olduğu, siyasette böyle bir mekanizma olsa, 50 yıllık çözüm sürecinden sonra tescillenmiş olurdu iddiasında bulunmak abartılı olmaz diye düşünüyorum.

 

Hala daha Rum’un arkasından ‘’ille de siyasi eşitliğe dayalı ortak federal devlet’’ diye ısrar edip inkâr sürecinde olanlara bundan dolayı en hafif dille kırgınız.

 

Bunun ötesinde hala daha federasyonu savunanların günlük hayatlarında bu kadar naif ve saf olmadıklarını görüyoruz. Kendi gururları söz konusu olduğunda ne kadar şahinleştiklerini bildiğimiz için de daha ağır bir ifade ile de demokrasi sınırları içerisinde onlara kızgınız.

 

Kırgınlığımız ve kızgınlığımızın toplamında da hayal kırıklığımız var, çünkü Rum’a ve AB başta olmak üzere dışa doğru çok daha net bir duruş sergilenmesine gölge düşürüyorlar.

 

AB çatısı altında iki ayrı devlet ulaşılması zor bir hedeftir ama federasyon çözüm modeli gibi tescilli bir hayal değildir.

 

Federasyon, ‘’hayal olduğu artık gerçek’’ olan bir çözüm modeli ürünüdür.

 

Bunun için AB çatısı altında iki ayrı devlet hedefini ortaya koymak artık hem haktır hem de en doğru siyasettir.

 

Belki de bu yönde atılacak somut adımlar ve bunların Kıbrıs Türkü’nün geniş bir kesiminde karşılık bulması Rum’u bugüne kadar hiç olmadığı kadar siyasi eşitliğe dayalı federasyonu kabul etme noktasına getirebilecek yegâne çıkış yoludur.

 

Akıncı’nın ‘’son şans’’ söyleminden sonra bu yönde söylem geliştirmesi ve adım atması bu olasılığı çok daha ciddi bir şekilde artırırdı. Çark etti yapmadı.

 

***

 

AB çatısı altında iki ayrı devletin olabileceğine inanmak zorumuza gidebilir. Şu an imkânsız olduğunu da düşünebiliriz.

 

40’lı, 50’li yıllarda bu adada doğanlara gençlik yıllarında bir gün adanın bir bölümünde, dünya tarafından tanınmasa da hepimizin toplu olarak yaşadığı ayrı bir devletimiz olacağı söylense kaçı buna içten inanırdı diye sormamız lazım.

 

O gün bunu hedef olarak koymak mı yoksa bugün gelinen noktada AB çatısı altında iki ayrı devlet hedefine ulaşmak mı daha büyük bir hayaldir?

 

Yaşları da tuttuğu için bunu AB çatısı altında iki ayrı devlet fikrine ‘’hayal ürünü’’ diyen Akıncı ve Özyiğit’e soruyorum.

 

Ada üzerinde neyin olabileceğini düşünmek için neyin başarılabildiğini irdelemek adına bu soruyu kendinize sorun.

 

Bir yol ayırımındayız ve bundan sonraki siyaset ve tercihlerimiz bu fay hattı üzerinden yürüyecek.

 

Yakındır Nisan ayında vereceğimiz oylarla, ya bu yeni hedefe ulaşılması için çaba harcayın diyeceğiz ya da bugüne kadar olmadı ama zorla Rum’u ikna etmeye çalışıp federasyon kuralım diyeceğiz.

 

Biri için kan dökülmesi kaçınılmazdı ve bunu da başarmamız apayrı bir hayal dünyasına girmeyi gerektirirdi.

 

Öyle de oldu. Olana kadar imkânsız gibi gözüktü.

 

AB çatısı altında ayrı devlet olma hedefi için silahlı bir çatışmaya gerek yok.

 

Ortak akla ve ikilemelerle yoğrulmuş yapmamız gereken tercihlerimizle yüzleşmeye ihtiyaç var. Tartışılanlara ve içerikteki kaliteye bakarsak şu an bu ruh halinden uzağız.

 

Rum liderin kendi halkının menfaati için konuya bugüne kadar elde ettiği kazanımlarını kaybetmemek adına gösterdiği ‘’iş adamı’’ yaklaşımı AB çatısı altında iki ayrı devlet hedefine yönelik çalışmayı müsait kılan en önemli unsurdur.

 

İşin çıkış noktasının Rum liderin bu açılımı olduğunu unutmamak lazım. Yoksa ‘’AB çatısı’’ altında olması dışında Denktaş Türkiye’ye rağmen bunu yıllarca dile getirdi.

 

Bu fırsat kapısının da geçici bir süre için açık olacağını düşünerek zamanı kullanmamız gerektiğinin bilincinde olalım.

 

Anastasiades’ten sonra onun bu açılımını telafi etmek için gerekli siyasi hamlelerin yapılacağını tahmin etmek kehanet olmayacağını da not edelim.

 

Bunun için vakit kaybetmeden bu fırsat penceresini nasıl kullanabiliriz diye hedefe tam ulaşamasak da çalışmak ve yol almak gerektiğini bilelim.

 

Zor mu?

 

Elbette çok zor.

 

Rum tarafında buna geniş bir kesimin karşı çıkmasının ötesinde, AB’nin de kendi içinde ayrılıkçı hareketlere emsal teşkil etmesi konusu ile de mücadele edilmesi lazım.

 

Rum kamuoyu böyle bir yönelimi 74’ün sonucu olarak Kıbrıs Türklerinin taçlandırılması olarak görecektir. Dünyaya da böyle lanse edecektir.

 

AB çatısı altında iki ayrı devlet hayal mi?

 

Şu anda ele alınış şekliyle elbette hayal. Ama ne zamandan beri hayal etmek ve hedef koymak kötü bir şey oldu?

 

Gerçekleşebilir mi?

 

Bugüne kadar göze alamadığımız bedelleri ödemeyi göze alırsak gerçekleşebilir.

 

Unutmamak lazım başlangıçta imkânsız gibi gözüken birçok hayal gerçekleşene kadar imkânsız gibi gözükür.

 

Burada üzerinde durulması gereken konu birinci hedefimizin gerçekten AB’de iki ayrı devlet olarak yer almak olup olmadığı ve bu hedefe ulaşmak için ne kadar ‘’risk’’ almak istediğimiz?

 

Bu hayalin gerçeğe dönmesinin olasılığını artıracak ve bu hedefe ulaşma süresini kısaltacak olan cevaplanması gereken soru budur.

 

Bu sorunun cevabı üzerinde de tartışma yapmadan, AB çatısı altında iki devletli çözüm, hayal ürünü olduğu tescillenmiş olan siyasi eşitliğe dayalı federasyonun yanında tescillenmeyi bekleyen hayal ürünüdür.

 

Sorduğumuz sorunun cevabını vererek devam edeceğiz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar