Adli vaka değil, organize işler... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Adli vaka değil, organize işler…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Gökhan Naim, saldırı sonucu hayatını kaybeden ikinci döviz bürosu sahibi oluyor yanlış hatırlamazsam.

Ama kendisinin, 2004’de aracı evinin önünde yakılıyor, daha birkaç ay önce döviz bürosu soyuluyor…


Bu sadece Gökhan Naim konusu…

Ya diğerleri?

Hemen her gün başka bir vukuat.

Tehditler, şantajlar, adam vurmalar. Sadece son bir hafta içerisinde bir kaç tane kundaklama vakası var.

Sonuçta bir kısım fail yakalanıyor ama, gördüğümüz kadarıyla, geneli tetikçi.

Asıl azmettirenlerin yakalandığı olaylar öyle az ki.

Oysa bunlar organize işler…

KKTC’yi ahtapot gibi saran bir yapının içindeyiz.

Son olayda hayatını kaybeden Naim’i ayrı tutarak söylüyorum ama, kumarın, fuhuşun, kara paranın konuşulduğu bir yerde böyle yapılanmaların da gelişeceğini tahmin etmek zor değildi.

Gelin görün ki, Polis Örgütümüzün hala bir Organize İşler Şubesi yok.

Bu konu özel bir eğitim gerektirir. Belki akademide ilgili eğitimi tüm polisler alır ama, uygulamada da, devamlılık, takip açısından bir birime ihtiyaç var.

Bu tür olayları adli vaka olarak göremezsiniz.

Bir tek tethiş, saldırı da değil, her türlü kaçakçılık, uyuşturucu konusu da böyle, kara para da, fuhuş da, mafyozluk işleri de.

Son dönemlerde hırsızlık olayları bile. Günü birlik gelip giden hırsız çetelerinden bahsedildiğine göre.

Dahası, üçüncü ülke yurttaşlarının oluşturduğu çetelerin bulunduğu konuşuluyor.

İstesek de istemesek de, böyle bir gerçek var.

Ve bu ülkenin polisi de bunlarla mücadelede en az onlar kadar donanımlı hale gelmek zorunda.

Bağlantıları bilen, takip eden bir birime, bu konuda uzmanlaşmaya ihtiyacımız var.

Yine çaresiz kaldığımız bir konu. Tüm dünyada her gün yöntemleri geliştiriliyor. Bizim de ulaşabileceğimiz, yararlanabileceğimiz büyük bir bilgi ve deneyim birikimi var.

O halde, burada da ciddi bir revizyon, örgütlenme gerekiyor.

Türkiye’de Emniyet Genel Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nin görev tanımında, “Çağımızda ulusal ve uluslararası bağlantılı özellikle uyuşturucu ve psikotrop maddeler ile mali suçlar ve silah kaçakçılığı, bilişim suçları başta olmak üzere yasadışı haksız kazanç ve yüksek menfaat amaçlayan ve genelde teşekkül meydana getirmek suretiyle işlenen organize suçlar; toplumun barış ve sükununu bozmakta kamu otoritesini tehdit etmektedir” tanımlaması var.

Bakın, orada sıralanan her bir suçun benzeri de bu topraklarda işlenmekte. Hem de artan bir şekilde.

Yarın elleri kelepçeli tutuklanmış birkaç kişinin fotoğraflarını gördüğümüzde, “yakalandılar” deyip geçeceğiz. Ama onları kim tuttu, kim azmettirdi bunları öğrenmemiz kolay olmayacak.

Hatta öğrenirsek istisna olacak…

O zaman da bu tür olayların ardının arkasının kesilmesini ya da en aza indirgenmesini beklemek saflık olacak.

Suçluların güneye kaçtığı iddiaları da geldi dün.

Olayın bir diğer boyutu da, iki taraf arasında suçluların iadesinin yapılamaması ve dolayısıyla suçluların yargılanmaması, adaletin sağlanamaması konusu ki, adayı suç cennetine çevirmiş durumda. Bunun için de yapılacak şey, ayak direyen güney Kıbrıs aleyhine, uluslararası adalet, insan hakları örgütleri nezdinde duyarlılık ve baskı yaratmak olmalı.

Tarihimizde ilk kez hukukçuların ağırlıkta olduğu bir hükümete sahibiz.

Başbakan Tufan Erhürman’ın dün BRT’de söylediği “Polis içinde de bir takım çalışmalar, yeni birimler ve hizmet içi eğitimler gerekecektir… Gerekli adımları kararlılıkla atacağız” sözü, onların da eksikliğin farkında olduğunu gösteriyor.

Konuyu acilen ele almalarını ummaktan başka yapacak bir şeyimiz yok…

YERİN KULAĞI VAR

“YENİ BİR KKTC MÜMKÜN”:

Nüfusunu bırakın, kimin vatandaş, kimin kaçak olduğunu bile bilemediğimiz bir garip ülkede yaşıyoruz. Böyle bir ülkede hergün hırsızlık, cinayet, uyuşturucu ve tecavüzün yaşanması anormal mi sizce? Sokaklar hiç tanımadığımız, dillerini bilmediğimiz insanlarla dolup taşıyor. Ülke resmen mafyanın hesaplaşma sahası olmuş. Televizyonlarda hayretle izlediğimiz olaylar artık yanıbaşımızda.  Başbakan “Yeni bir KKTC mümkün” sözüyle bunları kast etmedi sanırım…

 

“GEMİMİZ SU ALIYOR”:

“Gemimiz, su alıyor, bir yerlerden başlamak lazım”diyor Cumhurbaşkanı Akıncı ve ekkiyor “Nüfus bilinecek ki, eğitim planlaması yapılabilsin, sağlık planlaması yapılabilsin ve gerekleri yerine getirilebilsin. Biz bu planlamaları yapmaktan aciziz, çünkü bu rakamları bilmiyoruz. Geçen yıl bütçeye konup da yapılamayan nüfus sayımını en azından bu yıl yaparak işe başlamalıyız”… Ciddi bir tespit ve uyarı olarak görmek lazım. Sonuçta söyleyen Cumhurbaşkanı.

 

KAMERA ŞART:

Kentlere güvenlik kamerası kurulmasına “bizi gözetleyecek” gerekçesiyle karşı çıkanlar, acaba şu yaşananlara ne diyecek? Dünyanın her yerinde uygulanan bu kamera sistemi suçluları caydırmak için, takibi için, olayların çözülmesi, suçluların yakalanması için kullanılıyor. Söyleyin şimdi hala “biz böyle iyiyik” diyebiliyor musunuz?

 

BU LÜKSÜ VAR MI:

Ulusal Birlik Partisi’nin geçen dönem bütçesinde meydana gelen 1,8 milyon liralık açık konusu, partinin kendi iç sorunu olmaktan çok öte bir anlam taşıyor. Dün Hasan Taçoy, Yüksek Seçim Kurulu’nun kendilerinden harcamalara ilişkin kanıtları istediğini söylüyor. Ama diğer taraftan bilgi vermesi gereken, eski Genel Başkan Özgürgün, “Partiye gidip, konuşmayacağım, görüşmeyeceğim, ben muhasip değildim” dedi. Yasaya göre sorumlu olduğu halde. Topluma yön verecek siyasi partilerin, aynı zamanda örnek de olması gerekir. İşin savsaklanacak tarafı yok…

 

FIRSAT BU FIRSAT:

Memleket yangın yeri, vatandaş cinayet, kundaklama, mülteci sorunlarıyla ilgilenirken, fırsat bu fırsat  tüp gaza 7 lira zam yapıldı. Hazır memleket başka konularla ilgilenirken, yapılan zam da arada kaynayıp gider diye düşündüler herhalde…

 

SİVRİSİNEK İSTİLASI:

Güney Kıbrıs’ta Sağlık Bakanlığı, bu yıl yoğun yağışlar nedeniyle sivrisinek istilası olacağını belirterek, kendilerinin aldıkları tedbirleri ve sivrisineklerin üremesini önlemek için vatandaşların uyması gereken kuralları içeren broşürler yayınladı. İstila şimdiden başlamış durumda. Ancak bizde ne belediyelerden, ne Sağlık Bakanlığı’ndan ses var…

 ZİRVEDEKİLER

Ferdi Sabit Soyer: “Hükümette sorun yok diye açıklamalar yapıldıkça bakın görün kitap yasağı girişimi gibi daha ne ramazan topları atılacak ki çıkan gürültüden demokratlar sinsin şaşkınlığın dağınıklığını yaşasın ki gulyabaniler düzenleme yapabilsin. Demokratik haklara sahip çıkmak gerekir”…

DİPTEKİLER

Çamur Atma Sanatı: Sosyal medya hesabından Kıbrıs Türk  Öğretmenler Bankası’nın, “yasadışı faaliyetlere kaynak sağladığını” iddia eden Kansu Aksu, mahkemeden özür dileyerek, “Kıbrıs Türk Öğretmenler Bankası aleyhine ağır ithamlarda bulunduğumdan dolayı özür dilediğimi belirtmek isterim. KTÖK’e yapılan yatırımların yazımda bahsettiğim gibi yasadışı faaliyetlere kaynak sağladığı iması kesinlikle gerçekleri yansıtmamaktadır” açıklamasını yaptı.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar