ABD’den al haberi... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

ABD’den al haberi…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Doğu Akdeniz’de özellikle hidrokarbon yataklarının bulunması, İsrail doğal gazının taşınması meselesi sonrasında ortaya çıkan yeni güç paylaşımı ve ittifaklar, bizim geleceğimizi de yakından ilgilendiriyor.

Duyduklarımızdan, okuduklarımızdan bir şeyler çıkartmaya çalışıyoruz ama, çok da aydınlatıcı olmuyor.


Çünkü mesele büyük güçlerin stratejik çıkarlarıyla ilgili…

Konu bu olunca da, kamuoyuna yansıyanla, gerçekler her zaman birebir örtüşmüyor.

Bir yandan, “Kıbrıs’ta bir çözüm,  doğal kaynaklar herkesin hakkı” falan deniyor ama, atılan adımlar hiç de buna uygun değil. Tek yanlı, adaletsiz. Ama kimsenin bundan rahatsız olduğu falan yok. Çünkü uluslararası politika zaten adalet temelinde değil.

Geçtiğimiz günlerde, tam da bu konuda, açık ipuçları veren bir açıklama geldi.

ABD’nin Avrupa ve Avrasya İşlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Wess Mitchell Yunan Kathimerini gazetesine bir mülakat veriyor.

Gazete de mülakatı, “ABD yetkilisi, Türkiye’ye Kıbrıs (doğal gaz) kazıları konusunda net mesaj gönderdi” şeklinde duyuruyor.

Gerçekten de net mesajlar…

Adam önce, ABD’nin bundan sonraki stratejik ortaklarını sıralamış. Bu hiç de eskiden söylendiği gibi değil.

“İsrail-Yunanistan-Güney Kıbrıs”…

Bunlar Doğu Akdeniz’de “az sayıdaki” demokratik, istikrarlı, batılı ülkelermiş.

ABD’nin bölgedeki rolünün güçlendirilmesinin en doğal yolu da, bu üç ülke arasındaki ittifakta, kendi rolünü güçlendirmekmiş…

Bundan daha açık ve net ne olabilir?

Oysa ABD ile Yunanistan tarihin hiçbir döneminde bu kadar yakınlaşmış değil. Yunanistan hiçbir zaman bir “stratejik ortak” muamelesi görmemiş, güven vermemiş. Hatta bir süre NATO’dan çıkarılmış.

Şimdi, yeni çıkarlar, böyle bir ittifakı getiriyor.

Hani hep denir ya, Kıbrıs’ın stratejik önemi, enerji yolları üstünde olmasındandır” diye. İşte o gün gelmiş, ama strateji Kıbrıs’ın bir yarısı üzerine kurulmuş.

Karşılıklı “al-ver”ler güzel işliyor.

Güney Kıbrıs adanın tek yasal yönetimi olmaya devam edebilmek için, yönetimi, gücü ve enerjiden gelecek çıkarları paylaşmamak için bu ittifaka balıklama dalıyor.

Wess Mitchell buna da açıklık getirmiş, Güney Kıbrıs için “egemendir, neyi nasıl paylaşacağına kendi siyasileri karar verir” diyerek noktayı koymuş.

Bir Yunanistan, bir Güney Kıbrıs, Türkiye gibi değil. Türkiye’nin derdi sadece Doğu Akdeniz’deki enerji değil ki?  Başka ittifakları, başka çıkarları da var. Bu ABD’nin işine gelmiyor.

Dahası, sondaj gemilerine karşı bir “rahatsız etme eylemi” olursa, bunu da “dostane” görmeyeceklerini söylerek, tehdit ediyor.

“Enerji konusu Kıbrıs konusunu nasıl etkiler” sorusuna karşılık, “Rumların kendilerinden stratejik taahhütler, isteyen, özellikle güvenlik konusunda işbirliğini güçlendirecekleri bir batılı devlet” olduğu yorumu yapıyor ve sonra da “iki toplumlu, iki kesimli federasyon çözümüne bağlı kalmayı elbette sürdüreceğiz” diyor.

Bu ikisini birden okuduğunuzda, nasıl da yapmacık durduğunu zaten görüyorsunuz.

Onun için, yeni süreç, anlaşma umudu, çözüm falan derken, reel politikanın gerçekleriyle birlikte düşünmek, gerçekçi olmak gerekiyor.

Bu açıklama, aynı zamanda Güney Kıbrıs liderliğinin de cesareti nereden aldığını açık seçik gösteriyor.

YERİN KULAĞI VAR

İKTİDAR HIRSI:

Ersin Tatar’ın UBP Genel Başkanlığı koltuğuna oturmasıyla birlikte UBP’lilerin iktidar hevesi canlandı. Özgürgün- Tatar değişikliği ile “Özgürgün başkanlığındaki UBP ile olmaz” diyen partilerden şimdilik beklediği vizeyi alamayan UBP, ülkede yaşanan ekonomik krizi de bahane ederek, erken seçim çağrılarına döndü. Erken bir seçim olur mu bilemeyiz ama, bunun kararını mevcut ikitdarın performansının belirleyeceği kesin…

TAHMİN ETMİŞTİK SAYIN DENKTAŞ:

Geçtiğimiz gün Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan’ın, bütçe görüşmelerinde Ercan konusundan bahsederken,  Taşyapı’nın sahibi Emrullah Turanlı’nın iddialarına yanıt vermediğini yazmıştık. Yanıt, Maliye Bakanı Serdar Denktaş’tan geldi. Denktaş Havadis’e yaptığı açıklamada, kendinden emin bir şekilde Turanlı’nın iddialarının gerçek olmadığını, hak taleplerinin  doğru olmadığını, alacaklı değil, borçlu olduğunu söyledi. Tahmin etmiştik de resmi bir açıklama iyi oldu. Devlet, devletliğini gösterecek.

BUGÜN YENİDEN GÖRÜŞECEKLER:

“Kritik” geçen Anastasiadis- Lute görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Akıncı BM Genel Sekreterinin Geçici Özel Danışmanı Lute’la ilk görüşmesini dün gerçekleştirdi. “Ayrıntılı ve Yararlı” oldu dışında bir açıklamanın yapılmadığı görüşmenin devamı bugün gerçekleşecek. Rum basını Lute’un, bir anlaşma taslağı ile geldiği yönünde bir iddia ortaya atmıştı. Bugünkü görüşme sonrası bu iddianın doğru olup olmadığını, Lute’un bir taslakla mı geldiğini öğreniriz belki…

NEYE KARŞILIK:

Müteahhitler Birliği hükümetle anlaştıklarını ve yapacakları eylemi ertelediklerini açıkladı. Daha birkaç gün önce hükümeti “tehdit” eder gibi hararetli konuşmalar yapan müteahhitlerin hangi konularda hükümetle uzlaştıklarını merak ettim. İstediklerini aldıkları için mi eylemden vazgeçtiler, yoksa karşılıklı tavizlerle mi işi bitirdiler göreceğiz. Uzlaşı uğruna İçişleri Bakanı emirname konusunda tüm o söylediklerini yutmuşsa yazık etmişler diyeceğim…

KAPATTIM DEMEKLE BİTMEMELİ:

Ercan’da yaklaşık 10 yıldır yer hizmetleri veren CAS şirketinin Lefkoşa Kaza Mahkemesi kararıyla tasfiye edildiğinin açıklanması üzerine, CAS çalışanları Meclis önünde eylem yaptı. Hükmet bu işi kesip atmak yerine, CAS şirketiyle ilgili bir araştırma yapması ve çalışanların günde kaç saat çalışıp, kaç uçağa hizmet verdiğini ve en önemlisi bunu kaç personelle yaptıklarını açıklaması gerekir. Bu zamanda onlarca çalışanın işsiz kalması çok acı ancak, şirketin bu duruma gelmesinde kimlerin hataları olduğunu da bu toplum bilmelidir…

 UYARI LEVHASI KOYMAKLA OLMUYOR:

Lefkoşa Surlariçi’nde eski bir ev yıklımış. Yıkılan ev bir araca da zarar vermiş. Sanırım kimse için sürpriz olmadı. Bu gidişle daha çok ev yıkılacak. Belediye sadece böyle evlere “tehlikelidir yaklaşmayın” levhası koyarak önlem aldığını sanıyor. Suriçinde böyle onlarca ev var. Ucuz diye birçok insan buralarda yaşıyor. Belediye olarak bu evlerin mal sahiplerine tamir etmeleri için baskı yapılmalı. Tamiri yapılmayan evler ise belediyece yıkılmalıdır. Bu tür evler yarın çok büyük felaketlere neden olabilir…

ZİRVEDEKİLER

5 Örgüt: (Çevre Platformu, Slow Food Salamis, İskele Yurttaş İnisiyatifi, Mağusa İnisiyatifi, Mağusa Kent ve Ekoloji Platformu ortak açıklaması): “Emirnameye karşı çıkmak aslında planlamaya karşı çıkmak anlamına gelmektedir…. Hiçbir sürdürülebilirliği olmayan bir yaklaşımla inşaat sektörü ve buna bağlı çıkar gruplarının yapay bir gayrimenkul krizi yaratarak kentsel rantı artırmak için hükümetlere baskı yapması, kesinlikle kabul edilemeyecektir”…

DİPTEKİLER

Cafer Gürcafer: Daha birkaç gün önce istekleri olmazsa, “Bütün köyleri Lefkoşa’ya yığarız” sözleri ile hükümeti tehdit eden Gürcafer anlaşma sonrası, “Bakkaldan bir şey alıyormuşuz gibi bir pazarlık yapmıyoruz. Ülkenin çıkarına neyse onu savunuyoruz. Sokağa dökülmenin çok meraklısı değiliz. Hedefimiz toplumsal uzlaşı ve ülkenin kazanmasıdır”demiş. Ülke mi, yoksa müteahhitler mi kazandı, yakında kokusu çıkar…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar