KÖŞEMDEN:
KKTC’nin adını değiştirip “Umutyolcusu” koymalı! Ki ben de kırk yıldır “Allah’tan umut kesilmez” diyerek Milli Piyangodan büyük ikramiyenin çıkmasını bekliyorum.
…Ve beklediğimiz “görüşme” oldu..
Çıkan sonuç şu: “Kuruldu kurulalı hiç bir siyasi sorunu çözme başarısını gösterememekle ünlü “BM’lerin Genel Sekreteri Guterres büyük olasılıkla Eylül ayında Türk Rum liderleriyle görüşecek.
Adı da kondu: “Üçlü görüşme!”
Allah’tan kesilmeyen “umut” bir kez daha Guterres’li BM’ler Sekreteryasına kaldı!
ANCAK dikkatinizi çekerim. 9 Ağustos görüşmesinin en kârlısı Sn. Akıncı oldu..
Hayır “siyasi sorunla” ilgili değil.. Bir süredir “müzakerelere boş verin, Rum tarafıyla işbirliği ortaklığı oluşturun” diyen Dışişleri Bakanı Özersay’ı haklı çıkartan bir zuhuratla!
Şöyle ki Sn. Akıncı hazır Güney’e geçip Rum Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in, ortasına bir demet çiçek kondurulmuş yuvarlak masasında karşısına oturdukta…
Belki Doğu Akdeniz’deki “enerji,” Maraş yada “ikili müzakerelere devam” konusunda karara varamadılar ama; Güven yaratıcı Önlemler silsilesinde “beş konu ve olayı şip şak hallettiler..”
ANCAK açık seçik gerçektir: Artık bu “müzakerelerin” fıcırığı çıktı. Ve artık Anastasiadis anlamalıdır ki “çözümsüzlüğü” uzatmak faydasına değildir! Bir gün bir parmağını ısırırken, dokuzu birden sızlayacak, haberi ola!
Çünkü “çözümsüzlükten kaynaklanan” sorunlara karşın KKTC “kendini yeniden kurup yeniden kurguluyor!”
İki toplumun “nüfus potansiyelini” bilmiyorum ama “KKTC deki genç nüfus potansiyeline karşın büyük olasılıkla Güney “yaşlıdır!”
Tanınmış Devlet olmasına karşın “devinimi ile potansiyeli” de hantallaşmaktadır demek istiyorum.
Kaldı ki Eğer Türkiye bir iki “dost ülkenin” KKTC’i tanımasını sağlarsa bu sorun “iki ayrı devlet” formülünde kapanır..
Dolayısıyle Anastasidis’in “zamandan medet” umması abese iştigal, bayatın bayatı bir politikadır! Nitekim AKEl’in Genel Sekreteri Kiprianu da Anastasiasdis’i kıyasıya eleştirirken “böylesi bir süreci sonuçlarıyla görebildiği içindir..”
Yani çözümsüzlükle geçen zamanlar belki Türk tarafını olumsuz etkilemektedir ama bir yandan da “geleceğini” hazırlamaktadır. O gelecek ise “İki Devletli çözümü” çakmaktadır…
BURAYA kadar gelmişken bizim bazı “entel gevezelerimizle” “barış havarilerimize” de takılayım.
Bakın artık bu adada “Birleşik Kıbrıs” siyasetinde bir “çözüm” olmaz! Eğer “birleşik” kelimesinden iki toplumun iç içe yaşabileceğini murat ediyorsanız tabi!
Kuzey-Güney gerçeği artık değişmeyecek kadar “kemikleşmiştir!” Zaten bundan sonra eğer müzakereler devam edecekse (bugüne kadar masada Rum KKTC’i nasıl bir siyasi statüde telaffuz ederdi” bilmiyorum ama,) bundan sonra “KKTC diye telaffuz etmesi gerekecektir ve bu konuda Sn. Akıncı ısrarcı olmalıdır..
“Bizimkilere” dönecek olursam. “Marjinal gruplar” da olsalar artık adada “KKTC vurgulu ve damgalı” bir ayrı devlet olduğunu ve Türkiyesiz olunamayacağını anlamalıdırlar.. Tabi Rum tarafıyla BM’ler de…
**********
BUGÜN BAYRAM
Böylesi günlerde duygulanırım ama kısa sürede gelir geçer..
Neden bilir misiniz? Hatırladığım ilk bayramdan bu günlere, acısı tatlısı, sevgisi nefreti , güzeli çirkiniyle falan.. Yılda iki kez tam 148 bayram idrak ettım.. Bazıları birbirlerinin yeknesak devamlarıydılar!.. Bazıları “mücadele yılları!” “Yokluktu” bazıları.. Varlık olanlarını da yaşadımdı!
Bazıları hüsrandı kapkara umutsuzluklarıyla..
Bazılarında sevinçten yedi kat göklere çıktımdı. Bazılarında yedi kat yerin dibine geçtiğimce!..
ÖMÜR dediğin nedir ki? Öyle böyle geçer işte! Ki rahmetlik nenem masal anlatırken “az gitti, uz gitti, dere tepe düz gitti. Bir de geriye dönüp baktı ki bir arpa tanesi kadar yol gitti!
Doğrusunu söylemek gerekirse artık “bayramları” sevemiyorum. Zamanlar çok değişti. Çocukken ellerini öptüğüm büyüklerimin, “berhudar ol evladım, Allah seni nice bayramlara kavuştursun, büyük adam olasın…” Temennileri adeta “dua” gibiydi!
Şimdi ellerimi öpenlere öylesi babacan tavırlarla derviş kalenderliğinde temennilerde bulunamıyorum ben.. Gitgide mekanikleştik mi ne! Ki gençler de “ne bu el öpmeler” modunda!…
Neyse “bayram bayramdır. Cümle tanıdıkların, eşin dostun, ahbabımın karşıtlarımın, sevenlerimin sevmeyenlerimin bayramlarını kutlarım. Berhudar olun efendim..
