2018 seçimlerinden ders çıkartmak... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

2018 seçimlerinden ders çıkartmak…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Aslında kısa sürede derlenip, toparlanmakta fayda var.

Sadece ülkeyi bütçesiz bırakmamak ya da gündelik sorunlar için değil.


Ekonomik örgütler her gün açıklama yapıp, bir an önce icraat hükümeti kurulmasını talep ediyorlar.

Tabii ki bir hükümet kurulsun ve işe koyulsun.

Ama öncelikle üstünde çalışmak gereken çok ciddi bir başka sorunumuz var.

Artık kabul etmeliyiz ki, bu ülkede demokrasi doğru dürüst işlemiyor…

Bunun da bir çok nedeni var.

Bu ülke nüfusunu bile bilmiyor…

Mesela iradenin sandığa tam olarak yansımasının önünde engeller var…

Bugünkü gibi bir kaos ortaya çıkmadığı sürece, kimsenin bu işlere kafa yorduğu yoktu.

Daha yenile bir seçim yasası yapılmış olsa da, ana fikri, sözde bölgeciliği önlemekti. Önleyemedi.

Çünkü hala partilerden bölge adaylarını belirlemesi isteniyor. Keşke bu da ortadan kalksaydı da, gerçek anlamda bir çarşaf liste olsaydı.

Sonra, yüzde 5 barajını geçen partilerin çıkaracağı milletvekili sayısı ortadayken, bir çok partinin bu şekilde Meclis’e girip, komiteleri tıkayacağı da kırk yıldır kimsenin aklına gelmemişti.

Ama oldu…

Şu sonuçla yasamanın doğru işlemesinden bahsedilebilir mi?

Belki o barajın artık yüzde 10’a çıkarılması gerek…

Kısaca, bu son tecrübenin ışığında  yeni bir Seçim ve Halkoylaması Yasası’na ihtiyaç var.

Sonra acilen yeni bir Vatandaşlık Yasası lazım.

Önce ülkenin sorma gir hanı haline geldiğini kabul etmekle işe başlamak gerek. Daha ne kadar görmezden geleceğiz?

Bir şekilde KKTC sınırlarından giren herhangi bir kişinin, şu kadar mühürü tamamladıktan sonra vatandaş yapılmasına son vermek zorundayız.

Bu işin nerede duracağı belli değil…

Önüne gelen çalışma izni alabiliyor mu? Evet, işverenlerin talebiyle alabiliyor. E, bunların tamamına yakını da vasıfsız işçi. Hem de dünyanın dört bir yanından. Dağ olsa bu ağırlığı taşımaz.

Öyle çok uzaklara gitmeye gerek yok, kısa vadede hiç bir yapımız bu ağırlığı taşıyamaz olacak.

Bu kadar vatandaşa ihtiyacımız var mı? Tüm partilerin konsensusuyla bu gidişatı durdurmak öncelikli bence.

Sonra, Siyasal Partilerin de kendilerine düşen ve yerine getirmedikleri görevleri var.

KKTC’de bugüne kadar nice usulsüzlük, yolsuzluk iddiaları ortaya çıktı.

Siz herhangi birinin bunu önce kendi bünyesinde denetlediğini, soruşturduğunu, gereğini yaptığını duydunuz mu..?

Oysa her partinin bir disiplin organı, bir denetim mekanizması var.

Ama kağıt üstünde.

Bu organların tek yaptığı, parti içi sorunlar nedeniyle birilerini ihraç etmek, ötesi yok.

Yani siyasal partiler kağıt üzerinde belki ama uygulamada asla kurumsal değil.

Bir bakan, bir milletvekili, sonuçta bir partilinin adı bir olaya karıştığında, Meclis soruşturması, polis ya da mahkemeden önce, partiler kendi sistemlerini çalıştırmalılar.

Mesela ben Özgürgün olayında UBP’nin bunu yapmasını beklerdim.

Ama yapmadılar. Yapmamakta da kararlı görünüyorlar.

Üyelerinin bile kaç kişi olduğunu doğru dürüst bilmeyen, listelerinde başka partilerden insanlar bulunduğu tespit edilen partiler, artık kurumsallaşmalı. Ya yeni tüzüklerle, ya da en azından varolanı çalıştırarak…

Ve bence KKTC’nin kurumsallaşamamasının başlıca sebeplerinden biri de, siyasi partilerin kurumsal olmayışları…

Yapılacak çok iş var. Çok partili bir koalisyon belki bu konulara kafa yormak için fırsat olur…

Hal böyleyken, bir de başkanlık sistemine geçmeyi tartışıyoruz ki, bu halimizle onu da yüzümüze gözümüze bulaştırır, yıllarca da buna ağlarız artık…


YERİN KULAĞI VAR

HANGİ SAYGIDAN BAHSEDERSİNİZ:

Tutturdular bir “UBP ile koalisyon yapmamak halka saygısızlıktır” diye. Yahu daha düne kadar bu halk değil miydi UBP’nin yaptıklarından elaman çeken. Hangi birini sayayım. Ülke topraklarını peşkeş çeken, gayrı yasal vatandaşlık dağıtan, partizanlık ve adam kayırmacılıkta sınır tanımayan, seçime katılan parti başkanlarını adam yerine koymayan. Şimdi ne oldu da saygıdan bahseder oldunuz. İlle de hükümet olmak isterseniz formül var. Alın DP, yanına da YDP’yi koyun ve iktidarınızı sürdürün…

 

HALA KONUŞMUYOR:

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün seçimlerdeki tavrını sürdürüyor. Porpaganda dönemi boyunca rakipleriyle biraraya gelmekten kaçınan Özgürgün, seçimlerden sonra da partisi içinde aynı havada. Genel Başkan olarak seçim sonuçlarını değerlendirmek, izlenecek yol haritasını belirmek için yetkili kurullarını toplantıya hala çağırmaması kendi partilileri arasında bile huzursuzluğa neden oluyor. Böyle davranmasının bir nedeni vardır sanırım…

 

BEYTAMBAL KALSIN:

Artık hükümeti kim kuracak, nasıl bir hükümet modeli olacak sorularından da, bunları yazmaktan senaryolar üretmekten bıktık. Kim kuracaksa kursun artık. Ülkenin bekleyen yığınla sorunu varken biz hala daha hükümeti kim kuracak gibi kısır tartışmalarla uğraşıyoruz. Hani bir laf var, “Beytambal kalsın” diye. Asıl o mesele beytambal kalsın hükümetiniz…

 

PARTİLER DEĞİL, ADAYLAR YARIŞTI:

Hazır seçimi sistemini değiştirelim tartışmaları yaşanırken benim de bir önerim olacak. Yapılacak ilk seçimlerde partiler değil de, isimler yarışsın. Bu son seçimde gördük ki partilerden çok adaylar arasında bir yarış oldu. Herkes iş ola parti amblemini kullansa da, kendi şahsi propagandalarını yaptılar. Yazın aday isimlerini herkes gitsin beğendiği adaya oyunu versin olsun bitsin…

 

KİMSE UMUTLANMASIN:

HP Genel Başkanı Kudret Özersay, seçimi kazanamayan iki eski bakanla ilgili polise suç duyurusunda bulundu. Şimdi polis araştırmasını yapıp dosyayı Başsavcılığa gönderecek. Kimse birşey olacağını beklemesin, oradan da birşey çıkmayacak. Yanlışım yoksa aynı konuda Meclis böyle bir girişimde bulunmuş ve sonuç olarak Başsavcılıktan,“suç unsuru bulunamamıştır” yönünde bir karar çıkmıştı. Yani bu şikayet sonrası da farklı bir sonuç çıkacağını sanmıyorum…

 

MENFAAT DÜNYASI:

Bazı köşe yazarları, iş insanları, toplumun belli belli bir kesimi “istikradan” bahsederek UBP’yi iktidar yapmak için adeta yırtınıyorlar. Hele bazılarının gerekçelerini duyunca insanın gülesi geliyor. Tamam UBP sandıktan birinci çıktı ama, birinci çıkmak ile iktidar olmak aynı şey değil. UBP ile koalisyona gidenlerin sonunu hep gördük. Bunların bu UBP savdasını anlamakta inanın zorlanıyorum. Bir anda UBP’yi ve ülkeyi bu kadar çok sevmelerine anlam veremiyorum…

 

 


ZİRVEDEKİLER

Cenk Uzunoğlu: “Tahmin etmek gerekirse, değişim söylemini seçmen bunu dile getirenlere bakıp içi boş bir serüven olarak gördü. Değişim adına önlerine gelen adaylarla bunun yapılamayacağını düşündükleri için de elleri değişime güçlü bir destek vermeye gidemedi. ‘İçime tam sinmese de bildiklerimle yola devam edeyim’dedi. Lafı uzatmayalım. Olmadı. Olmamakla da kalmadı bundan sonraki değişim iddiasını yapmaya soyunacaklara da ciddi bir gözdağı verdi”…


DİPTEKİLER

Kim Denetleyecek: Yeni yılın ilk ölümlü iş kazası Girne Karaoğlanoğlu’ndaki bir otel inşaatında meydana geldi. Ölen işçinin çalışma izni olmadığı ve inşatta gerekli güvenlik önlemlerinin de bulunmadığı iddia ediliyor. Suç sadece ölende mi, onu kaçak çalıştıran ve önlem almayan işverenin hiç mi suçu yok, bunları kim denetleyecek? “Denetlersek ülkede inşaatlar durur” diyen bakanlık mı, yoksa ülkeyi sorma gir hanına çevirenler mi..? Şimdi kalkmış, kendileriyle ortak olmayan partileri “saygısızlıkla” suçluyorlar…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar