Önceki gün bir grup Rum iş insanı ile Kıbrıs konusunda gelinen aşamayı konuştuk.
Gelişmelerden endişeli idiler.
Özeleştiri yaparak kendi toplumları açısından yaşananları anlattılar.
Çok net bir şekilde Kıbrıslı Rumların ezici bir çoğunluğunun Kıbrıslı Türklerin siyasi olarak kendileri ile eşit haklara sahip olmasını ve dönüşümlü başkanlığı kabul etmediğini belirttiler.
“Biz böyle düşünmüyoruz ama azınlığınız” diyerek durum tespiti yapan Rum iş insanları Güney Kıbrıs’taki eğitim sistemi ve devlet yapısının kendilerine tarihi doğru öğretmediğine işaret ettiler.
1963-74 arasının kendilerine hiç anlatılmadığını, Kıbrıs sorununun 1974’te başladığının ve bir ‘işgal’ sorunu olduğunun söylendiğini aktaran iş insanları, her Rum bireyin Enosis hayalleri ile büyütüldüğünü anlattılar.
“Sizden farklımız olduğumuz konulardan biri Kıbrıs konusunda empati yapamamız, diğeri de bu konuda akılcı değerlendirmelerde bulunamamamızdır” diyen Rum iş insanları, kendilerinin Türkiye’den korktuklarını ve Türkiye’yi bir tehdit olarak gördüklerini ancak Kıbrıslı Türklerin Rumlardan korkup onları bir tehdit olarak görebileceklerini ezici bir çoğunluğun anlamadığını söylediler.
Yaklaşık iki saat bu konuları konuştuk.
Rum Lider Nikos Anastasiades’in görüşmelerden çok, gelecek seçimleri düşünerek adımlar attığını söyleyen bu iş insanlarına göre, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Rum toplumuna dönük mesaj vermeli.
Rum toplumunun korkularının yersiz olduğunu anlatmalı ve onları empati yapmaya yönlendirecek şekilde masada neler olup bittiğini anlatmalı.
Masada yaşananların kendilerine doğru aktarılmadığını ve Rum toplumunun yanlış yönlendirildiğini düşünen bu iş insanlarının Cumhurbaşkanı Akıncı’dan beklentileri büyük.
“Akıncı Rumların korkularının yersiz olduğunu ve onları anladığını anlatabilir. Onlara masada yaşananları, Türkiye’nin Rumlar için bir tehdit olmadığını söyleyebilir. Enosis kararına neden bu kadar tepki konulduğunu ortaya koyup, onlardan empati kurmalarını isteyebilir. Masanın dağılması halinde Kıbrıs’ı bekleyen tehlikeleri ortaya koyup uyarabilir. Böylece toplumun Rum Lider üzerinde baskı oluşturmasını sağlayabilir” diyen Rum iş insanları, özellikle hidro karbon yatakları konusunda çözümsüzlük koşullarında yaşanması olası gelişmelerin Kıbrıs Rum ekonomisine büyük darbeler vuracağı görüşünde…
Bu endişelerinde haksız değiller.
Rum tarafında son dönemde yükselmeye başlayan sağduyulu seslerin müzakere sürecinin geleceği açısından önemli olduğunu yazmıştım.
Görüştüğüm Rum iş insanlarının ortaya koydukları yaklaşımlar ve öneriler önemli.
Bu yaklaşım ve önerilerin sayısı arttıkça Kıbrıs sorununun çözümü de daha yakın olacaktır.
