Eğitim adası mı kriminaller cenneti mi..? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Eğitim adası mı kriminaller cenneti mi..?

Köş, MoreketMehmet Moreket

Eğitim Bakanı Özdemir Berova her ne sebeple gittiği anlaşılmayan Erzurum ziyaretinde övünmüş durmuş.

Öğrenci sayımız 93 bine vardı, bunun 50 bini Türkiye’den falan diye…


Bu arada öğreniyoruz ki, Erzurum’da da 70 bin üniversite öğrencisi var… O zaman insan düşünüyor, acaba bizdeki sorunlar orada da var mı diye. Hiç sanmam…

Madem Erzurum’un da böyle bir tecrübesi var, bizim Bakan mesela şunları da paylaşsaydı ne olurdu? Bu 93 bin öğrencinin kaçta kaçının gerçek öğrenci olduğunu söyleyebilseydi örneğin…

Gerçek dışı öğrencilerin sokaklarda, kara para aklamadan, uyuşturucuya, insan ticaretine kadar kriminal işler yaptığını…

Acaba sordu mu oradakilere “Sizde devam mecburiyeti var mı” diye…

Gülerlerdi herhalde…

Ya bir de “Bizde yok” deseydi…

Sonra deseydi ki mesela,

“Biz müthiş bir icraat yaptık, YÖDAK’ı tamamen siyasallaştırıyoruz”.

“Üniversite açmanın, bölüm açmanın önündeki engelleri kaldırıyoruz”.

“Hem bu suretle kimse üniversiteleri öyle dibine darı eker gibi denetleyemeyecek”.

“Adamlar rahat çalışsınlar, hem ne gereği var canım”.

“Mühim olan kelle sayısı. Bu sene 93 binse, seneye 150 bin olur. Biz ona bakarız…

Gözümüzün bebeği olanlar var, ayaklarına basamayız, basarsak biteriz”….

Asayiş bozulmuş, sosyal düzen bozulmuş, eğitimde kalite düşmüş diyenlere kulak asmayın siz, biz ne dersek o”…

Der mi, demez tabii…

Dese, Erzurumluların gözleri fal taşı gibi açılırdı.

Oysa gerçekler bunlar değil mi…?

Ama söylenmez…

YÖDAK’ın Başkanı bile yaptıkları yasayı eleştiriyor, üniversitelerle birlikte hazırladıkları önerilerin dikkate alınmadığını söylüyor ya, daha ne olsun…

Tarım Bakanı da KKTC’de kampüs açmaya hazırlanan Yeditepe Üniversitesi’ni ziyaret etmiş. Şüphesiz o da bu dediklerimden asla bahsetmemiştir…

Merak ederim, internet sitelerine girmeyi hiç akıllarına getirirler mi..?

Göz yumdukları usulsüzlükler, denetimsizlikler burada okuyan öğrenciler tarafından nasıl dile getiriliyor diye…

Biz görüyoruz, okuyoruz, utanıyoruz. Aman bölücülük olmasın, bir de biz kışkırtmayalım, kötünün yanında iyiye de zarar vermeyelim diye yazmıyoruz. Ama o yazılanlar orada, hem de tonla…

Bir süre sonra altın yumurtlayan tavuğu öldüreceklerini de düşünmezler.

Araştırmasıyla, akademik kadrolarıyla, iç denetimiyle işini adam gibi yapanların da karalanmasına sebep olduklarının farkında değiller.

Yakında kurunun yanında yaş da yanacak, kimin umurunda…

Ha bu arada yeni bir şey öğrendim, kaçak çalıştıranlar var ya, hani kalifiye olmayan işçiye ihtiyacı olanlar, Afrika ülkelerinden adam getirtip, bir yıllık üniversite harçlarını ödüyor, yok paraya çalıştırıyorlarmış. Yani buraya kendiliğinden geleni değil ha, bizzat ithal ederek…

Bakar mısınız…

Sonra üniversiteler denetlenecek, kaçak işçi denetlenecek falan.

Gidin işinize yahu…

 

 

 

YERİN KULAĞI VAR

NE DEMEK İSTİYORLAR:

Bizim dışımızda herkes Kıbrıs Türküne rol biçmeye çalışıyor. Bugünlerin modası ise, Türkiye’de yapılacak Anayasa referandumuna yönelik. Herkes oyunu özgürce kullanmalı, “evet” de, “hayır” da demokratik hakları. Ancak iş bununla kalmıyor. AKP’li gençler, “KKTC’de de 15 Nisan’dan sonra çok şey değişecek” derken, Bakan Eroğlu, “Kıbrıs’ın geleceği için evet” çağrısı yapıyor. İyi de “hayır” çıkarsa ne olacak? Keşke onu da söyleseler de biz de bilsek…

 

NE GÜNLERE KALDIK:

Her fırsatta, KKTC’yi yüceltmekten bahseden iki bakan, belli ki “birilerine yaranmak için” o kadar kendilerinden geçmişler ki, bulundukları makamları hiçe sayarak, devletin değil de, AKP’nin temsilcileri gibi davranmakta sakınca görmediler. Bu davranışlarıyla, savundukları ve bakanı oldukları devleti yok saydıklarını da mı düşünemediler acaba..?

 

OY DEPOSU:

KKTC seçimlerinde oy kullanacak Türkiye kökenlilerin sayısı üç aşağı beş yukarı yaklaşık 80 bin kişi. Bence her iki vekil de toplanan kalabalık karşısında kendileri için en doğrusunu yaptılar. Yarın seçimde binlerce oydan ne kadarını kapsalar kardır diye düşündüler herhalde. Tek dertleri, oy devşirmek, siyasi nema sağlamak. Ülkenin değil de, kendi geleceklerini düşünen siyasetçiler olduğu sürece, daha nelere şahit olacağız…

 

KAMUYA İLGİ NASIL AZALSIN Kİ:

Serdar Denktaş, zaman içinde kamuya yönelik ilginin, özel sektöre döneceğine inandığını söylemiş. Boş laflar…Nasıl dönsün ki Sayın Denktaş? Özelde çalışanın iş güvencesi yoksa, toplu sözleşmeyi bıraktım, bireysel iş sözleşmesi bile yoksa, sendikalaşamıyorsa, emeklilik ikramiyesi de maaşı da kamudakinin yarısından azsa, emeklilik yaşı çok daha fazlaysa, nasıl dönsün… Bu fark da hükümetlerin yapmadığı işler yüzünden değil midir. Bu arada,halihazırda zaten çalışan nüfusun yüzde 70’i özeldedir. Ne ironi ama…  Özelde çalışan gençler bu sözlere ne derler acaba? Biçarelerin gazete okuyacak bile hali yok ki…

 

SORUNLARI YARATAN BİZİZ:

Ticaret Odası,  2016-17 Rekabet Edilebilirlik Raporunu açıkladı. Rakamların pek bir önemi yok bence, önemli olan sebepler. Ve bunların başında da bizden kaynaklanan sebepler geliyor. Fikri Toros güzel yorumlamış, sorunlarımızın anası budur; “kamu sektörünün verimliliğini artırmak için üzerinde uzlaşılan programın kararlılıkla uygulanmaması ve bunun için yaratılmış kaynaklar kullanılamaması, yetersiz eğitimli işgücü ve siyasal istikrarsızlık”

 

MİLLET GİDER AYA….:

Gazetelerde bir haber; “Kırklar Türbesi önünde toplanan üretici ve çiftçiler, yağmur yağması için hem dua yaptılar, hem de kurban kestiler. Üreticiler, aylardır yağmur yağmadığı için topraklarının kuruduğunu ifade ederek Allah’a sığındıklarını dile getirdiler ve dua ettiler…”. Her işimiz gibi, yağmuru da Allah’a havale ettik. Bu zamanda hala daha buna inanan ve yağmur duasına çıkanlar olduğu sürece, bu memleket bir adım öteye gidemez…

 

 

 

ZİRVEDEKİLER

Mehmet Harmancı: “Bu bakan arkadaşlara kızmayın, onlar bugüne kadar hep bu şekilde davrandı, parmaklarının arkasına da saklanmadılar. Dönem değişti onlar değişti, dönem değişti konuşmaları değişti, demokrasi dendi demokrasi dediler, ‘tanrı de’ dendi tanrı dediler, ‘dua diyeceksin’ dediler onlar ikiletmedi dua dediler. Bu arkadaşlar bunları yapa yapa hep seçildi, şimdi kime kızıyoruz? Bunları yapanlara mı? Bunlara prim tanıyanlara mı..?”

 

DİPTEKİLER

İş Eroin Ticaretine Vardı Artık: Ne acıdır ki, polisin rutin kontrolu sırasında yakalanıyor. Adam memlekette elini kolunu sallayıp, eroin taşıyor. Hem de 600 gram. Yani satıcı… Hint keneviri, hap, map bitti, eroin ticareti yapılıyor artık bu ülkede. Ne iş yaptığı belli olmayan, kaçağı, öğrenci görünümlüsü sırf suç işlemek için KKTC’ye doluşunca, olacağı da buydu. Anladığım kadarıyla istihbarat sorunumuz var bizim. Yoksa bu cesareti nereden bulacaklar…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar