Zaman herkese dar geliyor! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Zaman herkese dar geliyor!

Ahmet OkanAhmet Okan

İnsanlar küçük şeylerle mutlu olurlardı ve hayat bu küçük şeyleri yaşayarak sürüp giderdi.

Böyle kış zamanlarında ki kara bulutlar birdenbire çoğalır, yağmurlar sert ve keskin rüzgarlarla sağa sola savrularak yağardı, herkes evine çekilir, vakit akşamsa televizyon başına geçilir, ortada yanan bir soba veya mangalda kestaneler ateşe verilir, zaman, yağmur sesleri ve TV ekranına yansıyan parazitli görüntülerle tüketilmeye çalışılırdı.


Eğer vakit gece değil de gündüz ise, yağmurun dinmesi ile dışarıya çıkılırdı.

Lefkoşa sokaklarında yağmurun taşkın hale geldiği yoktu.

Su birikintileri çok az bir zaman yüzeyde kalır, sonra kanalizasyonlardan hisaraltlarına düşerdi.

Evlerde ve iş yerlerinde yağmurun dinmesini bekleyenler yavaştan dışarıya çıkarlardı.

Böyle vakitlerde Lefkoşa ıpıslak olurdu; Girne Kapısı’nda duran toplar da yağmurun dinmesini beklerlerdi, sanki yeniden aç midelerini demir güllelerle dolduracaklarmış gibi bir heyecan içinde!

O toplar oraya ne zaman konmuştu şu anda anımsamıyoruz, ama söz bu toplardan açılmışken, bunların İngiliz topları olduğuna dair bilgilerden bahsedelim.

Denildiğine göre,

Yeniçeriler adada isyan ettiklerinde (1799) dönem bir başka Selim, yani III. Selim dönemiydi.

Bu isyan İngiliz Amiral Sir Sydney Smith tarafından bastırılmış.

Amiral Osmanlı’ya yardımda bulunmuş

Zaten Amiralin donanması Doğu Akdeniz’de bulunuyormuş ve III. Selim de Amirale gerekli yetkileri vermiş ve adadaki Yeniçeri isyanını bu İngiliz gücü ile bastırmış.

İşte, bu topların da bu Amirale ait olduğu söylenir…

Bu arada Girne Kapısı’nın kubbesi yoktu.

1821’de onarım gören kapıya bir de kubbe eklenerek, bugünkü görünümünü almıştı kapı…

Ne diyorduk, insanlar küçük şeylerle mutlu olurlardı.

Hayat da zaten küçük bir yerde sürüp gitmekteydi ve o yağmurlar durunca Girne Kapısı’nın çevresinde bulunan parkların kaldırımları yeniden insanlarla buluşurdu.

Bütün mesele eve tıkalı kalmamak, biraz dışarıda salınarak hava almaktı!

Öyle yapılır, biraz hava alınırdı.

Uyarsa bir pastaneye oturulur, kuru pasta yenir çay içilirdi.

Zaman şimdiki gibi değildi, restoranlara gidip öğle ve akşam yemeği yiyerek vakit geçirici koşullar yoktu.

Kızlı erkekli gidilebilecek cafe’ler hiç yoktu.

Arabası olanlar en çok arabası ile birlikte bir Boğaz yolu yapar tekrar evine dönerlerdi ki bu arabalı gezinti genellikle hafta sonları yapılırdı…

Zaman denilen şey de kış olsun yaz olsun geçmek bilmezdi.

Bir günde birçok iş yapılabilirdi, zaman buna müsaitti ama zaten yapılacak pek iş de yoktu…

Diyeceğim,

Hayat günümüzde olduğu gibi koşuşturarak yaşanmazdı, ne hırs vardı ne arsızlık.

Bütün bu ve buna benzer şeyler şimdi var ve zaman da herkese dar geliyor nedense!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar