Herkes şehir plancısı oldu... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Herkes şehir plancısı oldu…

Köş, MoreketMehmet Moreket

En çok kızdığım ne biliyor musunuz. Her konuda ahkam kesen, bilgiçlik taslayan insanlar. Günün tartışma konusu emirname ya, herkes şehir plancısı, mimar mühendis kesildi. Akıl verenler mi, dünyanın çeştli ülkelerinden örnek verenler mi istersiniz…

Tamam, herkesin görüşüne ve savunduğu fikirlere saygı duyuyorum. Ama sanki bizim ülkemiz diğer ülkelere örnek olacak bir ülke. Yahu, her tarafı dökülüyor, pislik, çevre felaketi ve plansız bir beton yapılaşması. Ülke enine değil, dikey büyümek zorundaymış. Zaten ada ülkesiymişiz de, toprak azmış, onun için dikey büyümek, az olan toprağı verimli kullanmak gerekirmiş. Bunlar aynı zamanda Girne’de yaşanan plansız çok katlı büyümenin sıkıntılarını dile getirip, karşı çıkanlar değil miydi? Şimdi ne oldu da siyasetçisinden, gazetecesine kadar birçok kişi, emirnamelere karşı tavır koyuyorlar inanın anlamakta zorlanıyorum.


Ya o üç belediye başkanına ne demeli, onların tek derdi, inşaatlardan gelecek gelir. Yoksa insanlar yüksek binalar arasında kaybolacakmış, denizler beton binalarla kapatılacakmış, öyle bir dertleri yok. Varsa yoksa kasalarına girecek para… Peki ama 10, 20, hatta onlara göre 50 katlı binalar için alt yapınız, yeterli su ve elektriğiniz var mı diye sorsanız bin dereden su getirecekler.

Tamam dikey yükselen birçok şehir sayılabilir ama, ideal midirler? İdeal olması için kapalı otoparkları, yeşil alanları, yürüyüş yolları, hatta park bahçeleri olması gerekmez mi? Girne örneğinde son yıllarda yapılan çok katlı binaların kaçında bu hizmetler var söyler misiniz? Olan ağaçları kesip beton yığınını dikmiş, al sana dikey büyüme…

Limasol örneğini paylaşıyorlar sosyal medyada ve işte güney de de sahile çok katlı binalar yapılıyor diyerek savunma yapıyorlar. Kentin geldiği durumdan Limasollular şikayetçi, size ne oluyor? Üstelik orada insanların sahile girmesi engellenmiyor, o çok katlı binaların hepsinin önü vatandaşın kullanımına açık. Bizde durum öyle mi? Adam sahile yaptığı çok kalı binayla birlikte önündeki sahili de kendi malı sayıyor. Onlara göre bunlar fuzili şeyler, ne kadar çok daire, o kadar çok para hesabı…

Ülker Fahri’nin dediği gibi;

“Girne’yi katlettiler, burayı da katledecekler. Hangi alt-yapı ile? Yeterli su, elektrik, yol, kanalizasyon, araç park yeri var mı? Yok. Üstelik, bir yangın halinde, İtfaiyenin elinde, 4 kattan fazla müdahale edecek itfaiye aracı yok. İşin tuhafı, Bölge Belediyeleri, alacakları İnşaat İzni harçları uğruna, müteahhitlere destek çıkıyorlar. Bu inşaatlara, kim nasıl izin veriyor? Rant büyük. Bakalım, kimler ne paralar yiyor?”…

Ve bence sorulması gereken esas soru şu; “Bu yüksek katlı binaları kimin için yaparsınız? Tabii ki yabancılar için. Eğer bu adaya bu kadar çok nüfus taşımayı düşünürseniz, altyapıyı bir kenara koysak bile, hani ilkokulu, ortası, lisesi, öğretmeni, bunlara hizmet edecek memuru, polisi, hemşiresi, doktoru… Ne yazık ki bu sorunlar dikey binalarla çözülmüyor…

Emirname ve planlama istemiyorlarmış çünkü, ülke kalkınma yolunda hız kaybedecekmiş. Eğer Karpaz 10 ya da 50 katlı binalarla kalkınacaksa, varsın kalkınmasın…

Sonuç olarak bu iş artık rayından çıktı. Ne yazık ki hükümet de emirnamenin neden gerekli olduğunu kamuyouna anlatmakta zorlanıyor. Kısacası bu süreç iyi yönetilemedi ne yazık ki… Hal böyle olunca da, ilgili ilgisiz herkes ahkam kesmeye, birilerine yaranmaya devam ediyor…

 

ÜNİVERSİTELER ÜLKESİ VE EĞİTİMİN DURUMU…

Eğitim sorunumuz var değil mi? İnkar edecek olan beri gelsin.

Hem yapısal, hem içerik olarak. Başarı oranı meydanda. Eğitim planlaması, kalite, her bakımdan.

Eğitimin yerlerde süründüğü aynı memlekette, dünyanın dört bir yanından öğrenci kabul eden 19 üniversite var.

O üniversitelerin de “eğitim bilimleri” bölümleri.

Dün bir üniversitemizin daha  “Uluslararası Eğitim Araştırmaları Kongresi” düzenlediği haberi geldi. Hem de dördüncüsünü yapıyorlar.

Her türlü çağdaş bilginin paylaşıldığı uluslararası seminerler, çalıştaylar yapılıyor bu ülkede.

Hatta benim bildiğim, KKTC Eğitim Sistemi’nin eksiklerini, yanlışlarını ortaya koyan çok sayıda tez çalışması da mevcut.

Ama bu çalışmaların binde birinden kamu yararlanmıyor, yararlanamıyor.

Yani bilgi var, kapasite var, vizyon yok, çaba yok.

Ne acı çelişki.

YERİN KULAĞI VAR

MUTABAKAT DA TAMAM, HAYDİ ARTIK:

KKTC-Türkiye arasında ticarette TL kullanımı konusu, aslında yılların sorunuydu. Ancak, daha döviz krizi gelmeden, geçen yılın Kasım ayında zamanın Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, “TL kullanımını zorunlu hale getirmeliyiz” demişti. Ardından bir çok ziyarette konuşuldu. Ekonomi Bakanı Özdil Nami, şimdi mutabakata varıldığını söylüyor. Gereklilik belliydi, niyet de vardı da bunca zaman neden mutabakat için beklendi acaba? Umarız uygulama için de bir bu kadar beklemeyiz. Çünkü vatandaşın harcamalarını ilgilendiren ciddi bir konu…

 

ŞİMDİ NE BAHANE BULACAKLAR:

Türkiye’yle ticarette TL kullanımı konusundaki  mutabakat, olmaz ya,  şöyle hemen uygulamaya geçse, piyasa buna hemen tepki verir mi sizce? Amaç tüketiciyi rahatlatmak. Ama ithalatçının keyfine kalmış. Dövizi bahane ederek milletin cebine el atanlar, bu kez fiyatları düşürürler mi? Sizce? Yeni bir vurgun mu dediniz?

 

YAŞA TAKILANLAR BİZDE DE SORUN:

Dün bir gazetemizde, polislerin 55 yaşına gelmeden emekli maaşı alamadığı, mağdur oldukları haberi vardı. Olay polis ya da asker meselesi değil. Devlet memurunun dışında artık herkesin başında bu dert. Şimdilik emekli olanlar eski yasadan, ama bundan sonra tüm özel sektör çalışanlarını aynı sonuç bekliyor. Adamı emekli ediyorsan, maaşını da vereceksin. İkinci iş yapmaya kalksa, elli yaşından sonra kim kimi nerede çalıştırır? Sosyal Sigortalar Kurumu’nun kötü yönetilmesinin cezasını yıllarca maaşsız kalacak binlerce insan çekecek. Memur-sigortalı ayırımcılığının en vahim göstergesi bu…

 

SORUN PARA DEĞİLSE NEDİR?:

Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu, Maronitlerin dönüşü konusunda hükümete basın üzerinden çağrı yapıyor, “Projeleri tamamlayın” diyor. Ayrıca diyor ki, “Başbakan ve Maliye Bakanı, Cumhurbaşkanıyla görüşmelerinde, kaynak ayrılmasının mümkün görülmediği bilgisi verdiler”. Diğer yandan, Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Havadis’te yayınlanan açıklamasında, “Maronit açılımının  mali krize takıldığı yönündeki iddialar gerçeği yansıtmıyor. Sorun, ortada bir projenin olmamasıdır” diyor. O zaman devletin proje yapmadaki sorunu nedir? Savsaklanacak konu mu bu? Ayrıca böyle hassas bir mesele niye kamuoyunda tartışılıyor?…

 

HİSSEDEN OLDU MU?:

Ticaret Odasının 1 Kasım’da başlatılan ve 133 firma ve markanın dahil olduğu indirim kampanyası 31 Aralık’a kadar uzatılmış. Kusura bakmasınlar ama, bu kampanyadan vatandaş pek birşey anlamadı. Satmakta zorlandıkları ürünler, “bilmem kaç tane al, kaç tane öde” gibi tamamen tüketiciyi kandırmaya yönelik bu kampanya, vatandaştan beklenen ilgiyi görmedi…

 

MEMURA GÜZEL HABER:

Kamu çalışanlarının merakla beklediği 13’üncü maaşlar için Maliye Bakanı Denktaş müjdeyi verdi.  Denktaş, 13’üncü maaşların Aralığın içinde ödeneceğini açıkladı. Bu haber sadece memuru değil, esnafı da sevindirdi. Nasıl olmasa ucundan onlara da birşeyler düşecek artık…

 

ZİRVEDEKİLER

Fatma Azgın: “Bugünkü koşullarda normal bir toplummuşuz gibi bilinen işler yapmanın zamanı değil gibi geliyor bana. Acil bir program yapılması, toplumun kimlik değişmesini yaratanlardan, suçlulardan, ahlaksızlardan, ülkeyi temizlemek gerekiyor. Eğer bu önlemleri alabilecek kaygılı, endişeli ve toplumu düzeltmek amaç ve vizyonu ile acil program uygulayacak resmi/sivil insanlarımız kalmamışsa veya çaresizse kötünün kötüsü durumuna  gelmek hiçtendir”…

 

DİPTEKİLER

Ersin Tatar: “Hükümet, Gazimağusa-İskele-Yeniboğaziçi emirnamesi ile yanlış bir adım atarak, ülkenin en önemli sektörlerinden biri olan inşaat sektörünü batırmaya çalışıyor. Ne zaman kaldırılacağı belli olmayan bir emirname ile ülkenin ekonomik sektörlerini kilitlemeye kimsenin hakkı yoktur…”.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar