Çözüm uzak bir olasılık! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Çözüm uzak bir olasılık!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Dün iki halkın “korkularından” dolayısıyla olası bir çözüm planında izole edilmezlerse sonuca varmanın mümkün olmadığından söz ettimdi!..

Ancak  her iki toplumun korkularının izole edilebilmesi için ayni oranda “çok uygun bir çözüm modelinin” oluşturulması gerektiğini de vurguladıydım.


NİTEKİM bu gerçeği  Annan  planında somut olarak yaşadıktı.

Bizim için Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesi “evet” dememiz için yetip artarken.. Rum tarafından, giderilemeyen “korkusu” nedeniyle ayni “Türkiye” nedeniyle “hayır” çıktıydı!                                                       Kısaca anladıktı ki bizim için yaratılan güven Rum tarafı için korkuların büyüğüydü!    ÖNÜMÜZDEKİ dönemlerde müzakereler  kaçınılmazlığıyla  yeniden  başlarsa “Türkiye’nin garantörlüğü” yine tartışılacak, Rum tarafı için Türkiyesiz bir çözüm ısrarı yine sürecektir.

Tabi ki sorun bununla da sınırlı değildir. Federal Devlete katılırken bizim de “korkularımız” nedeniyle çekincelerimiz vardır.

Örneğin devlete “azınlık statüsünde” mi katılacağız?  Yoksa “bire bir” olarak ifade ettiğimizce “siyasi eşitlik ilkesinde” mi?

ÖTE yandan devlet mekanizmasının  tepesindeki “Cumhurbaşkanlığı” makamından başlayarak federal sistemde “Temsilciler Meclisi” ile “Senatoda” sayımız ve yerimiz ne olacak? “Azınlık çoğunluk” esasına göre mi? Yoksa “siyasi eşitlik” ilkesinde eşitlikçi bir  paylaşımla mı?

TABİ ki tüm bunları Annan planında (üstelik rahmetlik Denktaş’ın bile şaşkınlıkla itiraf ettiğince) binlerce sayfadan oluşan  teferruatlı “planından” biliyoruz ama 2004’de sandığa giderken Türkler de Rumlar da ellerine tutuşturulan risale esamesindeki  maddelerin başlıklarından ötesini bilmiyorlardı!

Tutun ki Türk tarafı,  “nasılsa Türkiye’nin garantisi devam  edecektir” diyerek “korkularını” yenip “evet” derken, Rum tarafı da “Türkiye Demoklesin kılıcı gibi yine başımızda” olacaktır korkularında “hayır” diyordu..

FAKAT artık olası bir çözüm referandumunda “evet” yada “hayır”   demek için yığınla korkularımız, bir o kadar kritik denecek aşılması çok zor sorunlarımız daha  vardır.. Doğu Akdeniz’deki enerji sorunu gibi! Gazın AB’ye nakli projesi gibi!.. Gelişen Kuzey’in artık Annan planında olduğu gibi Güney’den gelecek nüfusa yer açacak yerlerinin kalmadığı gibi.

KISACA Kıbrıs siyasi sorununu BM’lerin yada AB’nin veya Solda  Sağda oynaşan entel gevezelerinin kendi kafalarına göre çözmeleri mümkün değildir.. Sorun Kıbrıs halklarını da aşarak Doğu Akdeniz’den Ege Denizine kadar uzanırken havzadaki ülkelerin çıkarlarını da içeren siyasi konumuyla tam bir “kriz” odağı haline gelmiştir.. Yani “çözüme” ulaşmak artık çok daha uzak bir olasılıktır!                                                                              **********

NEV’İ ŞAHSIMIZA MÜNHASIR “DEVLETİMİZ!”

Her halde dünyada bizim gibisi ülkeler  de olacaktır: “Seller basmasın, yollar su birikintilerinden geçit vermesin”  diye yağmurun yağmaması için dua  edenler!

Yada iki yılda 300’ün üzerinde  şiddet olayının yaşandığı bizim gibisi küçük ülkeler!

Veya  yarım milyon bile olmayan nüfusuna karşın her gün trafikte onlarcası çarpışma sonucu yaralananlar, ölenlerin olduğu ülkeler!

Üstesinden gelinemeyen çevre kirliliği.. Çarpık yapılaşma sorunları.. Gitgide artan uyuşturucu kullanımıyla pazarı!

KISACA yapılan “anketlere” de yansıyor:  “Nitekim deniyor ki “toplum endişeli ve çaresizdir!.. Bu nedenle  ruh sağlığını kaybediyor!.. Kadınlar daha fazla etkileniyor!. “Umutlar tükeniyor!. Ekonomiye kötümserlikle bakılıyor!.. Ve krizlerden çıkışlarda hükümet başarısızdır!”

Zaten vaziyeti umumiyemizin farkında olan Sn. Başbakan Erhürman da “konuşmaktan ziyade iş yapmak istiyoruz” diyor..

Tabi ki engelleyen yoktur!  Fakat “işlerin yürümediği” bir gerçektir. Çünkü artık ülkede “çıkan yasalar” da  çalışmıyor!

Zaten toplum köşe başlarını tutmuş “bazı siyasilerin” ötesinde “neyin niçin  yasa haline geldiğinin farkında değil!” Çünkü o yasalar günlük yaşamına yansımıyor!

Çünkü uygulanmıyorlar!

“Uygulattırmakla” görevli “yetkili makamlar”  sorumluk taşımıyorlar!..

Bu nedenledir ki  “kanunlar yığını” içinde kanunsuzluklarla” boğuşuyoruz!  Trafik, pislik her gün aynalarımızda yansıyan tüküresi yüzümüzse; gitgide çoğalan illegal olaylar da alameti farikamız olmakta!

ÇOK ısrarlı olacağım ama biz yıllarca “devlet” olmak, devleti büyütmek, mamur ve bayındır hale getirmek için “seçip seçilmedik” diyeceğim!”

Devletin nimetlerinden faydalanmak, en kabadayısı “Türkiye’nin de katkılarıyla sağladığımız bütçeyi paylaşmak esası üzerine bir mali sistem oluşturduk!

Yıllarca “bütçemizdir” dediğimiz  “pastayı”  bürokrasinin tepesinden başlayan  büyük parçalardan alt kademelere indikçe küçülterek bölüştük! Bölüştük ki gerisi ya hey!

Her halde diyorum: Nev’i şahsımıza münhasır bir devletiz ki bir eşimiz daha yok dünyada!                                                                                                                   **********

KISACA TAKILDIĞIM:   (AFRİKALI KARDEŞ, SEVİLEN OL!)                     

Afrika ülkelerinden üniversitelerimize gelen öğrenciler kendilerine yönelik ırkçı davranışlardan yakınıyorlar şikâyette bulunuyorlarmış!

Pöö! Siz ne diyorsunuz? Bu ülkeye TC’den kaydırılan nüfusla bile halâ barışamadık!

Pöö! Siz ne diyorsunuz? Bu ülkede Barış harekâtıyla özgürlük ve egemenliğimize kavuştuk da hâla diyorlar ki “mandıra toplumuymuşuz!”

Pöö siz ne diyorsunuz? Biz trafikte Allahın günü birbirimizi kıyıyor, memleketi pisliklere boğuyor kendimize ihanet ediyoruz!

Pöö siz ne diyorsunuz? (Çünkü Bazılarınız kantarın topuzunu kaçırdı, eğer bir lobi oluşturmuşsanız önce kulaklarını siz çekin ki nefret edilen değil, sevilen olasınız!)

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar