Yok olan hayatlar 3 - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Yok olan hayatlar 3

Ahmet OkanAhmet Okan

“Zamanın ruhu”na uyarak devam eden meslekler de var.

1571 fethinin hemen ardından çıkarılan sürgün hükümlerinde adaya gönderilen meslek grupları arasında “kahvaltıcı” adı altında bir meslek grubu vardı.


Bu meslek bugün yaygınlaşarak, günümüz koşullarında devam ediyor.

Surlariçi’nde çeşitli yerlerde kahvaltı yapılabilecek yerler açıldığı gibi, Köşklüçiftlik’te, Girne Boğazı’nda da kahvaltılık yerler vardır.

Mağusa ile Girne’nin içinde de olduğu biliniyor…

Eskiden kahvaltılık yapan yerler ne kadar çoktu bilemiyoruz ama örneğin Girne Kapısı’nda Abdullah Dayı bu mesleği sürdürürdü.

Sabah erkenden kalkar, Bedevi Pastanesi’nin yanında bulunan küçük dükkanına gider ve sabahçılara kahvaltılık hazırlardı…

Daha çok ciğerciler vardı ki bunlar da seyyar arabaları ile sabah ezanından yola koyulur Girne Kapısı’nda, Bandabuliya’nın çevresinde yerlerini alırlardı.

Sabah sabah kahvaltıyı ciğerle yapmak bir dönem adetti ki müşterisi de bol olurdu.

Bu meslek günümüzde eski gibi olmasa da sürüyor ama o seyyar satıcılar yok olup gittiler…

Bisiklet tamirciliği geçerli mesleklerden biriydi ki yakın bir geçmişte hayata veda eden Kemal Köse bunların önde gelenlerindendi.

Daha eski bisiklet tamircileri de vardı ancak bizim 60’lı ve 70’li yıllardan hatırladığımız Köse’nin kendisidir ki gözlerini kapayana kadar mesleğini sürdürmüştü.

Adamakıllı bir geçim kaynağıydı bisiklet tamirciliği.

Her evde bisikletin olduğu dönemlerde araba makinistlerinden çok bisiklet tamircileri mevcuttu.

Boşalan bisiklet lastiklerini doldurmak veya patlayanları yapıştırmak için sıkça bisiklet tamircisine gitmek neredeyse şarttı.

Bisikletle tur atılacağında, ya da bir iş için yola çıkılacağında önce bisikletçiden geçilirdi.

Böylece bisiklet dükkanları kendine göre sosyal gruplar oluştururlardı.

Bisiklet lastiği yapıştırılırken bir kahve içmek, usta ile sohbet etmek bu sosyal ilişkileri geliştirirdi.

Bisikletlerin yerini arabalar alınca, o tamirci dükkanları da teker teker ortadan kayboldular.

Günümüzde bisiklet kullanımına karşı geliştirilmeye çalışan çalışmalar o sosyal dokuyu da beraberinde getirir mi? Hiç sanmıyoruz…

Etrafı taze ekmek kokusu sarardı.

Her mahallede bir kara fırın vardı.

Lefkoşa’nın daracık sokaklarına yayılan ekmek kokuları ışımaya yüz tutan yeni bir günün habercisiydi.

Abdi Çavuş’tan Haydarpaşa’ya, Kirlizade Sokak’tan başka sokak ve mahallelere kadar kara fırınlar vardı.

Ekmekçilerin çilesi bir sokum ekmekte gizliydi!

Sabah erkenden kalkıp hazırlık yapılır,

Fırınlar yakılır,

Hamurlar yoğrulur ve kızgın fırınlara salınırdı.

Her bakkalın tuttuğu bir fırın olmalıydı!

Sabahın ilk saatleri onlara aitti.

Ortalık tenhalara ve dibelik sessizliğe gömüldüğü vakitlerde fırınlar çalışırdı.

Henüz kent uyanmadan, henüz hiçbir güvercin, hiçbir serçe ötmeden işlerini tamamlamak ve gerekli saatlerde bakkallara ekmeleri yetiştirmek durumundaydı fırıncılar.

Birçok meslek gibi yok olup gitti o kara fırınlar ve onlarla birlikte yaşanan hayatlar…

Tepki göster
Bayıldım
1
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar