Yılbaşı zamanları - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Kıbrıs

Yılbaşı zamanları

Ahmet OkanAhmet Okan

Böyle yılsonu zamanlarıydı Lefkoşa yılbaşı gecesine hazırlanırdı.

Küçük şeyler mutlu ederdi insanları.


Çam ağaçlarından uygun dallar alınır, yılbaşı ağacı olarak hazırlanır, allanır pullanır bir köşeye yerleştirilirdi.

Postaneler, kırtasiyeciler en çok bu zamanlarda çalışır; postacılar bir koşuşturma içinde olurdu sokak sokak, heybeleri kartpostallarla dolu.

Dünyanın her yerine ve dünyanın her yerinden memlekete yılbaşı kartları ulaşırdı.

Karsız memlekete kar manzaralı kartpostallar yollanırdı; birçok insan karı bu kartpostallarda görürdü.

Lefkoşa sanki bildik Lefkoşa olmaktan çıkar, belli belirsiz bir heyecana sürüklenirdi.

Eğlence yerleri az olduğundan genellikle herkes evinde geçirirdi yılbaşı geçesini.

O gece kurulacak olan masa “tamam” olmalı, yemek sofrasının ortasına hindi konmalıydı.

Hindi meselesi Amerika’ya ilk giden İngilizlerle Kızılderililer arasında geçen bir barış görüş yemeğinden günümüze uzanan ve dünyaya da bulaşan bir alışkanlık, bundan öte herhangi bir anlamı yok.

Neticede bir hindi geleneği oluşturulmuş;

Kim hindiyi yerken tarihin derinlerinde yatan hikayeleri düşünür ki?

Eski Lefkoşa’da yılbaşı günleri şehrin mütevazılığı içinde yaşanırdı.

Televizyonlar siyah beyazdı, radyoların hükmü sürmekteydi.

Ahşap radyolar da, siyah beyaz televizyonlar da Lefkoşa’ya çok yakışırdı; onlar olmazsa Lefkoşa da olmayacak, Lefkoşa varsa, onlar da olacaktı sanki…

Bildiğimiz kadarıyla hiçbir yılbaşı gecesinde kurşun atılmamıştır.

Silah sesleri yeni bir yılı kutlamak için işitilirdi bir tek ve insanlar hangi silah seslerinin kutlama, hangi silah seslerinin karışıklık için atıldığını ayırt edebilirdi bu talihsiz adada…

Yazımızı bir yılbaşı hikayesi ile bitirelim:

Adam 3 yaşındaki kızını, gayet pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için azarlamıştı.
Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kağıdı bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı…
Yılbaşı sabahı küçük kızı, paketi getirip:
– ” Bu senin babacığım” dediğinde çok üzüldü.
Acaba gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına. Bir gece evvel yaptığından utanarak, kutuyu açtı. Fakat kutunun içi boştu.
Kızına gene çıkıştı:
– “Birisine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?..”
Küçük kız gözlerinde yaşlarla babasına baktı.
– ” O kutu boş değil ki baba! İçini öpücüklerle doldurmuştum!..”

Nice yıllara…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar