YENİLEN/EMEY/EN YILLAR - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

YENİLEN/EMEY/EN YILLAR

Bedia Balses

EN BÜTÜN CÜMLELERİMİ
GÖZLERİ UNUTUŞ
SAÇLARI TERKEDİŞ DOĞURAN
BİR YABANCIYA BIRAKTIM

ELLERİM KARINCALANIYOR
GÖZLERİM SEYİRİYOR GÜNLERDİR
ŞİİRİMDE ÖLÜ DOĞMUŞ RÜZGARLAR ESİYOR


NİCEDİR KUŞLARIMDA GÖÇ
ELLERİMDE KORKU
İÇİMDE MEVSİMLERCE YAĞACAK
BİR YAĞMUR BULUTU

 

BEN,
İLİŞKİDE DEVLET
SEVİŞMEDE İKTİDAR BİR DÜNYANIN
ALZHEMİER ÇOCUĞU
KUTLUYORUM
AŞKSIZ BİR DÜNYANIN
DÜŞÜK UÇKURLU DOĞUMUNU

 

Yeni yılda bütün harflerini alıp önüne, konuşmalıydı.

Kirlettiği ne varsa, yaşamın suyunda yıkamalı ve arıtmalıydı.

Eskimiş yılların o bayat kokusunu kusup, çıkarmalıydı.

Ağzındaki acı tatla hesaplaşmalıydı.

***

Aralık ayına göre güneşli bir gündü.

Sanki aylardan kış değil bahardı…

Gecikmiş kışlar yaşanıyordu adada.

Doğanın dengesi, bozulan insan gibi yolunu şaşırmıştı.

Yazlar kışa, kışlar yaza dönmüştü.

Aralık ayını, sündürmenin ıslaklığına akıtılan gözyaşlarıyla tanıyan yaşam acemisi çocuğun gözleriyle tanımıştı.

O zamandan beri hiç bir sobanın ısıtamadığı  bakışlardan kalıntılar vardı gözbebeklerinde.

Gözleri sevdaya kesen uzak adama veda demekti Aralık…

Günlerdir avuçlarında karıncalanan harfleri ona birşeyler anlatmak istiyordu.

Görüntüde her yer ne kadar da cıvıltılıydı.

Noel babalı, çam ağaçlı, renki ışıklı süslerle her yer yeni bir yılı karşılamaya hazırdı.

Kocaman 2018 bitmişti. CAS çalışanları birer cümleye sığıyordu. Dağyolunda ölen çocuklar artık yoktu. Aileleri yeni bir yılaı onlarsız giriyordu. Hafızasını yitiren ada halkı  lüks balo salonlarına fahiş paralar  harcayarak yeni bir yılı karşılamak için yarış yapıyordu?

Aralık’ta yıl sonu bilançosunu çıkarmak adeti değildi.

Topluca yapılan bütün olaylardan kaçmak dürtüsü taşıyordu içinde çoğunlukla kimselere hissettirmeden.

Aralık gelmeden önce kendi kendiyle hesaba kitaba çıkmıştı.

Kaç gündür insanların neden kapıları kapattığını, kendilerini içeriden neden sürgülediklerini, sözlerini direkt insanlarla değil de kendi içine neden attıklarını daha iyi anlıyordu.

Aşk değil, kocaman bir sanal dünya insanların kimyalarını bozuyordu artık.

Herkesi kolayca şair yapıyordu mesela, herkes anında Can Yücel’ci, Cemal Süreyya’cı, devrimci, entellektüel falan oluyordu.

Aniden Nobel ödüllü kitapların parçaları dolanıyordu “mrb”lı, “slm”lı iletilerde… Kitaplığından Melih Cevdet sesleniyordu şimdi ona

“Dünyada geçirdim çocukluğumu
İnsanlardan eşya yaparlar”

Bu Aralık ona birşeyler fısıldamıştı: Başucundaki kitaplarına sarılacak, şiirlerine dem vuracak, evine girdiğinde çürümüş dünyayı dışarıda bırakacaktı.

Ayaz bir akşamüstü Ahmet Arif’in sözlerini ezberledigi an geldi aklına.

Bir şiiri teslim edebileceği kaç kişi kalmıştı acaba?

Dostlarını, eski dostlarını aramanın vaktiydi.

Ne sanal dünyanın kandırmaca yakınlıkları, ne sahte aydın tavırların verdiği yalancı şiir yangınları, ne de merhabaların ardındaki uzaklıklar, hiç biri kendi olarak seven birinin  sıcaklığını taşıyamazdı…

Kadehini kaldırdı, işsizliğe…

İşsiz kalacak olan nicelerine…

İflaslara…

Parklarda yükselen arabesk şarkılara…

Kaldırdı kadehini sübyancıya, hırsıza, mafyaya, kumara, kaçakçıya, bet salonlarına, kanser illetine, kazalara, aşksızlığa…

Kadehini kaldırdı, sanal bir dünyanın arkadaşlığına; copy-paste ilişkilerine, çabucak tüketen  o korkunç çarka…

Kadehini kaldırdı, dalga geçmek için bütün eskimişliği ile dünyaya.

Bugün eskiydi bütün yazdıkları…

Kadehini kaldırdı, yeni yazacağı herşeye…

Ben bu gece
Geçen eski yıllara rahmet
Ve geride kalan günlere başsağlığı diledim
Tam da bugün
2018 yılının son takvim gününde
Beytambal bir düzenin
Ayarı bozuk
Eskimiş, kokmuş ve paslanmış
Yıldönümünde

Grevler, hiddetler, kesintiler
Uçamayan hava yolları ve cinnetler
Yardımlar, vaatler, tükenişler
Biten bir yılın cenazesinde

Tuzlanmaya yatırılan bir halkın
Kokmamak için koştuğu
Hastalıklı yarınlar arefesinde

Kaldırdım kadehimi
Bir aşkı koklar gibi baktığım dünyaya
Rahimimdeki suya şiir katmak için uğraştığım
Plasentamda hayallerimi hissettiğim hayata
Oğullarımın bakışlarında
Bütün çocukları kucaklayarak

Kırmızı dantel donların paketlendiği
Dükkanlar ortasında
Hediye kapma yarışında
Sürü sürü çığlık çığlığa
Yitirdiğim bir başkaldırıya

Bir dilek tuttum
Havva kadar itaatkar
Adem kadar  yaşlı
Lilith kadar yasak
İçimin bin bir rengi ile
Beni çiğneyip çiğneyip yutamayan bu kocaman çarka
“çomak sokarak”
Bir dilek tutum
İnsana dair

Sana
Bana
En çok da çocuklara
Boğazına barış
Boğazına aşk tıkanan insanlar arasında
İnadına şiir kalmaya

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar