Miladi Takvim’in icadıyla ilgili olağanüstü güzel bir belgesel izledik televizyonda.
Eski Mısır’dan günümüze Miladi Takvim’in hangi evrelerden ve deneyimlerden geçerek şekillendiği, kullanılan günlerin, ayların isimlerinin nereden geldiği, artık saatlerin ve dakikaların hangi düzenekte nasıl bir birine eklendiği ve en önemlisi yılbaşı kavramının nasıl oluştuğunu, tüm insanlığın ortak kültürü haline nasıl dönüştüğünü anlatan, animasyonlarla desteklenen güzel bir belgesel.
Ve günümüz bilim adamlarının Miladi Takvimi eleştiren görüşlerini dinleme fırsatı bulduk.
3 bin yıl sonra insanoğlu, bilimin de müthiş desteğiyle, saniyelerine kadar tıkır tıkır işleyen ve “insanlara doğduğu günde ve saatte doğum günlerini kutlama fırsatı veren” yeni bir takvim oluşturmuşlar.
Miladi Takvim’in bütün dezavantajlarını ortadan kaldırmışlar.
En önemlisi Hıristiyanlıkla birlikte anılan ama aslında Hıristiyanlığın ortaya çıkmasından binlerce yıl önce de kullanılan ve şu anda her dinden ve inanıştan milyarlarca insanın uyduğu Miladi Takvim’in Hıristiyanlık imajından kurtarılıp değiştirilmesini önermişler.
Öneri Birleşmiş Milletler’e yapılmış.
Ama Birleşmiş Milletler’in ağa babası Amerika tarafından reddedilmiş.
Gerekçe ise “Hıristiyanlığa olan inanç zedelenebilir”miş.
***
İki gün sonra 2019’u terk edeceğiz.
2020 de 2019 gibi olacak.
Miladi Takvim ’de reform yapılmasına engel olan Amerika 2020’de de dünyayı tarumar etmeye devam edecek.
Trump’ın “önce Amerika” sloganında şekillenen Amerikan faşizmi dünyanın çeşitli yerlerinde masum insanları öldürmeye devam edecek.
Ve muhtemelen Trump bunu yaptığı için de 2020 yılı sonunda düzenlenecek seçimleri yeniden kazanacak.
Çünkü Amerikan muhafazakarlığı O’nunla birliktedir.
Gerici bir kültür Amerika’yı ve tüm dünyayı esir almış durumdadır.
İşte böylesi acı bir gerçekle devam edeceğiz 2020’de de…
