Yeni uluslararası strateji “Taksim” mi yoksa... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Yeni uluslararası strateji “Taksim” mi yoksa…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Güney Kıbrıs’ta liderlikte ve tabanda artık çözüm, anlaşma yolunda herhangi bir heves kalmadığı gerçeği her gün bir başkası tarafından dile getiriliyor.

Görmemek için kör olmak lazım.


“Yok, hayır, öyle değil” iddiasında bulunarak, hala Türk tarafının yapması gerekenleri sıralayanlara da kimse kulak asmıyor. Hatta Rumlar bile…

Güney’de çözüm taraftarları da oklarını kendi taraflarına çevirmiş durumdalar.

Çünkü en az bizim kadar onlar da işin artık kesin ayrılığa doğru gittiğini görmekteler.

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, geçtiğimiz hafta Havadis web tv’de Pınar Barut’un konuğuydu.

Belki gözlerden kaçmıştır, bir kez daha yazalım.

Talat programda, kısa bir süre önce BM Genel Sekreteri’nin Özel Temsilcisiyle görüştüğünü ve bu görüşmede kendisinin BM’den, Güney Kıbrıs’ı uyarmalarını ve ya sıkıştırmalarını istediğini söyledi. Gerekçe olarak da Anastasiadis’in artık BM parametrelerinin bile dışına çıktığını, BM’nin de sustuğunu söylemiş. En sonunda da “Böyle giderse kimse bir şey umup beklemesin. Çünkü Güney Kıbrıs rahattır ve sıkıntısı çok azdır bu yüzden hareket etmeyecektir. BM olarak çözüm isteniyorsa biraz hareketlenmeliler” demiş…

Gerçekten de böyle. İkide bir nabız yoklamalar falan artık güney Kıbrıs için hiç bir şey ifade etmiyor. Çözüm de bir şey ifade etmiyor. Eğer başta BM olmak üzere, ilgili taraflar ya da Kıbrıs’ta bir çözümden çıkarı olduğunu düşünen taraflar varsa, buna yönelmeliler.

Yoksa acaba onlar da yeni stratejilerini Kıbrıs’ta bir nihai ayrılık üzerine mi kurdular.

Öyle olmasa Rumlar bu kadar rahat olabilir mi..?

 

 

 

ULAŞTIRMA BAKANI’NIN STATÜKO’YLA İMTİHANI…

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, hafta sonu çeşitli konularda kamuoyunu  bilgilendirdi.

Benim ilgimi çeken kısmı şu; Bakanlığındaki -aralarında KTHY eski çalışanları da olan- 21 kişiyi, ihtiyaç olan bazı birimlere dağıtmak üzere bir havuza almışlar.

Tabii hemen tepkiler başlamış. Sanki Kamu Hizmeti’nden atanmışlar da kadroları varmış gibi.

Tüm kamuoyunun paylaştığı bir görüş bu. Sosyal medyada da vatandaş paylaşıyor. Hem çeşitli birimlerde memur eksikliğinden bahsediliyor, hem de devlette aşırı bir istihdam var.

En azından, tüm geçicilerin, kapasitelerine bakılarak, ihtiyaç olan alanlara  kaydırılması gerekir. Bu artık toplumsal bir beklentidir. Hatta tüm devlette ortak bir havuz olmalı. Gizli işsizlik, verimsizlik, fazlalık varsa, bir hizmet içi eğitimle ihtiyaç olan yerlere dağıtılmalı.

Kişiye göre uygulamalarla yürüdük bugüne kadar. Adalet, liyakat, hiyerarşi, verimlilik kalmadı…

Yok, devlet planlama falan yapmasın. Varsın kamu, hantallığına, verimsizliğine devam etsin, iş üretilmesin, ama kimse oturduğu sandalyeden kalkmasın…

Bu ne lükstür be kardeşim…

Beğenmiyorsan, gider kamuya müracaat eder, sınavı kazanırsan, hakkınla bir kadro alır, geçersin. Ama arka kapıdan, şöyle veya böyle kamuya kapağı atmışsan, devletin de planlamasına uyacaksın.

Direniş olacaktır doğaldır.

Bakın göresiniz şimdi bu yer değiştirmeleri durdurmak için kimler kimler araya sokulacak.

Ama bence önemli olan, birinin artık elini taşın altına koymuş, bu planlamayı yapmış olmasıdır.

Bakalım görelim, kim galip gelecek.

Statüko mu, devletin çıkarları mı…

 

 

YERİN KULAĞI VAR

GÖZLER ERDOĞAN’IN ZİYARETİNDE:

Hem biz, hem de güney, Erdoğan’ın KKTC’ye yapacağı ziyarete kilitlendik. Kıbrıs konusunda ne söyleyeceği çok önemli çünkü, yeni sistemde tek karar verici, Başkan Erdoğan olacak. Eminim görüşmelerle ilgili olarak önemli mesajlar verecek. Ya ‘tamam’, ya da ‘devam’ diyecek…

 

KIBRIS’TA BARIŞ “ENGELLENİR”:

Özellikle Annan Planı döneminde en sık duyduğumuz ortak slogan, “Kıbrısta Barış Engellenemez”di.  Bugün hala daha ara ara kullanıyoruz. Ama belli ki o günkü heyecan ve umutlar yavaş yavaş tükendi. Nasıl tükenmesin ki, insanların akaryakıt almasını bile devlet meselesi haline getiren bir anlayışla nereye varırsınız? Siz istediğiniz kadar slogan atın, barışın nasıl ve kimler tarafından engellendiği ortada…

 

İTTİFAKLAR BELİRLEYECEK:

Erken genel seçimlerdi, yerel seçimlerdi derken hepsi de geride kaldı. Partiler artık kendi kurultaylarına odaklandı. Hiç kuşkusuz en çok merak edilen Kasım ayında yapılması beklenen UBP kurultayı. Kıbrıs Postasından Ulaş Barış’a konuk olan UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Sadık Gardiyanoğlu, 5 adaylı bir kurultayın olabileceğini söyledi. Özgürgün, Tatar, Sucuoğlu, Atun ve Taçoy… Bence kurultay sonucunu muhtemel adayların kendi aralarında yapacakları ittifaklar belirleyecek. Daha şimdiden, pazarlıklar gırla… Kimin kiminle, neye karşılık ittifak yapabileceği konuşulmaya başlandı bile…

 

ALKIŞLAMAK YERİNE ELEŞTİRİYORLAR:

Lavinyum sitesi önünü tehlike yarattığı için telleyen Bakan’a inat, telleri söktüler. Bakanlık yerine yenilerini taktı. Belli ki bu iş böyle sürüp gidecek. Birileri sökecek, Bakanlık dikecek. Ve bunun için her kafadan bir ses çıkıyor, destekleyen de var, eleştiren de. Bugüne kadar orada kaç can gitti, bunu düşünen yok. Kendi güvenlikleri için alınan bir önlemi alkışlamak yerine eleştiriyorlar…

 

“TAVAK” KOMİK OLMUŞ:

Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK), KKTC’de çalışan  Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının 28 bin 73 kişi olduğunu açıklamış(!)… E, olmamış tabii… Bu sağlıklı bir rakam değil. Hem de hiç değil. Gerçekten çok uzak. Yalnız bu rakamlar, TC’lilerin çalıştıkları ülkelerin konsolosluklarındaki kayıtlardan çıkan rakamlarmış. İşte bu ilginç. Yani sadece bu kadar kişi mi kayıtlıymış? E peki o 106 bin seçmen neyin nesi? Kafam karıştı…

 

İHTİYAÇ VAR MI:

Yıllardır inşaatı süren Hala Sultan camii sonunda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı bir törenle açılıyor. Bölgede o kadar büyük camiye gerek var mıydı derseniz, bence yoktu. Hoş, zaten bize soran da yok ya. Bu ülkenin neye ihtiyacı olup olmadığına biz değil başkaları karar veriyor. Onlar karar verip yapıyorlar, biz de kuzu kuzu kabulleniyoruz. Durum bu…

 

 

 

 

ZİRVEDEKİLER

Başaran Düzgün: “Siz biliyor musunuz ki Rumların yüzde yetmiş beşi henüz bir defa bile Kuzey’e geçmedi. Kuzey’e geçmeyenlerin önemli bir bölümü de 1974 sonrası doğan gençlerdir. Yani bu gençler Kıbrıs’ın üçte birini bilmiyorlar. Alın size gerçek Taksim. Öyle benzin ile mazot ile olacak iş değil. Biz temelli ayrılmışız da haberimiz yok”…

 

DİPTEKİLER

Din-Gör-Sen: Bu arkadaşlar, din adına bu ülkenin yasalarının, en başta da laik eğitim sisteminin değişmesi taraftarı. Gazeteniz Havadis’in geçtiğimiz hafta, camilerde kuran kursu düzenlendiği haberine cevap vermişler, yasak olmasına rağmen bu kursları düzenleyen imamı tebrik etmişler, bir de “her türlü desteği veririz” diye açıktan meydan okumuşlar. Yetmemiş, Eğitim Bakanı’nı cehaletle suçlamışlar, “çocuklarımızın ahiretlerini mahvetmelerine seyirci kalmayacağız” buyurmuşlar. Şimdi ben de Eğitim Bakanı’ndan yasaların gereğini derhal yapmasını talep ediyorum. Bu hakaretlere daha ne kadar seyirci kalacağız? Yasa mı hakim, tarikatlar mı görelim…

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar