Bitiremedik şu sanal bet olayını.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’den gelen bir haberi paylaşmıştım. Yine bir operasyon yapılmış, haberde “merkezi KKTC olan” diyordu. Yakalananların mal varlıklarına el konmuş. Sadece 2 milyon liralık lüks araç…
O zaman da sormuştum, adres bizi gösterdikleri halde bu merkezler neden kurutulamıyor diye ve “Yasal bir engel mi var?” demiştim.
Meğer gerçekten yasal engel varmış.
Geçen yıl yakalanan bir grubun mahkemesi oldu birkaç gün önce. “Kabahat” diye nitelenen, hafif suçlardan yargılanabilmişler ve çok düşük cezalar almışlar.
Bilmem dikkat edeniniz oldu mu, Yargıç Meltem Dündar’ın önemli bir açıklaması vardı.
Dündar, “Beden Eğitimi ve Spor Yasası” altındaki yasal mevzuatta eksiklikler olduğunu, ülkede internet servis sağlayıcı tekniğinin bulunmadığını, söz konusu internet sitelerinin yurt dışı bağlantılı olduğunu ve sanıkların bu sitelerin sahipleri olmadığını söyledi.
Rezlate bakar mısınız, sırf “Beden Eğitimi ve Spor Yasası” güncellenmedi diye, sanıklar, “İnternet Üzerinden Yasadışı Bahis ve Kumar Oynatma” suçundan beraat ettiler.
Adamlar milyonlarca dolarlık parayla oynuyor, bunun karşılığı sadece bir kabahat.
Oysa asıl yargılanmaları gereken konu buydu.
İşte o yasal düzenleme yok. İlgili yasa, sıklıkla “mali denetim” açısından değiştiriliyor ama, internet üzerinden işlenen suçlar, yasaya giremiyor.
Protokoldu, bütçe açığıydı, fakirleşmeydi derken öyle bir boğulduk ki, para gerektirmeyen işleri unuttuk galiba.
Konu, genelde bahisçilerle ilgili olarak geçen yılın Mart ayında Bakanlar Kurulu’na gelmişti.
O dönemde, sanal bet için de “sıkı takibimizde” açıklamaları yapılmıştı. Peki o zaman, yasadaki boşlukları bir gören olmamış mıydı? Yasa tamam değilse, mücadele nasıl yapılabilirdi ki? Yargıcın açıklamasından da anlaşılıyor, konuyla fazla ilgilenen yok.
Aradan bir yıl geçti, onlarca kişi yakalandı, “kabahat” cezası ödeyip çıktı, sanal kumar işi ahtapot gibi büyümeye devam ediyor. En kötüsü, bu işin kara para aklama konusuyla da yakın bağlantılı olduğu biliniyor.
Bunun la mücadele etmeyeceğiz de neyle edeceğiz acaba?
POLİS ENDİŞELİ…
Ülkenin yargısı yasal boşluklardan şikayetçi, Polis suçun yaygınlaşmasından tedirgin.
Çünkü, bu tür suç odakları, en çok da üniversite öğrencilerini kullanıyor.
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Polis Genel Müdürlüğü ile işbirliği halinde, öğrencilere “İnternet Üzerinden Oynanan Şans Oyunlarında Sanal Tehdit” konulu bir seminer düzenledi. Konuşmacı olan Polis Genel Müdürlüğü, Mali Suçlarla Mücadele Birliği Müfettişi Evren Er, bu alanda elde edilen gelirin aklanmasında öğrenci hesaplarının kullanılmasının önlenmesi adına bilinçlendirme yapmayı amaçladıklarını söyledi.
Polis tehlikeyi görüyor ve böyle bir organizasyonun varlığını resmen teyid ediyor. Ellerinde öyle çok örnek var ki.
Öğrencileri karanlık işleri için potansiyel gören ve tuzaklarına düşüren daha başka şebekeler de var. Sadece sanal bet, kara para değil her konuda.
UKÜ benzer bir etkinliği geçen yıl da yapmıştı. Ama yetmez, tüm üniversitelerde sürekli tekrar edilmeli…
KKTC polisinin koruyucu yaklaşımını, özellikle yabancı öğrencilere anlatmak gerek.
YERİN KULAĞI VAR
ÇÖZÜM MÖZÜM YOK:
Kıbrıs Türk tarafının sayısal eşitliği olmadığı halde daha fazla hak elde etmeyi arzuladığını iddia eden Rum lider Anastasiadis’e göre, bizim siyasi eşitlik tanımımız, bağımsız bir devlete götürmezmiş, onun için kendisi parlamenter demokrasi önermş…. Bunun anlamı, “bu adada çözüm için hala umudu olan varsa, üzerine bir bardak soğuk su içsin”dir…
İŞİMİZ BUNLARA KALDIYSA:
Önceki akşam bir tv kanalında 6 parti başkanının katıldığı tv programını izledim. Her kafadan bir sesin çıktığı programda bir kez daha anladım ki, bu ülkede siyaset, siyaset için yapılır. Özellikle muhalefet başkanlarının performansları izleyenlerden geçer not almadı. Ortaya attıkları bir çok iddia hükümet kanadı tarafından çürütülürken, vatandaşın esas gündemi olan ekonomiyle ilgili olumlu tek eleştiri getiremediler…
TATAR FORMUNDAYDI:
Söz konusu tv programın en renkli kişisi kuşkusuz Ersin Tatar oldu. Daha önce bir başka tv’de program sonrası pasif olduğu eleştirilerine maruz kalan Tatar, kimseyi konuşturmadı, her konuşana müdahale etti. Başbakan Erhürman’ın konuşmasını sık sık keserek müdahale eden Tatar’a Erhürman’ın, “Bırakacaksınız konuşalım?” demesi üzerine Tatar, “E nasıl, geçen defa bıraktık konuşasın, başımıza gelmeyen kalmadı. Bir defa yaparık o hatayı” deyince stüdyo kahkahaya boğuldu. Belli ki bunu önceden kararlaşırmış. Ancak beklediğinin aksine takdir değil, tepki topladı…
BAKALIM NE OLACAK:
Başbakan ısrarla tekrarladı. Ekonomik ve Mali Protokol Mayıs’ta imzalanacak. Eğer protokol söylendiği gibi imzalanırsa, “hükümet ortaklarının bazılarının protokola itirazları var” iddiaları havada kalacak. Tersi olursa, o algı giderek güç kazanacak. Protokol, bu bakımdan turnusol kağıdı görevi yapacak…
HP’NİN NİYETİ NE?:
Son günlerde HP kanadının hükümete yönelik eleştirilerine bir bir yenisi de milletvekili Jale Refik Rogers’ten geldi. Rogers, belli konularda iletişim eksikliği olduğunu söyleyerek, “hükümet ilk kurulduğundaki kadar pozitif değilim” açıklamasında bulundu. bu açıklama da, HP ile ilgili olarak, “hükümetten ayrılmak için bahane arıyor” iddialarına güç kazandırdı.
KİMİN AĞZIYLA KONUŞUYOR:
YDP milletvekili Bertan Zaroğlu Meclis’te yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin bundan böyle afaki vaatler ve içi boş söylemler karşısında KKTC’ye tek bir kuruş göndermesi mümkün değil” demiş. Zaroğlu’nun o Meclis’te kimi temsil ettiğini hala anlamış değilim. Bu dedikoduları kendisine kim veya kimler aktarıyor bilemem ama, eğer bu tür söylemlerle prim yaptığını sanıyorsa yanılıyor…
ZİRVEDEKİLER
Elektronik Ortamda Beyanname Zorunluluğu: İngiltere’nin vergi beyannamelerini elektronik ortamda, detaylı bir şekilde verilmesi zorunluluğuna geçtiğini yazmıştım Pazartesi günü. Tam bir gün sonra, bu yönde bir Tüzük bizde de geçmiş. Bakanlar Kurulu’nda onaylanmış, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş. Ne güzel. Kayıt dışı ekonomiyi önlemede önemli bir adım. Bundan sonraki adım da, gözünü kırpmadan tahsilat yapmak. Esas sorunlu olduğumuz konu bu.
DİPTEKİLER
Daha Bitmeden Doldu: Yenidüzen gazetesinin haberine göre 175 kililk cezaevinde tam 590 mahkum varmış. Mayıs ayında bitmesi planlanan ve 765 kapasiteli yeni cezaevi, daha bitmeden neredeyse dolmuş durumda. Ülkeyi sorma gir hanından kurtarmadıkça, suç cenneti olmaktan çıkarmadıkça daha çok cezaevi ihtiyacımız olacak…
