Yargıyı rahat bırakalım... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Yargıyı rahat bırakalım…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Başsavcılık yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili dosyaları incelemiş, 2’sinde gerçeğe aykırı bildirim tespit edip, dava dosyalamış, birinde eksik tahkikat bulmuş, tamamlanması talimatı vermiş.

Olay artık yargının elindedir.


Bundan sonra yapılması gereken, adaleti rahat bırakmaktır.

Mesele zaten yargıya gitmesi değil miydi. Hepimiz bunun için uğraşmadık mı?

Sonuçta yargıya gitti, tamam artık…

Sırf siyasi gailelerle bu konuyu da ağızlara sakız etmek, gazete sayfalarında süreçle ilgili lehte veya aleyhte yorumlar yapmak, hele de sosyal medya malzemesi yapmak, davaya zarar verir.

Ayrıca bu konu, magazine edilmeyecek kadar ciddidir.

Önemli olan sonucudur.

Resmi makamlar da, davanın tarafı olanlar da, haber atlatma derdindeki gazeteciler de, kendini taraf gören vatandaşlar da polemiklere sebebiyet vermekten kaçınmalı.

Gündeme gelen her konuyu mahalle kavgasına çevirip, sulandırıp, bıraktığımız için söylüyorum.

Biz bu ülkede yargıya güveniyor muyuz?

Evet.

O halde sabır ve sükunet…

 

ORTAK DEKLERASYON…

Avrupa Parlamentosu seçimlerine ilk kez bir Kıbrıslı Türk katılmıyor.

Öncesi de var. 2004’de de var, 2014’de de…

Sanırım bugüne kadar 6 kişi, Niyazi Kızılyürek 7. oluyor.

Bundan öncekiler hayal kırıklığı oldu. Örneğin 2014 seçimlerinde 40 bine yakın Kıbrıs Türküne, “adres bildirimi yapmadıkları” gerekçesiyle oy kullandırılmamış, adaylar bile bu durumu, “Hak gaspı”, “Güney Kıbrıs yönetiminin ayrılıkçı bir yönetim olması” diye yorumlamışlardı.

Yine o gün olayları izleyen bir Rum gazetecinin “Sizin kendi partileriniz var, neden orada oy kullanmıyorsunuz. Oyuna geliyorsunuz. Bu yaptığınızla iki toplumlu, iki bölgeli federasyon tezine de zayıflatıyor… Yani Kıbrıslı Türkler, yıllardır reddettikleri Kıbrıs Cumhuriyetine dönüş yapmak mı istiyorlar?” sözlerini hiç unutmadım.

Sonra, 2009’da yapılan AP seçimleri öncesi AKEL Genel Sekreteri Kiprianu’ya “Türk aday var mı” sorusu sorulmuş, o da, “AKEL’in aday listesinde bir de Kıbrıslı Türk’ün yer alması konusu incelenmiştir. Aday olacak Kıbrıslı Türk’ün Güney Kıbrıs’ta ikamet etmesi gerekir” demişti.

Şimdi öyle bir aday bulmuş oluyorlar.

Geçmişte de, bugün de bu tür adaylıklar, adanın kuzeyindeki siyasi partilerin genelinde tanınmıyor, desteklenmiyor.

Önceki gün siyasi parti başkanları birbirine benzer gerekçeler öne sürerek, bunun Kıbrıs Türklerinin temsiliyeti sayılmayacağını bir kez daha vurguladılar.

O halde, Meclis neden geçmişte olduğu gibi bir ortak bildiri yayınlamaz?

Eğer maksat, Kıbrıs Türkü’nün gasp edilen 2 sandalyesini ve kuzeyde ayrı bir demokrasinin var olduğunu vurgulamaksa, bence bunu oy birliğiyle deklere etmek, AP kapılarında yapılacak her türlü lobi faaliyetinden çok daha etkili olacaktır…

YERİN KULAĞI VAR

SORUNLARA ODAKLANAMIYORLAR:

Sırada bekleyen onlarca sorun, yasa tasarısı varken hükümet lüzumsuz işlerle uğraşmaya devam ediyor. Meclis’e getirdikleri andek döndek yasalar üzerine kafa yoracaklarına, toplumun önünü açacak, statükoyu sallayacak daha önemli yasalara öncelik vermeliler. Örneğin on yıldır gündemde olan ama bir türlü yasalaşmayan kamu reformu gibi. Bakın işte, iktidar ve muhalefetin dünkü gündemi, onlarca bekleyen yasa dururken Kıb-Tek için soruşturma önergesi ile uğraşmak…

HER BİRİ AYRI TELDEN ÇALIYOR:

UBP Genel Başkanı Ersin Tatar, hükümetin Kıbrıs politikasının olmadığını söylemiş. Nasıl olsun ki, ortakların her birinin Kıbrıs konusunda duruşu ve görüşü farklı. Dördü de ayrı telden çalıyorlar. Biri federasyonu savunurken, bir diğeri konfederasyon, öteki işbirliğine dayalı bir çözümden bahsediyor. Keşke sadece Kıbrıs konusunda farklı tellerden çalsalar…

MUTLU OLAN DA, ELEŞTİREN DE ÇOK:

Yeni asgari ücret belirlendi ama eleştiriler dinmedi. Halbuki, bugüne kadar yapılan en büyük artış bu,  nette 500 liraya yakın. Bu hayat şartlarında yeterli mi, değil ama, birçoğumuzun beklemediği bir rakam. Şimdi popülizm yaparak bu artışa karşı çıkmak ne kadar doğru bir yaklaşım olur. Bu artışın bile birçok işvereni zora sokacağı, hatta işten durdurmaların yaşanacağını unutmamak gerek…

ADAYLIĞI TOPLUMU BÖLDÜ:

Niyazi Kızılyürek’in AKEL tarafından AP’na aday gösterilmesi toplumu ikiye böldü. Genel kanı, bizim seçmediğimiz bir adayın Kıbrıs Türkünü temsil etmeyeceği yönünde. Kızılyürek seçilirse, ki ben böyle bir ihtimal vermiyorum, Kıbrıs Türkü’nün değil, AKEL’in temsilcisi olacak.

SAHTE MİLİYETÇİLER:

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bir ziyaret sırasında arkasındaki bayrakları kaldırmasını bahane ederek bayrak edebiyatı yapanlar, seçim zamanı ziyaretlerinde TC ve KKTC bayraklarının serili olduğu masalar üzerinde kahve ve meşrubat içtiklerini ne çabuk unuttular. Tuttuğun ideolojide samimi olacaksın, yoksa ortaya böyle bir mizah çıkar.

KIBRIS’IN İKİ TARAFINDA PARA MERKEZİ Mİ:

Takvim gazetesinden Ergün Diler, bir süreden beri Rothschild ailesinin kurmak istediği para merkezinden, bu konuda ABD yönetimiyle yaşadığı kavgalardan bahseder. Son yazısında da ilginç bir iddia var; “Şimdi Rothschild ailesinin Nevada Reno projesinin birebir aynısı için seçtiği yer Kıbrıs. Hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hem de Güney Kıbrıs, ailenin artık yeni Nevada Reno’su olma yolunda. Şirketlerin küreselleşen dünyada ticari faaliyetleri kolaylaştırması için kurulduğu söylenen ama Rothschild ailesinin olmayan parayı resmi olarak göstermek için bulduğu offshore sisteminin merkezi artık Kıbrıs adası olacak”. Komplo teorisi mi, gerçek yanları da var mı, en önemlisi bizim yönetimimizin haberi var mı?…

ZİRVEDEKİLER

Cenk Diler: “Hakkında verilmiş hüküm bulunup, cezaları Türkiye’de onanmış olanlar bile yüzleri hiç kızarmadan aramızda dolaşıp, aday olmayı bile aklılarından geçiriyorlar. Unutuyoruz! Biz unuttukça onlar bileniyor, cesaretleniyor ve yüzsüzleşiyorlar. Bu zaafımızı bildiklerinden, akbabalar gibi gırtlaklarımıza çöküyorlar. Halkın ensesinden günlerini gün ediyorlar. Tek dertleri egolarıdır. Kendilerinin, ailelerinin, yandaşlarının gelecekleridir. Onları besleyen bizleriz. Gıdaları bizdedir. 5 yılda bir sandığa atılan oy altın değerindedir. Kıymetini bilmek lazım. Ele geçen fırsat heba edilmemeli ve değerlendirilmelidir”…

 DİPTEKİLER

Averof Neofitu: Kıbrıs Cumhuriyeti yasalarında “Kıbrıslı” tanımının 1914’ten kalan yasa temelinde “eski Türk vatandaşı” şeklinde olduğunu söyleyen DİSİ Başkanı Averof Neofitu, bunun yerine “Kıbrıslı, ebeveyni veya ebeveynleri Kıbrıs kökenli olan, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı kişilerdir” ibaresinin konmasını önerdi. Adamların uğraştığı işlere bakar mısınız?…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar