Yağmursuz sonbahar ne işe yarar?
Yapraklar sararsın mı sararmasın mı?
Otlar bitsin mi, bitmesin mi?
…
Ne işe yarar?
…
Böyle zamanlarda her yerde bir şaşkınlık.
Hava serin mi, sıcak mı?
Lokantalar içeriye girsin mi, girmesin mi?
Mevsimlik fiyatlar düşsün mü, düşmesin mi?
Mercimek çorbası pişsin mi pişmesin mi?
…
Dağlar şaşkın, kuşlar şaşkın…
Yılan uykusuna yatsın mı, yatmasın mı?
Gömleğini değiştirsin mi, değiştirmesin mi?
Yaban tavuğu tünemiş bir ağaca, uçsun mu, uçmasın mı?
Avcılar şaşkın…
Ağaçlar şaşkın…
…
Bir damla su görmeyen alıç ağacı…
Olgunlaşmadan düşer meyvesi…
Muşmula ağaçları beklemede…
Yasemin şaşkın, hanımeli şaşkın…
…
Lakin, karpuz öyle değil.
Yata yata büyür.
Bakarsınız,
Bu mevsimde olgunlaşır…
…
Denizde balıkçı sandalları bir oyana bir buyana…
Misina gergin.
Ucunda yalancı yem.
Palamut gelecek mi gelmeyecek mi?
Dalgalar dibelik şaşkın…
…
Yağmursuz sonbahar…
Ne işe yarar?
…
Saatler geriye alınır…
Ne çare?
Zaman, zamandır,..
Kendi bildiği gibi akar…
Bir damla su görmeyen toprak …
Üstünde kurt böcek ve kelebekler şaşkın…
…
Bir leylek yol bulur gelir…
Dere yatağına konar…
Fakat dere leş kokar…
Sazlıklar şaşkın, leylekler şaşkın…
…
Elektrik telleri kalır kuşlara…
Bir de beton binalarda sıcak damlar…
Nereye uçup konsalar!
Bir bahçe musluğu damla damla akıtır;
Arılar o damlalara dadanır…
Yağmursuz sonbahar ne işe yarar?
…
Geceler bulutsuz…
Ay ve yıldızlar parlak…
Bir kertenkele başını göğe kaldırır…
Gündüz mü gece mi?
Gözleri şaşkın…
…
Dolunay vakitleri…
Yollar ışıklı…
Gölgeler belirgin…
Araba farları ne çare…
…
Bir ağustos böceği…
Tek kalmış bir ağaçta tek başına…
Öter durur…
Mevsimleri şaşırır…
Anlam veremez, şaşakalır…
…
Yağmursuz sonbahar…
…
Bunun neresi son?
…
Okul zilleri şaşmaz…
Zamanında çalar…
Teneffüs başlar…
Bahçede çocuklar…
Top oynasınlar mı, oynamasınlar mı?
Güneş ateş parçası…
…
Bir müzisyen çalgısını alır…
Yağmura dair söyleyecekleri var…
Gözleri parçalı bulutlarda…
Bulutlar gelip geçer…
Ne yağmurdan bir haber, ne sevdalardan…
Yarım kalır şarkısı…
Yüreği paramparça…
…
Halbuki Atilla İlhan Yağmur Kaçağı adlı şiirinde ne güzel dizeler döktürmüştü:
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
…
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Yağmur adlı şiirinden bir dörtlük de şöyle:
Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin,
Yağmur ince ince toprağa sinsin,
Bir başka alemden gelmiş gibisin,
Dalmış gözlerinle pencerelerde.
…
Adnan Yücel’in Yağmur Olsam adlı şiirinden:
Ne olur şu yağmurların
Birdenbire yağanı ben olsam
Rüzgarı düğümlesem saçlarına
Bir daha bırakmasam