Güler misin? Ağlar mısın?
Zaman çok değişti. İnsanlar da hayvanlar gibi deri değiştirir oldu.
Deri değişince içindeki ben de değişecek sanıyor ya insan, işte o imkansız!
Oysa bu hayatta ne isen o olacaksın; ne bir eksik ne bir fazla.
Samimiyet işte tam da bu nedenle çok önemli!
“Samimiyetle” deyince samimi olunmuyor, bileceksin.
“Kırk dervişiz birbirimizi bilmişiz”, ne de olsa çok küçük bir adada yaşıyoruz.
“Bağımsızım” deyince, bağımsız olunmuyor, ortaya çıkan tablo komik yorumlara sebep oluyor, mesela;
“Bağımsız-bağımlı!”
Öncelikle bağımsız ne demek, bir bakalım.
Birinci anlamı: “Her şeyde kendi başına davranabilen, bir kimseye ya da bir şeye bağlı olmayan etki ya da yönlendirme altında bulunmayan, özgür, özerk.”
İkinci anlamı: “Meclis’te hiçbir partiye üye bulunmayan (milletvekili)”
Peki nasıl bir bağımsızlık bu?
Hem Halkın Partisi milletvekili olacaksın, üzerine bir de Halkın Partisi Dışişleri Bakanı olacaksın! Çekinmeden de bağımsızım diyeceksin! Bu konu için bir açıklama da Halkın Partisi yetkilileri yaptı: “…bir seçime giderken devlet işlerini aksatma lüksümüz yoktur. Bu konu Parti Meclis’imizde de incelenecek olsa da; kendisinin Dışişleri Bakanı olarak görevini devam ettirmesi sorun değil, sorumluluktur… ”
https://www.brtk.net/senin-kudret-ozersay-halkin-adayidir/
Peki, şöyle soralım: Seçilen milletvekillerinden Erek Çağatay işinin ehli Dışişleri kökenli bir kişi iken, neden görev Erek Bey’e bırakılmıyor? İlla ki, Kudret Bey’de ısrar ediliyor? Kendisi bağımsız olacaksa, tam bağımsız olmalı. Yani kısaca biz size de istifanıza da inanmadık!
Vekalet Genel Sekreterde; Olağanüstü Kurultay ise seçimlerden sonra mı olacak?!!
Hani seçilmezse geri mi dönecekti?! O kadarını da yapabilir mi diyeceğim, evet yapar.
Çünkü yapmam dediği her şeyi yaptı… Yani kısacası yaptıkları yapabileceklerinin garantisi gibi…
Anlamıyorum, gerçekten anlayamıyorum! Eğe bir kişi bir partiden vekil olmuşsa niye bağımsızım diyor? Bu utanılacak bir şey mi? Onu da kuran kendisi değil mi? Yoksa kendisine zarar verir diye mi uzak duruyor? Ya da kendisi partiye mi zarar verir? İzaha muhtaç!
Gerçi daha önce de Toparlanıyoruz ile yollarını aday oluyor diye ayırmamış mıydı? Kendi onları yüz üstü bıraktı; ama onlar kendisinden ne olursa olsun kurtulamadı! Kendisinin yaptığı tüm olumsuzluklardan etkilendi! Ne de olsa kurucusu ve başkanıydı Toparlanıyoruz Hareketi’nin.
Pembe Paşaoğlu’nun Birinci Boyut adlı programında, Halkın Partisi Genel Sekreteri Yenal Senin, “Halkın Partisi Kudret Özersay’ı “…destekleme kararı alırsa ki büyük ihtimal alacak…” demiş olması, bence talihsiz bir açıklama. Onu, partiden gerçekten bağımsız bir adaymış gibi gösterme muradıdır.
Oysa Halkın Partisi olarak söylenmesi gereken: “Biz PM’mizde Kudret Bey’in adaylığını görüştük ve bağımsız aday olması yönünde karar aldık. Attığı her adımda koşulsuz ve şartsız yanındayız” olmalıydı.
Ama Yenal Bey de, herhalde Parti Başkanı Özersay’ın PM’nin kararını beklemeden bağımsız aday olduğunu açıklaması nedeni ile bu açıklamayı zorunlu olarak yapmıştır.
Boş yere dememişler “acele işe şeytan karışır” diye. Mutlaka hata yaparsınız ve bu da her zamanki gibi Halkın Partisi’nin acemiliğine yorulur.
Tüm bunların dışında hepimizin bildiği gibi Kudret Özersay’ın tüm demeçlerini tekrar eden ve onu her platformda korumaya hazır bir nevi müritleri vardır.
Şimdi bu seçimlerde onlar Halkın Partisi üyesi veya çalışanı ya da militanı mı olacaklar? Yoksa bağımsız mı kalacaklar? Hani bağımsız ya adayınız, Allah korusun bir zarar gelmesin PR çalışmalarına…
Siyasete çok büyük umutlarla giren Özersay için yapılan yorumlara ve sosyal medyanın sesine kulak verdiğimiz zaman, bunun bir veda hutbesi olacağı açık. Umarım ilk kez sözünü tutar ve üniversitesine geri döner. Gerçi, Özersay’sız bir HP ne yapar, o da başka bir merak konusu!!!
