Vatandaşlıklar seçimle alakalı... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Vatandaşlıklar seçimle alakalı…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Bir okurum vatandaşlıklar konusunda yazdıklarım üzerine uyardı.

‘Evet’ diyor, ‘yeni vatandaşlıklar yeni sorunlar getiriyor. Ülke kendi nüfusunun üç misli dıştan göç alıyor, hem de vatandaş yaparak’.


Ama niye bu dönem?

Doğru, niye bu dönem hız kazandı bu işler.

Biz vatandaşlık verme işlerinin UBP ve DP’nin iktidarlarında hız kazandığını söylemiştik.

Ama okur diyor ki, ‘bu telaşın tek bir nedeni var, o da yaklaşan seçimler’.

Malum, bizim yasalarımız, oy kullanabilmek için sadece seçmen kütüğüne yazılmanın yeterli olduğunu söylüyor.

Seçmen kütüklerine yazılmak için de hala zaman var. Daha yeni yasanın düzenlemeleri bile yapılmadı.

İşte yeni vatandaşlar o güne yetiştirilmeye çalışılıyor. Bakın göresiniz, seçim yasakları başladığında şıp diye kesilecek.

Vatandaş yaptıklarından, oy devşirecekler.

Bu kadar basit.

 


GÜNEY KIBRIS NASIL BAŞARDI…

Güney Kıbrıs GESY dedikleri genel sağlık sistemi yasalarını Meclisten oy birliğiyle geçirdi.

Sağlık Bakanı Yiorgos Pamboridis’in vizyonuydu ama, aynı zamanda ortak aklın ürünüydü.

Tüm partiler, sağlık örgütleri, hekim örgütleri, hasta hakları dernekleri hatta eczacılar, Sağlık Bakanını kutladılar. Tüm çevrelerin onayını alacak şekilde çalıştığı ve başardığı için…  1960’da geçen sosyal güvenlik sisteminden sonraki en büyük devrim olduğunu söylediler.

Devletin hastanelerinin kaynak yetersizliği bizdeki gibiydi.

Özel hastanelerle rekabet edemiyorlar, hastalar da en iyi sağlık sistemine ulaşamıyordu.

1993’de ortaya atıldı bu fikir. Ancak uygulaması için gerekenler yapılmadı. 2015’de Meclis’e geldi ve geçen Cuma günkü birleşimde yasallaştı.

Şimdi bu yasayla, önce hastaneler otonomiye kavuşuyor. Kendi kendilerini yönetecekler, döner sermayelerini kuracaklar. Ama bunun için devlet, çalışanların maaşlarından ekstra kesintiler yapacak.

Uygulama iki aşamalı olacak. Birirnci aşama 2019’a kadar. Bu sürede çalışanların maaşlarından yüzde 1.7, işverenden 1.85 kesilecek, devlet 1.65 katkı yapacak, kendi işine sahip olanlar ise 2.55 prim ödeyecek.

İkinci aşama, 2020’ye kadar olan dönem. Bu dönemde de kesintiler yüzde 1-2 oranında artacak ve Mart 2020’de GESY, genel sağlık sigortasıyla birlikte tam olarak uygulamaya girecek. Yani isteyen devlet hastanelerinden, isteyen özelden hizmet alabilecek.

İşte bu vizyondur. Bu, ortaya konan vizyonu kararlılıkla ileri götürmektir. Tüm paydaşların kabul edebileceği, kimsenin şikayet etmeyeceği br sistemi kurabilmektir. Bu ortak akıldır.

1993’den beri sözde kalan bir devrimi neden 24 yıl sonra gerçekleştitdiklerini de şöyle izah ediyorlar;

“İyi ki Troyka geldi ve aklımızı başımıza getirdi”…

Nasıl?

Böyle bir konsensusu biz yaratamaz mıyız? Üstelik Türkiye, finanse edeceğini defalarca söylediği halde, bir formül bulamıyoruz. Aksine hala doktorları durdurup yerine yenilerini getirmekten söz edebiliyoruz. Devlette çalışan doktorlarla dışarıdakileri birbirlerine çarpıştırarak, hastaneler dökülürken, doktorsuz, hemşiresiz kalırken, biz bocalıyoruz, beceremiyoruz…

Formülün ilk ayağını kuramadığımız halde, bir de tarih vererek genel sağlık sigortasına geçileceğini söylüyoruz.

Er kafadan bir ses çıkıyor ama kamu yararı gözeterek, en iyi sistemi kurması gereken devletin sistem kurma becerisi yok…

Acaba bizim de kafamıza bir Troyka mı vurmalı..?


YERİN KULAĞI VAR

İŞİN KOLAYINI BULDULAR:

Siyasilerimiz eskiden seçimlerde sokak sokak, köy köy gezerek, tutamayacakları vaatler verir, yapacaklarını anlatarak oy isterlerdi. Belli ki zaman değişti, onlar da işin kolayını buldu. Sıcağın altında, soğuğun ayazında gezmelerine gerek yok. Artık hizmet yaparak değil, vatandaş yaparak seçim kazanmak ve iktidara gelmek çok daha daha kolay. Vatandaş yap, oyu kap…İşte size hizmet, beğenirseniz.

 

BU NASIL MEMNUNİYET:

Bu hükümet sürekli olarak çiftçiye hayvancıya istediğini vermekle övünmüyor muydu? Hatta 1 yıllık icraatlarını anlattıkları videoda da hep bunu öne çıkartmadı mı? Peki öyleyse neden çiftçiler hayvancılar, süt üreticileri sürekli eylemde? Devamlı surette baş kaldırıyorlar, kent trafiğini tıkıyorlar, sütleri döküyorlar… Neden şikayetleri hiç bitmiyor? Nasıl memnun etmişler ki?

 

ZOKAYI YUTTUK:

Yıllar önce tartıştığımız bir konu ısıtılıp tekaradan toplumun önüne sürüldü ve ne yazık ki biz de bunu afiyetle yedik ve yemeye de devam ediyoruz. Konu Ercan meselesi. Aradan yıllar geçmiş, olay gündemden düşmüş ama birileri bu ateşi yeniden alevlendirerek, birşeyleri örtme gayretine girmiştir. Daha 3-5 gün önce ihalesiz olarak yandaşlara kiralanan dönümlerce arazileri, kaçak yapıları, Ercan ihalesinin 4 yıl daha uzatıldığını tartışırken, şimdilerde kimsenin bunlarla uğraştığı yok. Resmiye hanımın arazisini, rektörülük binası olacağı söylenen eski hastahane binasını ve Ercan sözleşmesinin hokus pokusla 4 yıl uzatılmasını unuttuk gitti. Basın ve toplum olarak bu zokayı iyi yuttuk…

 

SOKAĞA DÖKÜLMEK ZORUNDA KALAN VATANDAŞ:

Girne’de yine bir yerleşim bölgesinde yeni açılan disconun yarattığı dehşet gürültü, ta Çatalköy’dekileri rahatsız etti. Diğer taraftan Şirinevler’de yeni açılan taşocağı vatandaşları sokağa döktü. Ne yapsın insanlar? Kimi disco’ya giden yolu kapatmaya hazırlanıyor, kimi ellerinde pankartlarla eylem yapıyor. Ne Çevre Dairesi’nin elinden bir şey geliyor, ne polisin… İzni verenler belli… Ve belli ki, evleri bu rezaletlerden uzakta… Kulakları duymuyor. Öyle olunca da insanlar  kendi taraf oluyor, kavgaya giriyor. Bu mudur ülke yönetimi? Yasaları görmezden gelerek, çevreyi doğrayarak, vatandaşı suç işlemeye zorlayarak…

 

ONLAR DA BİLİYOR: 

İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, iki toplum arasında varılacak kapsamlı bir anlaşmaya katkıda bulunmak amacıyla, adada bulunan askeri üslerinin topraklarından bir kısmını ada halkına devredebileceklerini söylemiş. Onlar da biliyorlar ki, yakın bir gelecekte adada bir çözüm olmayacak. Onun için bol keseden atıyorlar…

 

DEVRE DIŞI KALDIK:

Bundan önce Umre ziyaretine kimlerin gideceğine bizim Din İşleri Dairesi karar veriyordu. İddiaya göre şimdi  Umre ziyaretine kimlerin gideceğine TC Elçiliğinin Din İşleri Müşaviri karar veriyormuş. Bu iş artık zıvanadan çıkmış durumda. En basit işlerde bile, devletin resmi bir kurumu yerine, bir başka makam karar verip, söz sahibi oluyorsa söylenecek söz bulamıyorum…


 

ZİRVEDEKİLER

Ayşemden Akın: “Ses kayıtları, ahlaksız teklifler, başbakanın sahtecilik yaparak yayımladığı bakanlar kurulu kararı, ‘seçilince ihaleyi iptal edeceğim, Ercan’ı geri alacağım’ diyen Başbakan Yardımcısının sözleşmeyi gizlice dört yıl uzatmak için sıranın başını tutması… Bu ülkenin savcıları, yargıçları, avukatları ve aydınlarının olanlar karşısındaki suskunluğu… Hepsi ama hepsi nasıl bir çirkefin içinde olduğumuzun göstergesi…”.

 

 


DİPTEKİLER

Girne Belediyesi: Nidai Başkan kusura bakmasın ama, Girne Girne olalı böyle eziyet görmedi. Bu kenti yöneten birinin olup olmadığından şüphe etmeye başladım. Bu kadar mı başı boş bırakılır. Güzelim kent pislik ve kokudan geçilmiyor. İsteyen istediğini yapakta serbest. Yollar yol, sokaklar sokak değil. En kötü dönemi bile bugünkü halinden iyiydi. Denetim, kontrol neredeyse hiç yok. Yüklü kamyonlar, beton mikserleri, pisliklerini döke saça bizzat yasak saatlerde, şehir trafiğinde cirit atıyor, nasıl olmasa ses çıkaran yok…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar