Duygu ALAN
Kıbrıs Montessori Okulları 3. Eğitim Konferansı, Lefke Avrupa Üniversitesi Özel Eğitim Öğretmenliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ataman’ın “Üstün zekalıların unutulanları mutlu zeka” konulu sunumu ile dün gerçekleştirildi.
Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde dün saat 14.30’da başlayan konferansın açılış konuşmasını, Kıbrıs Montessori Okulları Eğitim Direktörü Hatice Düzgün yaptı.
Eğitimcilerin yoğun katılımı ile gerçekleştirilen Kıbrıs Montessori Okulları 3. Eğitim Konferansı’nda Prof. Dr. Ayşegül Ataman, “Üstün zekalıların unutulanları mutlu zeka” konulu sunumu ile üstün zekalıların neden normalleştirilmeye çalışıldığını, neden eğitim sistemimizde üstün zekalılara yer olmadığını ve dahiler olimpiyatlarına bizim neden katılamadığımızı anlattı.
Düzgün: Bu bir farkındalık konferansı
Kıbrıs Montessori Okulları Eğitim Direktörü Hatice Düzgün, konuşmasında, “Üstün zekalıların unutulanları mutlu zeka” konulu Kıbrıs Montessori Okulları 3. Eğitim Konferansı’nın bir farkındalık konferansı olduğunu, bu yönde daha birçok konferanslar ve paneller düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.
Düzgün, tıpkı Montessori’de olduğu gibi Üstün zekalıların unutulanları mutlu zeka” konusunun da rastgele seçilmiş bir konu olmadığını söyleyerek ülkede üstün zekalı çocukların gerçekten ihmal edildiğini düşündüğünü dile getirdi.
“12 yıldır hazır olan yasa halen Meclis’ten geçmedi”
Hatice Düzgün, 12 yıl önce Eğitim Bakanlığı’ndaki görevi sırasında özel eğitime de bakan bir müdür olarak, özel eğitim, normalin altında çocuklarla ilgili birçok çalışma yaptıklarını söyledi.
Düzgün bu çalışmalar çerçevesinde, okullardaki “zihin engelli okulu”, “spastik okulu” yazılı tabelaların bu dünya standartlarına, insan haklarına uygun olmadığı gerekçesi ile ve Bakanlar Kurulu kararı ile değiştirildiğini belirtti.
Ülkede o dönem iki tane özel eğitim okulu olduğunu ve bu okulların yatılı olduğunu anımsatan Düzgün, o okullardaki çocukların hafta sonları evlerine gönderildiğini ancak hafta başında o çocukların gözleri şiş, saçları ise yolunmuş bir şekilde okula döndüklerini, çünkü aile ile uyum sağlayamadıklarını anlattı.
Bu okulların kesinlikle yatılı olmamaları gerektiğini düşündüklerini belirten Hatice Düzgün, bu bağlamda çok hızlı şekilde bir Mağusa’ya bir de Yeşilyurt’a iki özel eğitim okulu açıldığını, bu arada bu çocuklar için ortaokullarda ve ilkokullarda kaynaştırma sınıfları da açıldığını söyledi.
Özel eğitim çalışmaları çerçevesinde o dönem bir de Özel Eğitim yasası çalışması yapıldığını anlatan Hatice Düzgün, kendisinin de bu yasa çalışmalarında yer aldığını kaydetti.
12 yıl önce hazırlanmış olan Özel Eğitim Yasası’nın halen daha Meclis’ten geçirilemediğini söyleyen Düzgün, süreç içerisinde yeni bir özel eğitim merkezi açılmadığı gibi, Hisarüstü Özel Eğitim Merkezi’nin de kapandığını kaydetti.
“Dünyada güzel olan birçok değişimi kadınların yaptı”
Hatice Düzgün, konuşmasının devamında dünyada güzel olan birçok değişimi kadınların yaptığına inandığını, ada tarihine bakıldığı zaman dıştan gelmiş birçok kadın görüldüğünü, bazı feminist hareketleri başlatan kadınlar da olduğunu söyleyerek, Prof. Dr. Ayşegül Ataman’ın da bu kadınlardan biri olduğunu kaydetti.
Düzgün, “Evet, feministi herkes farklı anlar ama ben bir kadın olarak ve feminist kavramının bilincinde olarak Sayın Prof. Dr. Ataman’a feminist yakıştırmasını yapmak istiyorum. Çünkü aynen Montessori gibi Sayın Prof. Dr. Ayşegül Ataman da kadın duyarlılığında çalışmalarını yapıyor. Prof. Dr. Ayşegül Ataman’ın ülke için büyük bir değer ve şans olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
Hatice Düzgün, sözlerini şöyle noktaladı: “Üstün yetenekli çocuklarımız için daha fazla bir şeyler yapmamız gerektiğine inanıyorum. Bu bağlamda bu konferans bir farkındalık konferansıdır ve bizim daha birçok paneller düzenleyip konferanslar yapmamız, bu konferans ve panellerde koltukların ön sıralarını Meclis’teki kişilerle doldurmamız gerekiyor. Çünkü yasaları onlar geçiriyor.”
