Ülkenin imajı... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Ülkenin imajı…

Köş, MoreketMehmet Moreket

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars BRT’de, bir ülkeye giren bir kişinin suç işlemeden önce iki kere düşünmesi gerektiğini söyledi.

Öyledir…


Her ülke dıştan gelen birine o algıyı vermek zorundadır.

Bunu hem devlet olarak kendisi için, hem halkının güvenliği, asayişi için yapmak zorundadır.

Ama kabul edelim ki, KKTC için bunun tam tersi bir algı var sanki…

İpini koparan hangi ülkeden olursa olsun, bu ülkeye gelip suç işleyebileceğini düşünüyor.

Öyle bir rahatlık var.

Gazetelerin ikinci, üçüncü sayfalarında yayınlanan ve sayıları gün geçtikçe artan suçların faillerine baktığınızda, sürekli gidip-gelenler; adaya yeni gelmiş olanlar; ülkeye hava yoluyla uyuşturucu sokmaya çalışanlar; yine havayoluyla para çıkartmaya çalışanlar; dünyanın çok uzak yerlerinden gelip buralarda organize suç örgütü kuranlar var.

Çoğu kaçak, kayıt dışı…

Demek ki, turist vizesiyle bu ülkeye bir şekilde kapağı attıktan sonra, hırsızlıktan uyuşturucuya, oradan tetikçiliğe, her şeyin kolayca yapılabileceğini düşündüren bir durum var.

Önce bu algıyı ortadan kaldırmak şart…

Bu noktada, Bakan Baybars’ın bir niyeti var.

O da şu… Muhaceret polisinin elinde halihazırda, gelen yolcuya “nerede kalacaksın, kaç paran var” gibi bir sorgulama yapma, uygun görmediğini ülkeye sokmama yetkisi var.

Ancak Bakan da söyledi, bu yetki bugüne kadar pek de kullanılmadı.

Şimdi Bakan Baybars, bu yetkinin kullanılması konusunda niyetini ortaya koydu.

Kapılardaki sorgulama uygulamasının etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi, sokaklarda suçun önlenmesinde önemli bir başlangıç olacaktır…

Geçmişte bir Türkiye Büyükelçisi’nin, kapılardaki muhaceretin etkinleştirilmesini bizzat talep ettiğini de hatırlarım. Yani bunu yapmamanın herhangi bir mazereti yoktur.

KKTC’nin şu anda verdiği imaj, “sınırlar sorma geç kapısı, sokaklar sahipsiz” şeklindedir.

Bu imajı ortadan kaldırmak adına gereken kararlılık bir an önce gösterilmeli…

PARA BASAR, VERGİ ÖDEMEZ…

Atla deve değil…

Bu kadar basit. Devlet esas gelir kaynaklarından vazgeçer, doğrudan alması gereken vergiyi almazsa, hem kasası tam takır kalır, hem de gelir elde edeceğim diye, dolaylı vergiyle boyuna vatandaşın boğazına basar.

Serdar Denktaş Meclis kürsüsünden bir çarpıklığı daha açıkladı. Özel okullar, bir tanesi hariç devlete vergi vermiyor…

Niye?

Yahu para basıyor bu adamlar…

Okul ücretlerini TL’ye bile çevirmediler. Bir kısmı sterlini dondurdu sözde, hatta bir tanesi “Benim kapasitemin üstünde müracaat var, niye dondurayım” bile dedi.

Niye vergi almıyorsun?

Ha, öyle Plümerler gibi, Sanverler gibi, okul yapar, devlete verir, o zaman onun giderlerini vergiden düş. Ama adam ticarethane kurar, sen bundan vergi almazsın. Böyle bir adaletsizlik, böyle bir mantıksızlık olabilir mi?

Herşeyin değişeceğini de ekledi Serdar Denktaş.

Beklediğimiz de bu. Hatta bu hükümetten tek beklediğimiz de buydu aslında…

 

YERİN KULAĞI VAR

HEM DOĞRU DEĞİL, HEM ETİK DEĞİL:

Meclis’te grubu olmayanların da Meclis Başkanı seçilebilmesi değişikliği Komite’ye havale edildi. E iyi güzel de, seçilen başkan, iki yasama dönemi görev yapar. Bu Anayasa maddesi ne olacak? Şu andaki Başkan istifa mı edecek? Anlaşılan bu hasan topla’ın yine kişisel bir hareketi. Ancak olumlu oy aldığını da gördük. Ülke krizlerle boğuşurken, bunlarla mı uğraşacağız? Hiç de şık bir durum değil…

 DEVREDİN BAKALIM NE YAPACAKLAR:

Adamlar nor diyor peygamber demiyor. Henüz ne yapacakları, formüllerinin ne olduğunu bilmiyoruz ama utanmasalar, ülkede yaşanan tüm krizleri UBP’nin iktİdarda olmamasına bağlayacaklar. Toplum bunların, kırk yılda ülkeyi ne hale getirdiklerini çok iyi biliyor ama, ben olsam o uğruna yanıp tutuştukları o koltukları bu arkadaşlara devrederim ve “bu kadar iddialıysanız buyurun ülkeyi bu bataktan çıkarın” derim. Görelim bakalım ne yapacaklar…

 TEHLİKE BÜYÜK:

Yenidüzen gazetesinin dün manşetine taşıdığı “15 günlük adli suçlar” özeti, bu ülkede ciddi bir güvenlik sorunu olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Sorma gir hanına döndürülen ülkede, vatandaşların can güvenliğinin kalmadığını, tehlikenin boyutlarının nerelere vardığını görüyoruz. Aslında yapılacak şey çok basit. Denetim kardeşim denetim. Bu ülkeye kimin girip çıktığını, ne için geldiğini denetleyeceksin…

 

NİYE TESLİM ETMİYORUZ?:

Interpol’ün “en çok arananlar” listesinde gösterdiği, yıllardır KKTC’de yaşayan şahıs, bir kez daha burada işlediği bir suçtan yakalandı, yine tutuksuz yargılama kararı verildi. Tamam, KKTC’nin Interpol’le doğrudan bağı yok. Ama yine de, bir temas olanağı aranması, iadesinin sağlanması gerekmez miydi? Bu bize olumlu bir puan olarak yansımaz mıydı?  Dıştan bakanlarda da, KKTC adalet sistemine güven yaratmaz mıydı?  Kaldı ki, geçmişte örnekleri de var. Sanki bilerek uluslararası hukukun dışında kalıyormuşuz gibi bir görüntü var…

 HEP SÖYLEDİK:

Mağusa Belediye Başkanıyla ilgili düşüncelerimi, UBP ve DP’nin desteği ile kazandığı ilk günden beri yazıyorum. Bu Başkanı o koltuğa oturtmanın bedelinin çok ağır olacağını, bunun faturasını da Mağusa halkının ödeyeceğini iddia etmiştim. Ne yazık ki bugün o kuşkular artık bir bir gerçek oluyor. Temennim, sonu, Lefkoşa’da yıllar önce yaşananlar gibi olmasın ama, ne yazık ki gidişat hiç iyi görünmüyor…

BİR İLK:

Kapıların açıldığı 2003 yılından beri ilk kez güneyden kuzeye geçişlerde inanılmazı yaşadık. Akşam saatlerinde güneye geçmek isteyen binlerce Rum, yoğunluk nedeniyle saatlerce kuyruklarda beklediler. Sosyal medyada gördüm, tam  saat bekleyen var. Hani derler ya, paranın dini imanı yoktur diye, Rumlar da 1 Ekim tatilini kuzeyde geçirmeyi tercih ettiler, hem de saatlerce kuyruklarda beklemek pahasına…

 

ZİRVEDEKİLER

Vergi Gelirleri 3-4 Puan Artmış: Şu kötü günlerde beni en sevindiren haber, vergi gelirlerinin yüzde 52’ye çıktığını duymak oldu. Yani yüzde 3-4’lük bu artışa bile sevinecek duruma geldik. AB ülkelerinde ve Türkiye’de vergi kaçağı ortalama yüzde 25’ler civarında, bizde ise yüzde 50. Belki bu kriz ortamı vesile olur, yönetenler de düştükleri bu çaresizlikte, yapılması gerekenleri yapmaya cesaret ederler. Umarım aynı kararlılıkla devam edilir, vergi konusu dünya standartlarına getirilir… O zaman hiç bir derdimiz kalmaz, bu kadar basit.

 

DİPTEKİLER

Sözün Bittiği Yer: İnterpol’un en çok arananlar listesinde yer alan kişi kefaletle serbest kalıyorsa, canımız, malımızı emanet ettiğimiz asker hırsızlık yapıyorsa, en güvenli olması gereken polisin hücresindeki tutuklu, şaibeli bir şeklide intihar edebiliyorsa, denizlerden, ormanlardan insan cesetleri çıkyorsa, ülke olarak sözün bittiği yerdeyiz…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar