Testiyi kırmadan! (Kırılırsa işe yaramaz!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Testiyi kırmadan! (Kırılırsa işe yaramaz!)

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Geçen haftadan sarkarak ve olumsuz tepkileri de taşıyarak  toplum katlarında tartışılan “konu” alışılmışın dışında  bir kuşkuya dayanıyordu! Şöyle ki:

Bir süre önce “BM’ler toplantılarında TC Dışişleri bakanı Çavuşoğlu ile Anastasiadis el sıkıştıktan sonra, henüz içeriği bilinmeyen,  bu nedenle “meçhul” diyeceğimiz  bir konuda sohbet etmişlerdi!


Birbirlerine rastladıkları için mi konuştulardı, onu da  bilmiyoruz! Fakat Sn. Cumhurbaşkanı Akıncı bu konuşma nedeniyle yaptığı açıklamada, zaten Dışişleri bakanı Çavuşoğlu’nun kendisine, “Anastasiadis’le bir “niyet” görüşmesi yapmak istediğini  söylemiş..

OLAYI, Köşemden, “yoksa Türkiye KKTC’i dışlayarak siyasi soruna bizzat mı müdahil olmak istemektedir” şüphesinde, ben de değerlendirdiydim. Düşüncem şuydu:

İKİ bölgeli iki toplumlu bir siyasi çözüm arayışı için müzakereler devam edecekse  “KKTC’nin Kurucu devlet” olarak  olası çözümde “özerk yapısı ile siyasi eşitliğini”  iki bölgeli federal  sisteme” bizzat ve tabi müzakere masasında da yansıtması gerekmektedir..”

BU strateji KKTC’nin TC’den kopması anlamına gelmez..  “Aksine  olası çözümde TC ile birlikte hareket ederken dayanışma içinde olabileceği, özerk yapısuyla siyasi iradesi olmalıdır..

ÇOK daha yalın bir ifade ile masadaki  KKTC Güney’le eşit siyasi koşullara sahip “kurucu devlet” adayı oluşunun yetki  ve sorumluluğunda olmalı ki bu yetki ve sorumluluk da doğal olarak Müzakereci durumundaki Sn. Cumhurbaşkanı Akıncı tarafından temsil edilebilsin..”

PEKİ Çavuşoğlu Anastasiadis’le hiç mi  görüşüp konuşmayacak? Olur  mu öyle şey!

O halde Çavuşlu “niyet yoklaması” babında Anastasiadis’in elini sıkıp ayak üstü konuştu diye kopardığımız kıyamet nedir?

Neden şimdi de  “kendi kaderimizi kendimiz tayin edeceğiz” hatırlamasında, “yoksa dışlanıyor muyuz” kuşkusu? Anlatayım:

BAKIN, mahalledeki komşuları,   çeşmeden su getirmesi için daha eline  testiyi bile almadan oğluna sürekli   bir tokat atarmış. Komşular  iyice içerlemişler! Bir gün toplanıp  “hoca demişler, neden testiyi vermeden  zavallı çocuğa tokat atıyorsun?” Hoca şöyle cevap vermiş: “Testiyi kırdıktan sonra  tokat atmışım neye yarar!”

(Çavuşoğluna yönelik tepkilere bir de bu “tedbirli ve iyi niyetli “Hoca Nasrettin” prespektifinden bakmakta fayda yok mudur? Kaldı ki Annan planında verilen ödünleri de hiç unutmadık!)

DİYELİM ve ekleyelim: KKTC-TC ilişkilerinin her yönü ile yeniden “iyileştirilmeye ihtiyacı vardır. Bu nedenle TC Büyükelçisi  Sn. Derya Kanbay’ın geçen haftaki beyanatını da bu cümlemin içine katarak  çok önemsediğimi yazmayalım. Ona da bakalım:

**********

SÖZ: (ADAM OLMAYA KARARLIYIZ!)

Geçtiğimiz Cuma günü “KKTC’de Girişimcilik Projesi 2018”  kapsamında “Girişim Merkezi” tarafından  oluşturulan “eğitim programını” tamamlayanlara törenle “sertifikaları” verildi..

(Doğrusu böyle  bir “müessesemizin” olduğunu bilmiyordum. Meğer en çok da “kadınların müracaat ettiği ve Sn. Kanbay’ın “Türkiye’nin bile hayal edemeyeceği oranda kadın girişimcilerimizin olduğunu” söylediği  bu tip  çalışmaların yapıldığını işitmek son zamanlarda gelecekler yönünden kırılan umutlarımızı yeniden yeşertti.)

BU törende Sn Derya Kanbay yaptığı konuşmada, benim de yıllardır “Köşemin” en sadık müdavimlerinden olan “TC-KKTC Mali ve Ekonomik protokoller sorununa”  değinerek şöyle diyordu:

Sanıyorlar ki bunlar imzalanınca (protokoller) bizim kasaya para gelir. Öyle değil!..”

(Zannedersem kimse öyle sanmıyor. Sanmadığı için de bugüne kadar her 3 yılda bir  TC ile imzalanan Ekonomik Protokoller uygulanmadan  sürekli ötelenmektedir!)

ŞİMDİ Sn. Derya Kanbay’ın konuşmasından bir bölümü aktarayım Köşeme:

Diyor ki Sn. Büyükelçi, “Bu programların içinde güçlü devlet yaratma ruhu vardır…” Söylendiği gibi TC olarak  KKTC’de öyle çok hayali, duygusal,  ve manevi işlerin peşinde değiliz… KKTC’nin kendi ayakları üzerinde duran, sağlam, iyi yönetilen, dünyada saygı duyulan, rekabet edebilen, kalitesini yükseltebilen, birçok uygulamanın önünü açabilecek güce ulaşması için uğraşıyoruz…”

(Eğer Sn. Kanbay “ismi var cismi yok Zümrüdü Anka kuşunu” tarif etmiyorsa, tasavvur ettiği geleceğin KKTC’si bu adada,  işte yukarıdaki vurgulamaları ile yerini almalıdır.. Bu konuda umut tazelemek zorundayız.)

ANCAK (bugün için yazıyorum.) Bu “gelecekleri” kurmak için ne yaptık biz? Örneğin yıllardır  TC ile imzaladığımız protokollerden uygulayabileceğimiz, hoşumuza giden tek bir başlık da mı olmadı? O zaman “protokoller imzalanmasına karşın  kasamıza paralar da akmayacaksa, nedir bu kısır döngü? Kısaca “özelleştirmeleri” beklenen devletin sırtındaki kurumlar neden sorunlarıyla  kambur üstüne kambur ekliyorlar!..

Kıb-Tek’le ilgili bilmediğimiz “neresi” kaldı?  Nasıl yanlış yönetildiğini bilmeyen mi var?

Mobil telefonlara yenik düşen Telekomünikasyon artık nedir, nicedir var  mı bilen?

Mağusa limanı, yüz karamız değil mi?..

TC’den akacak suya bile inanmayan “toplumsal ruhumuzdan”  hiç söz etmek istemiyorum… Da: Bari Sn. Kanbay karşısında başlarımızı öne eğerek bundan sonrası için söz verebilelim: “Söz Sn. Büyükelçi adam olmaya kararlıyız!”                                                                                                            **********

       KISACA TAKILDIĞIM: (YAZ-KIŞ DA YİTTİ!)

Yazda denizi kışta yağmuru sevmeyen var mi var?

Artık sevmiyoruz: Yazda artık millet  plajların kapılarından bile geçemiyor ki denize ulaşsın..

Kışta  yağmurların baskın sellerinde sürüklenmek kaderi var gayrı!

Biz öyle bir ülkeyiz işte, doğayı bile çileden çıkartan!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar