Bu yapılanlar, gerçekten, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başkanı veya diğer yönetenlerinin bilinçli bir tercihi ise, emin olun ki sonuç, beklentilerinin tam aksine/tersine olacak ve hüsrana uğrayacaklardır.
Son çeyrek yüzyıl KKTC seçim sonuçlarına bakarsanız. Türkiye egemen çevrelerinin hiçbir tercihinin başarıya ulaşamadığı açıkça görülecektir.
Kıbrıslı Türkler, çok güçlü ve açık bir haykırışla; siz bizim irademizi, ezici bir çoğunluk ile seçtiğimiz liderimizi “yok yerine” koyarsanız, biz de sizin “hayal ve planlarınızı” dikkate almayıp, elimizin tersi ile itip “yok yerine” koyup, sizi rezil ederiz, diye demokrasi siperlerinde cephe alıp, emrivakilere, vesayete karşı direneceklerdir.
Belli bir plan dahilinde uygulamaya konan bu yıpratma politikası, kelimenin tam anlamıyla “çirkin” bir davranıştır.
Bu “çirkin” davranışlar, ikilemde olan vatandaşları uyandırmakta ve “kendi kendini yönetme talebi” taşıyan, mevcut Cumhurbaşkanı etrafında kenetlenme yolunda karar almaya sevk etmektedir.
Bu oyun geri tepecek!
Seçim manifestolarına; ülkemizin yönetimine dair birtakım yetkileri Türkiye’ye devretmeyeceğini, Türkiye nezdinde Kıbrıslı Türklerin saygınlığını koruyacağını, nitelikli ilişkiler kuracağını, stratejik ortak ve müttefik düzeyinde işleri yürüteceğini, mütekabiliyet prensibi gereğince “TC Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü” var ise “Türkiye ile ilişkilerden sorumlu bir Bakan” görevlendireceğini ve bu gibi türlü vaatleri ya da demeçleri bulunan ama seçim öncesi her söylediğinin yüzde yüz tersini yapanlar, acaba bu duruma seviniyorlar mı?
2012 yılında, temiz toplum, temiz siyaset ve kendi kendini yönetme gayesi ile yola çıkıp da; “Koltuklarını devam ettirmek için halkı, Türkiyeli yetkililere gammazlıyorlar, çift taraflı gammazcılık yapıyorlar… İyi çocuğu oynuyorlar” diye demeçler sallayanlar, kendilerini acaba Kıbrıslı Türk olarak görüp, bu ilkesizliklere, saygısızlıklara karşı neden suskun kalıyorlar?
Kendi kazdıkları kuyuya kendilerinin düşeceğini hiç mi hesaplamıyorlar?
Geçmişten, yakın tarihten hiç mi ders almıyorlar?
Hiç mi diplomasi terbiyesi almadılar?
Ya çok acemisiniz ya da öngörüsüz!
Filler mezarlığına gömülmek korkunuz vardı ya hani! Oraya doğru hızla ilerliyorsunuz da farkında değilsiniz. Kendinizi çok akıllı karşınızdakileri de aptal zannediyorsunuz.
Çirkin, çok çirkin hareketler bunlar.
Siyaset bu değil. Geleceği kurgulamak bu değil. temiz toplum ve temiz siyaseti yaratmanın yolu bu değil. Amaç için her yol mübah değil.
Farkındamılar bilmem ama böyle “çirkin” düşüncelere sahip olanların yanında duranlar sürekli azalmakta, dilerim ki; yüzlerine bakan hiç kimse kalmasa!
