Tek yol federasyon - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
KıbrısManşet

Tek yol federasyon

SORUN FORMÜL DEĞİL: Akıncı: Sorun çözüm modeli ve parametrelere ilişkin değil. Elimizdeki tek formül iki kesimli iki toplumlu federal çözümdür. Kıbrıslı Türkler, üniter bir devlette azınlık olmayı kabul etmeyecek. Rum toplumunun büyük çoğunluğu da iki ayrı devlet oluşumunu onaylamayacağı aşikardır

DESENTRALİZASYON: Akıncı: Müzakereler ucu açık olmayacaksa sonuç odaklı olacaksa ben de sentralizasyonu görüşmeye hazırım. Ancak merkezde kalacak yetkiler ortak kullanılacak yetkilerdir. Bu yetkilerin Kıbrıslı Türkleri ilgilendirmediği yaklaşımı kabul edilemez


ZEMİN KONUSU: Akıncı: Görüşmeler için zemin olup olmadığını tarafların yaklaşımı gösterecek. Zemin olup olmadığını görmek için BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Geçici Danışmanı Lute’nin gelip temaslarını yapmasını ve değerlendirmesini beklemekte yarar var

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı,  Kıbrıslı Türkler’in Rumların hakim olacağı üniter bir devlette azınlık hakları ile yetinmeyi kabul etmeyeceklerini vurgulayarak, “Kıbrıs Rum tarafında da bazı çevreler iki ayrı devlet fikrine yakınlık duyabileceklerini ima etseler de, Rum toplumunun büyük çoğunluğunun iki ayrı devlet oluşumunu onaylamayacağı aşikardır” dedi.

Bu durumda görünürdeki olasılık ya Birleşmiş Milletler ve Uluslararası toplumun da destek vereceği, iki kesimli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm için çalışmak ya da statükonun devamına göz yummaktan ibarettir” diyen Akıncı, mevcut durumun, bugün için Kıbrıslı Türkler açısından daha acı verici olsa da, Kıbrıslı Rumlar bakımından da çözümsüz geçecek zamanın neler getireceğini kesin olarak öngörmenin kolay olmadığını ifade edreek, “Statükonun devamı her iki toplum açısından da çeşitli tehlikeler barındırmaktadır” dedi ve şunları söyledi:

“O halde akıl işi makul bir uzlaşıyı federal çerçevede sağlamaktan geçmektedir. Bu noktada son günlerde Sayın Anastasiadis’in gündeme getirdiği desentralizasyon konusu ve siyasi eşitlik üzerine görüşlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Bilindiği gibi bulunacak çözümün, her iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı olacağı bir çok Birleşmiş Milletler kararında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri raporlarında, 11 Şubat 2014 mutakabatında ve iki taraf arasında sağlanan birçok uzlaşmada yer almaktadır.

Egemenliğin iki toplumdan eşit olarak kaynaklanacağı, iki kurucu devletin yetkilerinin ve statüsünün eşit olacağı, iki toplum arasındaki ilişkinin bir çoğunluk – azınlık ilişkisi olarak nitelendirilemeyeceği hep karara bağlanmış hususlardır.

Bunun yanında, siyasi eşitliğin, her federal kurulda eşit sayısal temsiliyet anlamında olmamakla birlikte, federal hükümetin tüm organlarında ve kararlarında etkin katılım anlamı taşıdığı belirtilmektedir.

Dolayısıyla sözünü ettiğim Birleşmiş Milletler parametreleri çerçevesinde yürütülen müzakerelerde sayıca eşitlik olmayan kurullarda her iki taraftan da en az bir olumlu oy ilkesi üzerinde tartışılmış ve örneğin 7-4 olarak belirlenen Bakanlar kurulunda bu ilke benimsenmiştir.  Bunun da ötesinde, dış politika, güvenlik ve savunma konularında Başkan ve Başkan yardımcısının kararları ancak birlikte alabilecekleri üzerinde uzlaşılmıştır.”

Bu noktada Anastasiadis’in verdiği izahlardan yola çıkacak olunursa, durumun epeyi kafa karışıklığına yol açtığını söylemek durumunda olduğunu ifade eden Akıncı, şöyle devam etti:

Şöyle ki, Sayın Anastasiadis, verdiği örnekte; Bakanlar kurulunda EastMed projesi oylanır ve Kıbrıslı bir Türk bakanın olumlu oyu da gerekli olursa, bu durumda ne olacağını sorgulamıştır. Demek istemiştir ki, Kıbrıslı Türk Bakanlar doğal gaz için İsrail – Güney Kıbrıs – Yunanistan – İtalya güzergahı yerine Türkiye üzerinden boru hattının gitmesini isteyecek ve diğer projeyi engelleyecektir. Sayın Anastasiadis  böyle bir durumu kabul edemeyeceğini anlatmak istemiştir.

Bu durumda ortaya şu hususlar çıkmaktadır;

Birincisi, sayın Anastasiadis daha önce kabul ettiği Federal Bakanlar Kurulundaki Kıbrıslı Türk bakanların kararlara etkin katılımını da artık geçersiz saymaktadır.

İkincisi, sınırlı olarak geçerli saydığını düşünsek, bu defa da enerji konularını bile Kıbrıslı Türkler açısından yaşamsal bir alan olarak görmemektedir.

Çünkü kendi ifadesine göre, Kıbrıslı Türklere kendi yaşamsal konularında bir olumlu oy hakkını kabul ettiğini söylemektedir. Bu durumda Kıbrıs’ın doğal gazı ve nakil projeleri  Anastasiadis’e göre Federasyon kurulsa da sadece Rum toplumunu ilgilendiren bir konu olacaktır. Bunun mantıklı bir izahı olabilir mi?

Bunlara ilave olarak Sayın Anastasiadis, doğal gazın, daha mantıklı, kısa mesafeli ve daha düşük maliyetli bir güzergah olan Türkiye üzerinden taşınmasına çözümden sonra bile razı değildir. Kısacası ona göre Doğu Akdeniz enerji politikalarında Kıbrıslı Türklerin de Türkiye’nin de yeri yoktur.

Halbuki bu alanda Kıbrıslı Türkler ve Türkiye’nin de dahil olacağı, ortak akılla yürütülecek işbirliği projelerine ihtiyacımız olduğu açıktır. Ancak bu şekilde adamızda ve bölgemizde barış ve istikrara katkı yapmamız mümkün olacaktır.”

“Biraz geç oldu, güç oldu ama oldu”

Cumhurbaşkanı Akıncı; Derinya ve Aplıç kapılarının açıldığına işaret ederek, her iki da topluma hayırlı olmasını diledi. Akıncı; “Biraz geç oldu, güç oldu ama oldu. Kuşkusuz hedefimiz; sadece yeni kapıların açılması ile sınırlı değildir. Asıl hedef iki toplum arasında sınırlara gerek olmayan bir yapıyı oluşturabilmektir; ama bunun için de karşılıklı kabul edilebilir bir çözüme ulaşmak zorunluluğu vardır” diye konuştu.

“Sonuç odaklı bir süreç söz konusu olacaksa değerlendirelim”

Desentralizasyon konusunun, merkezi hükümetteki yetkilerde azaltma yapılarak iki kurucu devletin yetkilerinin artırılması olayının, kendilerinin tartışmaya kapalı oldukları bir konu olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ama Sayın Anastasiadis’e de söyledim, bunların somut olarak ortaya konması gerekir ve ucu açık olmayan, sonuç odaklı bir süreç söz konusu olacaksa bunların iyi niyetle değerlendirilmesi mümkündür. Şunu da belirtmem gerekir ki, bugüne kadarki müzakerelerde Rum tarafının tavrı bunun tersi olmuştur. Halbuki Klerides’in de deyişiyle merkezi hükümette yetkilerin çok olması, farklı yaklaşımlardan doğan görüş ayrılıkları ve sürtüşmeleri de artırma potansiyeli taşımaktadır. Ancak bir noktada açıklıkla şunu söylemek durumundayız; kurucu devletlerin yetkileri artsa da merkezi hükümette kalacak yetkilerin uygulanmasında kararların basit çoğunluk-azınlık esasında alınmasını kabul edemeyiz” dedi.

Merkezi hükümette ortaklaşa karar alınması, her iki tarafın kararlara ortak katılımı istenmiyorsa bunun anlamının ya iki ayrı devlet ya da üniter bir devlet demek olduğunu kaydeden Akıncı, “Halbuki kurulmaya çalışılan ne biri ne de ötekidir. Eğer bu hala hazmedilemeyecekse, toplumlarımızı da dünya kamuoyunu da oyalamaya gerek yoktur. Şimdi açık ve net olma zamanıdır” dedi.

“Lüksemburg üzerinden sağlanacak işbirliği, ne siyasi tanınma getirir ne de Avrupa müktesebatına aykırıdır”

Cep telefonları ve elektrik şebekelerinin birleştirilmesi konusunda da görüşlerini dile getiren Akıncı, her iki konunun da 2015 yılı Mayıs ayında uzlaşılan iki güven artırıcı önlemlerden olduğunu, tüm teknik alt yapılar müsait olmasına rağmen gerçekleşmediğini kaydetti. Akıncı şöyle dedi:

“Cep telefonları konusunda Güney’de geçerli olan bir yasanın Kuzey’deki telefon operatörleri ile işbirliği yapılmasına imkan vermediği söylendi ve olay orada tıkandı. İsteyenlerin çift sim kart (Dual Sim Kart) kullanması önerildi. Bu kuşkusuz isteyenler tarafından bugün de uygulanabilir. Ama bu bireysel bir çözümdür. Bizim arayışımız, iki tarafın kurumları arasında, birbirlerini tanımasalar da, işbirliğini geliştirmek ve geleceğe hazırlanmaktır.

Son günlerde bu konuda bazı olumlu gelişmeler olabileceği bilgisi getirildi, bunun üzerine eğer toplumlarımıza bu konuda iyi haber verebileceğimiz bir durum oluşursa 12 Kasım’da  ara bölgede yeniden buluşmayı kararlaştırdık. Ne yazık ki olmadı. Bunun nedeni olarak da Kıbrıs Türk tarafının siyasi avantaj peşinde olduğu iddia edildi. Bunlar geçerliliği olmayan argümanlardır. İki tarafın operatörleri arasında Lüksemburg üzerinden sağlanacak işbirliği, ne siyasi tanınma getirir ne de Avrupa müktesebatına aykırıdır. Bunu Avrupa Birliği komisyonu da teyit etmiştir. Kıbrıslı Türk operatörler Güney Kıbrıs hariç tüm dünya ile Lüksemburg veya İsviçre üstünden iletişim kurabilmektedirler ama Kıbrıs’ta bu yapılamamaktadır. Kıbrıslı Türkler ve Rumlar Afrika dahil dünyanın her yerinden evleri ile konuşabilmekte ancak adanın bir tarafından diğerine geçince bunu yapamamaktadır. Bunun mantıklı bir izahı yoktur.”

Bu basın toplantısının amacının; sadece Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in düzenlediği basın toplantısına cevap oluşturmak ve bir karşılıklı suçlama kampanyasını körüklemek olmadığını da belirterek, “Kuşkusuz aydınlatılması gerekli konulara da değinilecektir. Ama esas amacım, geldiğimiz bu kritik kavşakta, daha fazla zamanımızın olmadığının da bilinci içerisinde ve tarihi bir sorumluluğu hissederek düşüncelerimi ve görüşlerimi sizlerle paylaşmaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununda gelinen son durumla ilgili basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanlığı’nda, dün saat 19.30’da başlayan ve BRT HD ile diğer televizyon kanallarından canlı yayınlanan toplantı, BRT 2’den Rumca simultane tercümeyle, Bayrak International’dan simültane İngilizce; BRT web sitesinden de Türkçe ve Rumca veriliyor.

Soru: Müzakereler yeniden başlar mı?

Basın toplantısının soru bölümünde, “Konuşmanızdan müzakere sürecinin yeniden başlamaz manası çıkarılabilir mi?” yönündeki soru üzerine, müzakerenin başlaması için öncelikle açık ve net bir tablonun ortaya çıkması gerektiğini, bu tabloyu iki tarafın yanında Birleşmiş Milletler’in de beklediğini belirtti.

BM Genel Sekreteri’nin Crans – Montana’da garantör ülkelerin katılımıyla yapılan görüşmelerden sonra taraflara durum değerlendirmesi yapmasını ve karşı taraf ile bir notaya varma olasılığını değerlendirmesini istediğini, bunun için de danışman olarak geçici bir görevlendirme yaptığını kaydeden Akıncı, muhtemel bir anlaşmanın temellerinden birinin siyasi eşitlik olduğunu, bu konuda bir netlik oluşmazsa çok büyük sıkıntılar yaşanacağının aşikar olduğunu, dolayısıyla Genel Sekreter’in tarafların siyasi eşitlik ilkesinden ne anladığını da duymak isteyeceğini ifade etti. “Kararları sadece çoğunlukta olan taraf alabiliyorsa bu siyasi eşitlikle ilişkilendirilebilir mi? Biz ilişkilendiremiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, iki tarafın ortak olacağı bir yapıda siyasi eşitliğin olmaması halinde bir tarafın figüran konumuna indirgenmiş olacağını söyledi.

Ucu açık süreçlerin geçmişe ait olduğunun, Genel Sekreter’in raporunda belirildiğini ifade eden Akıncı, yeni adım atılabilmesi için gerek içerik gerekse modalite anlamında bir uzlaşma olması gerektiğini kaydetti.

Görüşmelerin yeniden başlayıp başlamayacağını söyleme noktasında olmadığını, müzakere zemininin bulunup bulunmadığını görmek için Genel Sekreteri’nin geçici olarak görevlendirdiği Jane Holl Lute’nin öncelikle temaslarını tamamlaması gerektiğini kaydeden Akıncı, bugüne kadar varılan mutabakatları da çiğnetmeden, Lute ile temaslarını sürdüreceklerini, ortaya çıkan sonuca göre de karar vereceklerini ifade etti.

Soru: Hayal kırıklığı yaşadınız mı?

Hayal kırıklığı yaşayıp yaşamadığı sorusuna Akıncı, kişisel duygularının bir yere kadar önemli olduğunu, esas olanın toplumların geleceği olduğunu, bu mevcut durumu kısa vadede Kıbrıslı Türkler açısından sağlıklı görmediğini, uzun vadede de Rumlar açısından sağlıklı görmediğini, bu nedenle “makul olanda buluşma gerektiği” çağrısı yaptığını söyledi.

Gelecek kuşaklara daha iyi bir Kıbrıs bırakmak gerektiğini kaydeden Akıncı, konferanstan sonuç alınamamasının üzücü olduğunu, yeni fırsatlar doğması halinde her iki toplumun bunu adanın yararına kullanmak istediğini, Genel Sekreter’in de buna yardımcı olma çabası içerisinde olduğunu; ancak bunun gerçekçi bir zeminde aranması gerektiğini ifade etti.

“İki toplum arasında azınlık çoğunluk ilişkisi olmaz”

Mevcut durumun böyle devam edemeyeceğini seslendirenlerin sayısının günden güne arttığını ifade eden Akıncı, hidrokarbon yataklarının ya işbirliği alanı ya da bir gerginlik nedeni olacağını, gerginlik nedeni olmaya aday bir alan olduğunu, bunun her geçen gün görüldüğünü, akıl yolunun bu zenginliklerin değerlendirilmesi için ortak yol bulunması olduğunu belirtti.

İki toplum arasında azınlık çoğunluk ilişkisi olmayacağının bir Birleşmiş Milletler parametresi olduğunu, dolayısıyla azınlığın çoğunluğu yöneteceği bir durumun gündemde olmadığını kaydeden Akıncı, “Sayısal eşitliğin olmadığı federal kurul ve kararlarda, etkin katılım esastır ve siyasi eşitliğin bir gereğidir” dedi.

Rekabet kurulu ve kamu hizmetleri yönetiminin sayısal eşitliğin olacağı kurullar olacağını ancak sayısal eşitliğin olmayacağı kurulların da olacağını ifade eden Akıncı, altı Kıbrıslı Rum ve üç Kıbrıslı Türk olan bir kurulda dikkat edilmesi gereken noktanın, bir kararda Kıbrıslı Türk üç üyenin tümünün hayır demesi durumunda, federasyonu fonksiyonel kılacak olanın Kıbrıslı Türklerin hayır demesine rağmen kararın geçirilmesi mi yoksa Kıbrıslı Türkleri ikna etmeye çalışmak mı olduğunu söyledi.

Veto konusunda ise, olası bir anlaşmada üç önemli alanda birlikte karar verilmesini istediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, burada da arananın hem fikirlik olduğunu, üzerinde anlaşılan konulardan da birinin bu olduğunu söyledi.

“Ya karalara etkin katılım olacak ya da olmayacak”

Akıncı, “Siyasi eşitlik konusunda gri alan yoktur; ya karalara etkin katılım olacak ya da olmayacak” dedi.

“Yeni fikirler neden konuşulamaz” şeklindeki soruya karşılık da Akıncı, bir 50 yıl da müzakere süreci olamayacağını, şimdi önümüzde belli hedefleri içeren bir planlama olacağını, bunun uzun süreçler içermeyeceğini, Lute’nin amaçlarından birinin bu olacağını söyledi.

Federal çözüm dışında olabilecek iki seçenek bulunduğunu, bunlardan birinin üniter devlet ki buna Kıbrıslı Türklerin karşı olduğunu, diğerinin de iki ayrı bağımsız devlet olduğunu, buna da Kıbrıslı Rumların karşı olduğunu kaydeden Akıncı, Anastasiadis’le 16 Nisan’da yaptığı görüşmede, bu konunun gündemde olup olmadığını sorduğunu, aldığı yanıtın, böyle bir şey görmediği yönünde olduğunu ifade etti.

“Statükoyu pekiştirmek işim değil”

“Federal çözüm dışında AB içinde iki devlet formülü var da Akıncı’nın bu formülden kaçındığı” şeklinde bir düşüncenin de yanılgı olacağını ifade eden Akıncı, “Ben mümkün olanın peşindeyim, Mümkün olmayan bir şeyi hayal ederek zaman harcamak ve statükonun daha da pekişmesine hizmet etmek benim işim değil” dedi.

Federasyon oluşturmada iki tarafın istekliliğinin gerekli olduğunu kaydeden Akıncı, “Ya sirtaki ya halay gerekir bize, el ele tutuşarak, sadece iki toplum değil, garantörler, Birleşmiş Milletler, gözlemci olarak Avrupa Birliği, uluslararası toplum, sivil toplum örgütleri… hepsinin çaba harcaması gerekir” diye konuştu.

Fırsatı en iyi değerlendirme çağrısı

Müzakere süreçlerinde duyguların ölçü olmaması gerektiğini, akıl ve mantığın duygulardan önce gelmesi gerektiğini belirten Akıncı, alınan önemli inisiyatiflerin karşılıksız kalmaması gerektiğini söyledi ve Genel Sekreter’in yardımcı olma hevesi varken bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirme çağrısı yaptığını vurguladı.

 “Adem-i merkezileştirmeyi müzakere etmeye kapalı değilim”

Adem-i merkezileştirme konusunda sorulan soruyu yanıtlayan Akıncı, bu konuyu müzakere etmeye kapalı olmadığını, ancak bu konuda Rum lider Anastasiadis’ten somut bir şey duymadığını söyledi.

Akıncı, yetki paylaşımı konusunun netleşmesi, yetkilerden hangilerinin kanatlara verilmesinin istendiğinin tespit edilmiş olması gerektiğini kaydetti.

Rum tarafının bugüne kadar kanatların değil merkezin güçlü olması için çaba harcadığını, dolayısıyla bu ani dönüşün hangi amaçla yapıldığının çeşitli çevreler tarafından sorgulandığını söyleyen Akıncı, oyalama taktiği olduğuna ilişkin söylemler de bulunduğunu belirtti.

Akıncı, müzakerelerde ucu açık olmayacak bir şekilde, sonuç odaklı olarak, yani oyalanma ve zaman geçirme taktiğine fırsat vermeyecek bir çerçeve söz konusu olursa bu konuyu değerlendirmeye açık olduğunu dile getirdi.

“Ortak yetki olmayacaksa bu federasyon olmayacak”

Anastasiadis’in enerji konusunun bile yaşamsal alan olabileceği noktasında olmadığını, burada bir karışıklık olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ortak yetki olacaksa etkin katılım olacak, ortak yetki olmayacaksa bu federasyon olmayacak” dedi.

Eşitliğin olmadığı kurullarda Kıbrıslı Türklerin o kararlara etkin katılımının hangi anlama geleceğini soran Akıncı, ölçünün ne olduğunun bilinmediğini söyledi.

Doğal gaz ile ilgili olarak Türkiye ile Rum tarafı arasında çakışan parseller konusunda tartışmalar bulunduğunu söyleyen Akıncı, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs’ın sularında herkesin kabul ettiği haklarının hep geleceğe ertelendiğini belirtti.

Akıncı, doğalgaz konusunda yapılması gerekenin, baştan birlikte yürümek ve komite oluşturarak onun aracılığıyla işbirliğine başlamak olması gerektiğini, bu yapılmadığından gerginlikler yaşandığını ifade etti.

Rumların kazı yapması ve Türkiye’nin sondaj gemileri ile Doğu Akdeniz’de Kıbrıslı Türkler ile işbirliğinde araştırma yapması konularını değerlendiren Akıncı, bu konuların gerginliklere yol açabileceğini belirtti.

Doğalgazı Avrupa pazarına ulaştırmanın en ucuz ve mantıklı yolunun boru ile Türkiye üzerinden yapılması olduğunun uzmanlar tarafından dile getirildiğini söyleyen Akıncı, bunun da ancak çözüm şartlarında olabileceğini kaydetti.

Akıncı, Anastasiadis’in çözümden sonra bile Kıbrıslı Türkler ve Türkiye’yi bu denklemin içinde görmediğini, bunun kaygı yarattığını belirtti.

“Rum lider halkına federasyonu anlatmalı”

Anastasiadis’ten bundan sonraki aşama için ne beklediğinin sorulması üzerine Akıncı, Rum liderden Kıbrıs’ta bir federasyon kurulacaksa halkına bunun ne olduğunu anlatmasını beklediğini söyledi.

Akıncı, bunun doğru dürüst yapılmadığını, farklı kesimlerin farklı şekilde konuştuğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, kendisinin halka bilgi verdiğini ancak bunun yeterli olmadığını, Anastasiadis’in de bunu yapması gerektiğini söyleyerek, “Federasyon konusunda bir uzlaşma aranacaksa bunun halka anlatılması lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiadis’in daha büyük ve güzel hedefler için yetki ve refahı paylaşmak gerektiğini toplumuna izah etmesi gerektiğini de vurguladı.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar