Twitter’dan yaptığı açıklamada Oktay, “Bölgede çatışma riskini artıracak bu tür yaklaşımlara karşı Türkiye olarak KKTC’nin ve Kıbrıs Türkünün güvenliğini, huzur ve refahını garanti altına alacak adımları atmaya devam edeceğiz. Türkiye ve KKTC, bölgede kendilerine karşı oynanan oyunların farkındadır. Millet olarak kararlılıkla ve kenetlenmiş bir halde bu oyunları birlikte bozacak, geleceğe beraberce yürüyecek, bu oyunların parçası olanları da affetmeyecektir” dedi.

TC Dışişleri: Mukabil adımlar atılacaktır

TC Dışişleri Bakanlığı da yazılı açıklamayla ABD’nin kararına tepki gösterdi.

Bakanlık açıklamasında kararın “Ada’daki iki halk arasındaki eşitliği ve dengeyi yok saydığı ve Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulması yönündeki çabaları olumsuz etkileyeceği” belirtildi.

TC Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Doğu Akdeniz’de gerginliğin azaltılması amacıyla çaba harcanan bir dönemde, ABD’nin bölge barış ve istikrar ortamını zehirleyen bu tür bir kararın altına imza atması müttefiklik ruhuyla da bağdaşmamaktadır.

“ABD’nin bu kararını gözden geçirmesini, bölgede barış ve istikrarın tesisi için mevcut çabalara destek vermesini bekliyoruz.

“Aksi takdirde Türkiye, garantör ülke olarak, hukuki ve tarihi sorumluluğuna uygun olacak şekilde Kıbrıs Türk halkının güvenliğini garanti altına alacak gerekli mukabil adımları kararlılıkla atacaktır.”

Washington Kıbrıs’a silah transferini adanın birleşmesi çabalarına katkı, silahlanma yarışına da engel olunması için 1987 yılında kısıtlamıştı.

Kuzey Kıbrıs yönetiminden tepki

Karara, yalnızca Türkiye’nin ayrı bir devlet olarak tanıdığı Kuzey Kıbrıs yönetimi de tepki gösterdi. Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ABD’nin Kıbrıs Cumhuriyeti Büyükelçisi Judith Gail Garber ile telefonda görüştü.

Garber görüşmede, Rum lider Anastasiades’e kararın iletildiğini, Kuzey Kıbrıs’a da kararla ilgili bilgi vermek istediğini söyledi. Akıncı da kararının doğru yönde atılmış bir adım olmadığını belirtti.

Akıncı, Garber’e ABD’nin kararının Kıbrıs’ta kapsamlı çözüme ulaşılması yönünde cesaretlendirmediğini ve barışa hizmet etmeyeceğini, aksine “Rum tarafının müzakere masasının dışında kalmasına yardımcı olacağını” söyledi.

Akıncı, Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’de silahlanma çabalarına katkı sağlamak değil, diyalog ve uzlaşmaya yardımcı olmak gerektiğini ifade etti.

Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ersin Tatar “ABD’yi kınıyor, derhal bu yanlıştan dönmeye davet ediyorum. Ancak herkes şunu bilsin ki, Türkiye ve onun desteklediği KKTC asla haklarından vazgeçmeyecektir. Yapılması gereken gerginliği artırmak değil, gerçekleri görerek barış yoluna gelmektir” açıklaması yaptı.

Kuzey Kıbrıs Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da “Bölge istikrarı ve barışı açısından bir hayal kırıklığıdır. Kıbrıs Rum siyasi liderliğinin bu şekilde sırtının sürekli olarak sıvazlanması maalesef Doğu Akdeniz Bölgesi’nde tek yanlı ve haklarımızı gasp etmeye dönük tutumunda daha da ısrarcı olmasına yardımcı olacaktır” dedi.

Kıbrıs Cumhuriyeti lideri Nikos Anastasiades ise Pompeo ile yaptığı telefon görüşmesi sonrası Twitter hesabından kararı memnuniyetle karşıladıklarını duyurdu.

Anastasiades telefon görüşmesinde Doğu Akdeniz’deki durumdan duydukları kaygının da dile getirildiğini ve gerilimin dindirilmesinin önemini konuştuklarını söyledi.

Demokrat Senatör Bob Menendez de ABD’nin kararının “ülkemiz için güvenilir stratejik bir ortak” dediği Kıbrıs ile ilişkilerin önemini vurguladığını belirtti.

Yazılı açıklamasında Menendez, “Bu tarihi geçmiş on yıllardır devam eden kısıtlamaları kaldırmak ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile güvenlik ilişkilerimizi derinleştirmek bizim ulusal güvenliğimizin çıkarına” dedi.

ABD Kongresi Aralık 2019’da karar almıştı

ABD Kongresi de Aralık 2019’da Kıbrıs Cumhuriyeti’ne silah ambargosunun kaldırılması kararını almıştı. Önce Temsilciler Meclisi, daha sonra Senato savunma bütçeleri yasa tasarı kapsamında ambargonun kaldırılmasını desteklemişti.

Bu kararın üstüne aynı dönem Türk Dışişleri Bakanlığı yazılı açıklamayla yine tepki göstermiş ve “Ada’daki çözüm çabalarına sekte vurmaktan ve tehlikeli bir tırmanışa yol açmaktan başka bir sonuç doğurmayacaktır” demişti.