TATAR KENDİ KENDİNİ KANDIRIYOR… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

TATAR KENDİ KENDİNİ KANDIRIYOR…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Anketler seçimlerin eğlencesi aslında. Hepsinin de temel amacı, seçmeni etkilemek ve bazı adaylar üzerinde algı yaratmaya yönelik. Dikkat ettim, 11 Ekim’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili yapılan birkaç anketin ana fikri, ikinci tura belirlenen adayların kalacağı… Bunlardan birisi Akıncı, diğeri Tatar. Anlaşılan masa başı stratejiler buna göre kurgulanmış, durmadan pompalıyorlar.  Maksat korktukları diğer adaylarla ilgili, “zaten kazanmayacak” algısı yaratıp, oyları yönlendirmek. Tamamen bir algı operasyonu…

Peki durum gerçekten de öyle mi, yarış bu iki aday arasında mı geçecek? Çıkın sokağa ve bir bakın, vatandaş ne diyor, vatandaşın adaylarla ilgili görüşleri ne?  Pandemi öncesi durumla, bugünkü dengeler çok farklı. Seçmenin Şubat ve Mart aylarındaki ağırlıklı tercihi, pandemi sonrası oldukça değişmiş durumda.


Geçmişte de yazmıştım. 11 Ekim seçimleri çok sürprizlere sahne olacak diye. Bu iddiamın hala arkasındayım… Siz bakmayın UBP Genel Başkanı ve Başbakan Tatar’ın “yapılan 7-8 ankette öndeyim” demesine. Keşke o anketleri yayınlasa da bizler de görebilsek. En basiti, elinde böyle 7-8 anket olsa,  HP ile hükümeti bozma yollarını aramazdı. HP’yi dışlayıp, YDP ve DP ile yeni bir ortaklık arayışının amacı cumhurbaşkanlığı seçimler değil miydi? Biz anlamadık mı?  “HP’den bana oy yok, bari YDP ve DP’yi hükümete alıp onların oylarını alırım” düşüncesi de ters tepince seçimin çantada keklik olmadığını anlamış oldu.

Serdar Denktaş’ın aday olmasıyla birlikte “boşta olan” DP oylarını kaybettiği gibi, Özgürgün’ün istifası ve istifa açıklamasındaki sözleri işin tuzu biberi oldu.

Bu durumda kazanabilmek için partisinin oylarının dışında başka bir yerden alacağı pek bir oy yok. Kaldı ki kendi partisinin oylarının tamamını alacağı bile şüpheli. Partinin içi darmadağın, her kafadan bir ses çıkıyor. En tepedekiler birbirlerini, “hırsız, vurguncu, ahlaksız“ diye alenen suçluyor. Son “jet krizinde” yaptığı kabine değişikliği hamlesi ise elinde patladı. Ünal Üstel gibi Girne’de etkili bir ismi kurban vermesi yanında, “geleceğin UBP başkan adayı” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu’na yönelik hamlesinin sandıkta bir karşılığı olmayacak mı sanırsınız.

Yılların UBP’lilerinin Özgürgün’ün istifa haberinin ardından sosyal medyada yaptıkları paylaşımların hiç mi önemi yok sizce. Ve en önemlisi partide hala en etkili isim olan Eroğlu’nun seçimde nasıl bir tavır takınacağı önemli değil mi? Ersin Tatar’ın Eroğlu’nun kızı Resmiye Canaltay’ı iki kez “bakan” vaadiyle kandırdığının hesabı hiç mi sorulmayacak sanırsınız.

Ya şu rezil istihdamlar? Bunların getirisinden çok götürüsü olacağını da mı hesaplamadı. 200 yandaşı memnun ederken 2 bin partilisini mağdur ettiğinin farkında değil mi?…

İrsen Küçük dönemini yakından yaşadı. Rahmetli bir gecede binlerce genci devlete istihdam etmişti. Sonuç bırakın kazanmayı, sandıktan çıkamadı ve siyasetten silindi…

Ne yazık ki Tatar’da aynı yanlışları tekrarlıyor.

O “başarılıyız” dedikçe, salgın yayılıyor, ülke yangın yeri, ekonomiyi maliye sanıyor, vatandaş perişan farkında değil. Binlerce iş yeri kapandı, dövizin durdurulamayan yükselişiyle yenileri yolda. İnsanlar evlerine ekmek götüremiyor.

Daha önce de yazdım, o koltuktan bakınca vatandaş ahmak görünüyor galiba. Bundan önce bir çoğu bunun böyle olmadığını acı tecrübelerle öğrendi, sıra Tatar’da.


Mehmet moreket

DOMATES ALTINLA YARIŞIYOR…

Sofralarımızın vazgeçilmezi domates yakında 10 lirayı bulursa kimse şaşırmasın. Daha bir ay önce kilosu 1-1.5 liradan satılan domates raflarda 8-9 liradan satılıyor. Hafta sonu batı bölgesinde bazı domates üreticileri ile konuşma fırsatım oldu.  “Bu sıcaklarda zor olmuyor mu?” dedik, üretici halinden memnundu. “Bu iş emek ister, fedakarlık ister, ürettiğinizin meyvesini toplamak kadar güzel bir şey var mı?” dedi. “Ya emeğin karşılığı” dedik,  “Şu an toptancıya kilosu 6 liradan veriyoruz. Verdiğimiz ürünün de parasını alıyoruz, dedikodulara pek inanmayın” dedi. Üreticiden bir not daha,   diyor ki; “Çarşıda organik diye satılan ürünler hep kandırmacadır. Bütün ürünlere ilaç atmak zorundayız, yoksa olmaz”.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar