SONUNDA “DÜNYANIN EN GÜZEL TURİSTİK KENTİNİ YARATACAĞIZ!” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

SONUNDA “DÜNYANIN EN GÜZEL TURİSTİK KENTİNİ YARATACAĞIZ!”

Eşref Çetinel

Geçen hafta haberlerin arasına sıkışmış fakat nasılsa benim  aklıma takılıp kalan bir cümleyi unutamadım. Sahibi Ak Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’tu.

UBP’nin hazırladığı önemli olması gereken bir toplantı için KKTC’de bulunuyordu. Ve toplantı nasılsa ucu ucuna seçim arifesine denk geldiydi! Buna karşın söz konusu toplantı medyada çok da yer almadı! Ki toplantıya TC’den Ak parti, Azerbaycan’ın “Yeni Azerbaycan Partisi” (YAP) ve KKTC’den UBP heyetleri katıldı. Amaç KKTC-YAP ilişkilerini geliştirmekti.


KISACA üç ülkenin önde gelen üç siyasi partisi, toplantıları nedeniyle Lefkoşa’da bulunuyorlardı.. Tutun ki seçim arifesinde UBP’ye taze kan akıtmak üzerine oluşturulan propaganda kokusu da yabana atılır gözden kaçırılır gibi değildi!

“OLSUN” ama dedimdi. Yeter ki dış dünyadan heyetler gelsin, toplantılar yapılsın, dikkatleri üzerimize çekerken adımız sanımız dış ülkelerde “KKTC” olarak anılsın falan…

İŞTE BU ÜÇ ÜLKE temsilcileri ayni zamanda “kapalı” iken ansızın “açılan Maraş”ı da ziyaret ettilerdi!

Heyette bulunan Ak Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş söz konusu ziyaretinden sonra verdiği demeçte, “Maraş dünyanın en güzel turistik yeri olacak” dediydi…

DEDİYDİ ve bir kez daha hatırlattıydı bize. Şöyle: 1974’ün hemen öncesinde Maraş zaten Akdeniz’in bu bölgesinde TC’nin bile o yıllarda sahip olmadığı turistik tesisleri ve turizme yönelik oluşturulan alt yapısı ile Doğu Akdeniz’in çoktan incisi olduydu..

(GELİŞMESİNİ koşusu Mağusa surlar içinde bizzat izlerken bir yandan da yerden mantar gibi biten ve şimdilerde kadavraları kalmış turistik otelleri hayranlıkla izler.. Bir yandan da turizmin sadece otellerden ibaret olmadığını.. Gelen turistlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir de yan sanayi oluşturduklarını görüyordum.  Üstelik öyle olması gerektiğini de öğreniyordum.  ÜSTELİK SANAYİSİNİN yanı sıra eğlence mekânlarının da olmazsa olmaz olduğunu anlıyorduk. Yine yetmediğini “eğer turizm “ekonomik sektör” durumuna getirilecekse o sektörün ihtiyacı olan “tarım ürünlerinin, sebze meyvelerin de ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yetiştirilmesi gerektiğine bunların üretilmesine başlandığı için öğreniyorduk…” AYNİ RUM’un turizm sektörü için nasıl “Büyük Sanayi bölgeleri” oluşturduğunu.. Süngerden şiltelere, mutfak malzemelerinden yatak malzemelerine, şiltelere, somyalara kadar fabrikalarının üretime geçtiğine tanık oluyorduk..

***

PEKİ RUM tarafında turizm,  Maraş odaklı bir büyük seferberlikte gelişip serpilirken ya bizim bu gelişimdeki rolümüz neydi?

Acıdır söylemesi ama yine bugünkü gibi inşaatlarında, fabrikalarında gündelikçi işçiler olarak çalışmak!

Kİ ARADAN 1974 savaşı da geldi geçti yarım asır sonra bile Kıbrıs Türk halkı hâlâ Rum’un yarattığı ekonominin çarklarını döndüren “işçisinden” öte mertebenin yurttaşı olamadı!

***

DOĞRUSU yazıma başlarken “bunları” yazmayı düşünmüyordum.. Yazacağım Sn. Numan Kurtulmuş’un “Maraş dünyanın en güzel turistik kenti olacaktır” açıklamasına karşın şunu soracağımdı!

ARADAN yarım asır geçmesine karşın neden ülkede Türk halkı olarak mesela Girne’de yada her hangi bir yörede Maraş gibisi turistik belde yaratamadık?.. Ki yarım asır sonra bile ancak Maraş’ı açtıkta geldi hatırımıza: “Bu ülkede hâlâ Rum’un elli yıl önce oluşturduğu Maraş gibisi ne bir turistik kent oluşturabildiğimizi ne doğru dürüst bir turizm sektörü yaratabildiğimizi…” Hem de şu anda dünya turizminin büyükleri mertebesine yükselmiş aramızdaki Türkiye’ye rağmen!

***

KIISACA: Bu ülkede hâlâ yapacak, “başardık” diyeceğimiz çok eksiklerimiz vardır. Ki dünya ülkelerinin siyasi ve sosyoekonomik rekabetinin içinde de değiliz ki boyumuzun ölçüsünü bilelim!

Üstelik devlet rüştümüzü turizm yada tarım gibi sektörel gelişmelerle değil, Hükümetler kurup hükümetler bozarak ve zırt pırt seçimlerden seçimlere atlayarak ispat ediyoruz ötesi ya hey!

NE var ki “Allah’tan umut kesilmez” mi diyoruz? Demek ki işimiz Allah’a kaldı yine!

***

KISACA TAKILDIĞIM: YENİ seçilen Belediye Başkanlarını bundan sonra çok hırpalayacağız çünkü çoğu boğazına kadar borcun içine batmış can çekiyor üç beşi ancak kendini idame ettiriyor derken zaten ortada ne gerçekleştirilen belediye hizmetleri kalıyor doğru dürüst ne de vatandaş memnuniyetleri!

NE var ki Belediye Başkanlığına talip olup sandıktan yeni Başkanlar olarak çıkanlar da biliyorlardı devralacakları belediyelerin ne olup ne olmadıklarını yani batmışlıkları ile borçlarını!

BUNA KARŞIN eğer büyük arzu ve kampanya yürüterek bilerek ve isteyerek Belediye başkanı seçilmişlerse demek gerçekten Belediyeleri nasıl kurtaracaklarını da biliyorlar ne yapmaları grektiğini de…

YANİ BU saatten sonra artık hiç bir Belediye’nin “çaresizliği” çakan mazereti olamayacağı gibi kabul edilemez de!

***

OYSA BEN bu yalın realite ve mantığa karşın ilk hangi Belediye Başkanının diğer seçilmiş Başkanlardan önce “enkaz devraldık” yollarında açıklamalar yapmaya başlayacağını merak ediyorum!

Kİ sonrası dört yıl eğer bir mucize olmaz, Allah tarafından gökten para yağmazsa olanca belediyeler mevcut borçlarına katmer katmer yeni borçlar ekleyecekler! Şimdiden başarılar dilerim!

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
1
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar