SİZİ HAMASET DE KURTARMAYACAK… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

SİZİ HAMASET DE KURTARMAYACAK…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Ülkelerin siyasal ve ekonomik olarak bir batağa saplandığı durumlarda, yanlış ekonomi politikaları ve iç-dış siyasetteki beceriksizlik gösteren siyasi iktidarlar, kamuoyunu sakinleştirmek için milliyetçilik kartını oynar…

Ülkenin yıkımın eşiğinde olduğu bugünlerde, sorunlara akılcı çözümler araması gereken Ersin Tatar ve UBP zihniyetinin hamasete hız vermeleri ve gün yirmi dört saat federasyonu reddeden politikaları bağırmaları da bundandır…


 

O koltuklarda oturmaya devam edebilmek için de aşırı milliyetçilik yapmak gerektiğini sanırlar…

 

Halka, ekonomik sıkıntıları unutturmak, zıvanadan çıkmasını önlemek için iktidarlara düşman lazımdır. Dikkat edin, her ağızlarını açtıklarında, “Bizi yok edecekler, yama yapacaklar, asimile edecekler, egemenliğimizi elimizden alacaklar” teranesini duyarsınız.

 

Burada kast edilen, Kıbrıs’ın diğer yarısı olduğu kadar, ülkedeki muhalefettir de aynı zamanda.

 

Şunu da asla unutmayalım ki, hamasetle başlayan bu süreç, sonunda baskıcılığa kadar ilerler.

 

Oysa farkında değiller ki, Kıbrıs Türk halkı, kökeni Kıbrıslı olsun olmasın, bunları düşünecek durumda değildir.

 

Bugün bu ada yarısının gündeminde Kıbrıs meselesi asla yoktur, açlıkla imtihan vardır… İnsanlar buna dair bir şeyler duymayı beklerken, kafalarına kafalarına hamaset yağdırılıyor.

 

Çare arayan yok. Çaba gösteren yok. Adanın yarattığı katma değer, adada üretilen para kaynakları ısrarla yok sayılıyor. Ne vergi adaleti akıllarına geliyor ne de dört bir tarafta para basan darphanelerin muafiyetlerini kaldırmak.

 

Paraya ulaşmak adına yine dönüp dolaşıp, yoklukla mücadele eden insanların zaten delik olan cebine el uzatılıyor. Ha, bir de dıştan çare arama martavalları…

 

Tüm bunlar olup biterken insanların sırf “Aman Rum bizi mahvedecek” korkusuyla gidip UBP ya da benzerlerine oy vereceğini hesap etmekteler.

 

Düşünsenize, geçmiş yıllarda Bulgaristan’dan geçmek zorunda kalanlar, bir çift kadın çorabı, bir paket sigarayla neler yaptıklarını anlatırlardı da şaşardık. Bugün Bulgar Levası 7 küsur liradır.

 

Ya Sovyetler yıkıldığında kaçıp gelen Rusların anlattıkları. 100 dolar aylık aldıklarını duyduğumuzda kulaklarımıza inanamazdık. Bizde o zamanlarda asgari ücret 700 dolar civarındaydı. Dün öğle saatlerinde ise KKTC’de asgari ücret 300 doların altındaydı. Nasıl? Hızla o duruma geliyoruz değil mi?

 

Bir Romen arkadaşım geçen yıl anlatmıştı. Çavuşesku’nun son döneminde gaz temin edilemediği için evdeki duvarların buz tuttuğunu, yıllarca soğuk suyla yıkandıklarını, bir ekmeği bir hafta bölüşmek zorunda kaldıklarını, sebzenin, meyvenin ne olduğunu unuttuklarını… Hayretle dinlemiştim. Olamaz böyle bir şey demiştim. Bir yıl sonra bakın ne haldeyiz. Dün akaryakıt kuyruğunda bekledim. Un fabrikaları, stoklarının bitmek üzere olduğunu duyurdular. Şeker, tütün, içki taneyle satılmaya başlandı. Ecza depoları satışları durdurdu.

 

Girne pazarındaydık dün, hiç görmediğim kadar boştu, bomboş…

 

İki aylık fakirleşme oranımız yüzde 40 olmuş… Nerede duracağı da belli değil.

 

Seçime iki aydan az var. Haydi kurtarsın hepimizi milliyetçilik…

 

 

YERİN KULAĞI VAR

“BUNU SÖYLEYENLER AHLAKSIZDIR”:

“UBP’ye geçeceğimi söyleyenler ahlaksızdır” diyen Bertan Zaroğlu partisiyle birlikte UBP’ye geçeceklerini açıkladı. Seçimlerde UBP listesinden aday olacak. UBP seçmeni bunu içine sindirip onu tekrardan vekil yapar mı derseniz, bence yapmaz. Çünkü Zaroğlu ile UBP tabanının ne kimyası ne de fiziği uyuşmaz. Seçimlerde de gereğini yapar ve onu sandıkta bırakır…

 

BULDUKLARI ÇAREYE BAKIN:

Bir borç yapılandırmasıdır tutturmuş giderler. Söyledikleri, döviz borcunu, yeni döviz borcuyla kapatmak. Yani insanlar çocuklarına borç miras bırakacaklar. Diyorsun ki, “TL’ye çevireyim”,  “72 aydan fazla vade yapamam” diyor bankalar. 72 ay, 6 yıl demek. Aylık TL taksiti bugün ödediğinin iki misline geliyor. Çare bulmuş Sucuoğlu. Resmen insanlarla dalga geçiliyor…

 

MAKSAT SEÇİMİ ATLATSIN:

Göreve geldiği ilk günden itibaren Tayvan, Singapur lafları etmeye başladığında, “Sucuoğlu’nun kısa vadede krize yönelik hiçbir şey yapmayacağını söylemiştik. Dün itiraf etmiş. Seçim sathına girildiğini, kısa ve orta vadeli çalışmaların hızlanacağını söylemiş. Ekonomik gelirler aniden artacakmış da refah gelecekmiş. Nasıl yapacak diye soruyorlar, Türkiye’den alacağını söylüyor. Ne kadar inandırıcı değil mi?

 

PİLLİ DENETİM YAPMAYACAK:

Ali Baturay’ın programında aynen şöyle söyledi; “Denetimlerde sıkıntı var. İnsanlar denetlenmeden kendi önlemini almalı… Denetleme görevi herkese düşüyor”… Daha açık söyleyemezdi. Peki siz ne işe yararsınız? Devlet denetleme görevinden de çekilirse, geriye asayişsizlik kalır, kaos kalır. Siz kamu sağlığını korumak için para almıyor musunuz? Ne hastane yatağı temin edebiliyor, ne hemşire ne ilaç. Bir de üstüne denetimi de herkes kendi yapsınmış. Çekin gidin yahu başımızdan artık…

 

UCUZ KAHRAMAN:

“istihdam yapılırsa kurum batar” diyerek Binboğa Yem Fabrikasına istihdam yapılmasına karşı çıkan ve geçmiş günahlarını unutup neredeyse kahraman ilan ettiğimiz Kemal Deniz Dana, bu kez Koop-Süt’e münhalsiz ve partizanca on bir kişi istihdam edilmesine onay vermiş. Belli ki Dana’nın derdi, kurumun batmasından çok koltuğu ve kendi geleceği imiş. Yoksa baskı mı yedi? Ne dersiniz?

ÜLKEYİ BİTİRDİĞİNİZ DOĞRU:

Bugünlerde tüm UBP yöneticilerinin dilinde “tek başına iktidar” lafı var.  Ben de diyorum ki, iktidar olsanız ne olur, olmasanız ne olur? İktidarlarınız döneminde ülkenin geldiği durum ortada. Tek başınıza iktidar olur musunuz bilemem ama, tek başınıza ülkeyi bitirdiğiniz doğru…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar