Siyasi sorunda sona mı geliniyor? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Siyasi sorunda sona mı geliniyor?

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Doğamızda var: Hep olmasını hayal ettiklerimizi işitip görmek isteriz.. Erdoğan’ı da  “Eşref’i mahlûkatın” bu huyu ile gözledik ki daha resmi ziyaretini yapmadan zaten biz yazacaklarımızı yazmış, “artık böyle olmalıdır” bile demiştik!

TABİ ki Kıbrıs siyasal  sorunuyla, bu sorunu artık iyice anlaşıldığı üzere kurtaracak olan “sosyo ekonomik kalkınmamızdan” söz ediyoruz.


Nitekim iki üç gündür,  artık “tek yetkili başkan” oluşuyla kaderimizi tayin edecek olan Erdoğan’ı bu düşüncelerimizle taşıdıktı köşemize.

VE Erdoğan geldi gitti. Peki “beklentilerimizin cevabını” aldık mı? Hayır! Çünkü düşüncelerimizi “köşemize” aktarırken  abartmıştık! Sonuçta olan, artık teamül haline gelmiş bir resmi ziyaretti. Ne Rum tarafı ile hesaplaşma ne müzakerelere yönelik değerlendirme!..

Buna karşın  hem Erdoğan hem Sn. Akıncı  satır aralarına sıkıştırdıklarınca, bundan sonrası gelişmelerle ilgili  mesajlarını verirlerken sadece   “ne istediklerini” değil, “ne istemediklerini” de söylediler!

Mesela Sn. Akıncı Eşitlik, Güvenlik, ve özgürlük içinde yaşanacak, refahın paylaşılacağı adil bir çözümden söz etti.  Anladık ki “siyasi eşitlik” çözümün mihenk taşı olmaya devam ediyor..

Mesela Sn. Erdoğan 50 senedir Türk tarafının gösterdiği tüm çabalara karşın kapsamlı çözüme ulaşılamamasından yakındı son İsviçre Konferansı bozgununun sorumlusu  olarak Güney’i işaret etti!

Mesela Erdoğan bizim aklı evvellerimizin “suyunu da al git” demelerine karşın KKTC’i suyla buluşturduklarını da hatırlattı, KKTC’i Doğu Akdeniz’de bir çekim merkezine dönüştüreceklerini de…

PEKİ biz ne işitmek istiyorduk bu ziyaret vesilesiyle?

Son iki üç gündür ziyaret öncesinde bu isteklerimizi  ayazlatıyorduk. Nitekim  dünkü yazımızda  “Erdoğan’la Yeni Dönem” derken noktayı şöyle koyduktu:

“…Tutun ki tüm bu sorunlar Erdoğan’la masaya yatırılmalıdır. Ya bu adada TC ile el ele yola devam edeceğiz, yada?.. İşte o “yada” sorusu tartışılmalıdır eğer TC ile el ele yürümek istiyorsak!”

TABİ bir daha sormak durumundayız: Bundan sonra nasıl bir çözüm istiyoruz? Örneğin Güney Rum Devleti ile birleşik Kıbrıs’ta bir federasyon çatısı altında Türkiyesiz çözüm mü? Yoksa Türkiye ile el ele kendini devlet olarak tanıtma   yollarında çabalayan bir  KKTC mi?

Cevabı hep merak edeceğiz!                                                                                                                                       *********

ERDOĞAN 43 YILDIR “DEĞİŞMEYEN” KUZEY’E GELDİYDİ!

Bir başka ve büyük sorunumuz da siyasi sorunu Rumun inhisarından  çekip kurtaracak  ekonomik potansiyel sahibi olamadığımızdır..

Geçen gün akaryakıta ve elektriğe yapılan zamlar bu gerçeğin ispatıdır.. Bu nedenle Sn. Erdoğan’nın “her zaman Kıbrıs Türkünün yanında durduk, durmaya devam edeceğiz” söylemi KKTC’de yaşanan sosyoekonomik hatta “siyasi” gerçeklerle örtüşmüyor!

Nitekim bırakın 43 yıl öncesini. Türkiye 1958’lerden beridir Kıbrıs Türk halkına, adada var olması, gelişmesi, güçlenmesi ve tabi zamanı geldiğinde en az Rum kadar “devlet” olması için her türlü yardımı, oluk oluk para da akıtarak yapmasına karşın…

ÇOK  kısaca “Güney Rum devletine yenik düşmüşlüğünün makus talihini hâlâ değiştirememiştir!”

O kadar ki her zaman yana yakıla yazdığımızca bu adada asıl mazlum ve mağdur  olan Türk halkı iken,   bu büyük gerçeği bile siyasi çevrelere anlatıp kabul ettiremediğimizden;  Rum’un mazlum ve mağdur oluş iddialarına yenildik!

Ki 43 yıldır Güney Rum Yönetimi bize hayat hakkı tanımaz, ambargoların devamında ümüğümüzü sıkar canımızı çıkartırken bile AB ve BM’ler karşısında zavallı, mağdur ve mazlumdur! Nedeni de Türkiye’nin topraklarını işgal etmesidir!

YANi bu adada işte böylesi bir siyasi garabetle Türkiye üzerinden Türk halkını ezip  mahvetme oyunu sürdürülüyor hem de AB ve ABD ile BM’ler tarafından!

Nitekim Rum yıllardır bizi ambargoların altında tutarken,  müzakerelerle oyalıyor! Az biraz direnip artık yetti diyecek olsak, kaybedeceklerimizin acısını unutalım diye  sünnet çocuğu gibi ağzımıza zorla “barışçı çözüm” lokumu tıkıştırmakta. Ki artık ne tadı kaldı ne tuzu!

TÜM bu maskaralıklar Türkiyesiz bir çözüm için yapılıyor.. Fakat biz de  çanak tutuyoruz:   Nitekim TC’nin  ne reform paketlerine iltifat ediyoruz ne suyunu ne elektriğini istiyoruz…  Hatta güvencemizi sağlayan askerini bile.. Kaldı aramızdaki “nüfusuyla” kaynaşacağız!          Erdoğan’ın KKTC’ye ziyareti bu  gerçeklerin yaşandığı döneme rast geldi. İnşallah bir sonrası ziyaretinde   özgür ve egemen bir dünya devleti kimliğiyle karşılanır  KKTC’de..

**********

KISACA TAKILDIĞIM: (OLMADI ARTER!)

Seçim bitti Mağusa’da İsmet İnönü bulvarındaki yol ve kaldırım çalışmaları da bitti! Ortada yarım kalmış işleri bitirecek ne işçi var ne makineler!

Ancak bundan söz edecek değildim: Sn. Arter o bulvarın yol ve kaldırımlarını yenileyip düzenlerken  yoğunluğunca en  çok yayanın kullandığı bir güzergâh oluşunu da dikkate aldıydı. (Çünkü DAÜ çevresi ve yoludur.)

Nitekim kaldırım ve yollarını yeniler, düzenlerken  kentsel güzelliğin bir parçası olacaktı. Oysa ne oldu? Kaldırımlarından yollarına arabaların park yeri! Eskisinden beter bir trafik kaosu ve tek kelimeyle çirkinlik!  Ki Eskiden keşmekeş vardı şimdi kaos!

Onca paraya emeğe yazık! Bilmiyorum Belediye başkanlığını yeniden kazanan Arter henüz yarısı bile tamamlanmamış İnönü bulvarına “vicdanının hangi tarafı ile bakıyor!”

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar