Sessiz Çığlıklar ve Sağır Kulaklar! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 16, 2024
Köşe Yazarları

Sessiz Çığlıklar ve Sağır Kulaklar!

Eylem DeliceırmakEylem Deliceırmak

Popülizm uğruna harcanan hayatlar…

Pek çok örneğini duymuş, dinlemiş ve bizzat şahit olmuşuzdur.


74 sonrası adaya Türkiye’den göç edip yerleşen vatandaşların çocuklarının pek çoğu halen vatandaş değil. KKTC vatandaşı olanların ise herhangi biri, yani anne veya babası kök Kıbrıslı olmayanların, maalesef Güney’e geçme hakları yok.

Türkiye’de Kıbrıslı, Kıbrıs’ta ise Türkiyeli olan çocuklar.

Burası benim memleketim deyip kök salamayan çocuklar.

Varsa yoksa oy kaygısı, çıkar kavgası…

Biz sizi vatandaş yaptık oyunuza talibiz, ayak oyunları.

Evet, bu çocuklar bizim bir parçamız. Bizim kültürümüzde büyümüş, bizim adetlerimizi öğrenmiş çocuklar.

15 yaşında bir öğrenci Meral Berilsu.

Başarılı çocuklarımızdan sadece biri ama onu özel kılan farklı bir durumu var.

KKTC’de düzenlenen IGCSE  sınavına katılarak Türkçe dalında  dünya birincisi gelmiş onlarca çocuktan biri.

Haklı bir gururu taşıyan bu genç maalesef yıllardır KKTC ve Rum Yönetimi arasında yaşanan bürokratik sıkıntılar yüzünden Rum tarafında verilecek ödülünü alamayan bir öğrenci…

İlk kez mi bu sıkıntıları yaşıyoruz? Hayır ama son olmasını diliyoruz.

Her şeyden önce ben bir anneyim ve çalışıp kazanan bir çocuğun hak ettiği bir ödülden mahrum bırakılmasını şiddetle kınıyorum.

IGCSE tarafından ödül töreninin 12 Aralık saat 19.30’da Güney Kıbrıs’ın Larnaka kentinde yapılacağı duyuruldu ve Güney Kıbrıs’tan ödülünü alabileceği yönünde davet aldı. Konu devlet yetkililerine bildirildi! Neden mi? Çünkü çocuğumuzun ailesi Türkiye kökenli.

Ne gibi bir önemi var diye sorarsanız elbet bizim için bir önemi yok ama maalesef Rum Yönetimi bunu kullanıp çocuğumuza geçiş hakkı vermeyecekti.

Peki bunu bizim devlet yetkililerimiz bilmiyor muydu? Biliyorlardı çünkü Meral maalesef ne ilk ne de son olacaktır.

Önlem alınmalıydı!!!

Rum yönetimi hiçbir zaman TC kökenliler için ılımlı bir adım atmamıştır. Hatta pek çok çocuğun babası ya da annesi Kıbrıs’lı olmasına rağmen onlara da hakkı olan vatandaşlığı vermemiştir.

Bunlar hep siyasetin kirli yanları.

Peki biz ne yaptık?

Yapılması gerekenler acaba yapıldı mı?

KKTC Dışişleri Bakanlığı, bir adım atmış ve  Meral’ın ailesinin Türkiye kökenli olması nedeniyle Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla Rum Yönetimi ile temas kurarak okul müdürü ile birlikte geçiş talebinde bulunmuş. Bundan olumlu sonuç beklemek tabii ki komikti.

Peki niye çocuğumuza ümit verildi?

Rum tarafına gitmesinin başka yolu yok muydu? Vardı ama bu yol tercih edilmeyip çocuğumuzun kapıdan geri gönderilmesini bekledik, üstelik diğer ödül alan arkadaşları o sınırı aşarken.

Devlet olarak Meral’ı gerçekten sahiplenseydik belki Türkiye üzerinden Yunanistan ve Rum tarafına gönderebilirdik de.

Devlet olmak çocuklarımızın başarılarını paylaşmamızı gerektirmez mi?

Ya da niye biz devlet olup burada kendi sınırlarımız dahilinde bulunan İngiliz Konsolosluğunda bu çocuklarımıza ödüllerini verdiremiyoruz?

Konuşunca dünyalara sığmıyoruz. Ama bu sessiz çığlıkları duymak işimize gelmiyor.

Yalnızca kınıyoruz! Hergün bir ülkeyi kınıyoruz. Tanınmak için veya ambargoları delmek için adım atıyor muyuz? Ne gerek var, bizler böyle mutluyuz. Türkiye parayı göndersin biz de yiyelim. Karşılığında her şeyi özelleştirelim.

Tek bir deyimle bizi anlatmaya kalksak: ‘salla kafayı al maaşını’ derdim.

Şimdi herkes sahnede: Vah kızımız, ahh kızımız!

Takke düştü, kel göründü!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar