Serzenişimizdir - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Serzenişimizdir

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Tabi ki bizim Trump gibi bir kayırıcımızla destekçimiz yoktur.

Dolayısıyla kendisine Armağan edilen Kudüs’le Batı Şeria’ı yutan bir İsrail devleti de değiliz.


Ne de Trump’lı Amerikan dostluğu ile kayırıcılığı karşısında “en büyük dostumuz” diyerek göbek atacak Netenyahu gibi talihli bir liderimiz vardır!

BUNA karşın bir Türkiye’miz vardır ama.. Bir haftada karar verip, Kuzey Kıbrıs’ı iki günde Türk halkına armağan eden Türkiye..

Nasıl bir armağan? Siyasi yönden çözümsüz.. Tanınmamış.. Ambargolu.. Parasız.. Vatan dediği topraklarının geleceğini  bilemeyen.. Mağdur ve mazlum bir Türk toplumu!..

Dolayısıyla hep soruyoruz:

“Ne zaman bitecek bu çözümsüzlükle mağduriyet!”

Ne zaman kurtulucak Türk halkı Rum’un sümüğünü çekmekten!

Ne zaman istikrara kavuşacak?

Ne zaman “devletine” tanınmışlık kazandırarak dünya devleti olacak?

Ne zaman yarınlarının  ne olacağını görüp bilecek?

Ne zaman fukara bütçesini denkleştirmek için Ankara’ya avuç açmadan kendi ayakları üzerinde durabilecek?

Kısaca ne zaman “artık ben de bu adada en az Rum toplumu kadar özgür ve egemen bir dünya devletiyim” diyebilecek kadar devletlu olacak?

LÜTFEN tüm bu yakınmalarımızdan sonra  şu son gelişmelere bakın: BM’lerin Lute’u gelmiş. Bilmem kaçıncı kez “acaba müzakereleri yeniden başlatabileceğimiz bir ortam var mı diye bakmış”  ve tabi bay bay!

Ki ne öğrendik? Anastasiadis başta Sn. Akncı olmak üzere Kıbrıs Türk halkıyla dolayısıyla garantörü ve hamisi Türkiye ile oynuyor!

Tutun ki Amerika’nın büyük desteğini alan Netenyahu gibi  Rum tarafı da tanınmış dünya devleti oluşunu ve arkasına aldığı AB, BM’ler gibi güçleri kullanarak Türkiye’ye karşın Kıbrıs Türk halkı ile oynuyor!

Eee! Sormaz mısınız? Ey Türkiye! 1974 muzafferi, şu anda Ortadoğu’nun en önemli siyasi aktörü, Trump’a bile laf yetiştiren Türkiye!

Ne olacak bu Kıbrıs sorunu? Bir 45 yıl daha Rum’un canı öyle istiyor diye Türk halkı çözümsüzlüğün kadarasında mı yaşayacak? Yetmedi mi meşakkat?

                        **********

“PROTOKOL İMZASI” ÇOK MU ÖNEMLİYDİ?

Hâlâ hatırlayanlar elbet vardır: Türkiye’yi KİT’ler batırdıydı! Yani “Kamu İktisadi Teşebbüsleri!”

Tutun ki “nüvesi” de 1921 İzmir İktisat Kongresinde atıldıydı.

Galiba savaşlardan çıkan uluslarda görüldüğünce ekonomik yönden derlenip toparlanmak için baş vurulan çarede oluşturulan “devletçilikti..”

1974’den sonra biz de Rumlardan elimize geçen 300 üzerindeki tesisi   “Sanayi Holding”  adıyla çalıştıralım dedikti ama kısa sürede “tutanın elinde kaldığından hepsi de batıp, yok olup gittilerdi!”

1974’den sonra (şimdi tartışmalarını yaptığımız) devlete bağlı “Kurumları” ihdas ettik..

Ve ne anladık?  “Devlet” örneğin özel sektörün başaramayacağı bir başarıyla Kıbrıs Türk Hava Yolları gibi çapımıza göre devasa bir “kurumu” yaratabilir ama “devletçilik” nedeniyle de batırır!

O halde nedir Devletin ekonomik “politikası?” Hatta “ne olmalı?”

Ki durum vaziyetler göstermektedir ki  üreticinin, çalışanın kendi öz malı ve sermayesi olan Kooperatiflerde bile “yolsuzluklar  furyası vardır!

BAKIN biz 1974’den sonra “Ekonomik kalkınmayı sağlamak, ekonomiye yön vermek, özel sektöre öncülük yapmak, gelir dağılımını düzenlemek amacıyla “Devlete Bağlı Kurumları” oluştururken;  Türkiye ile Rum tarafı çoktan “özelleştirmelere” geçtilerdi!

Kaldı ki KKTC  yukarıda saydığım mali ve ekonomik hedeflerin hiç birine de varamadı.

Aksine artık açık seçik tartıştığımızca “Kurumlar” devleti batıracak “müflis kuruluşlar” haline geldiler!

…GEÇEN  gün Mecliste işte bu “Kurumlarla” ilintili olarak TC ile imzalanması geciken “Mali ve Ekonomik protokol” olayını Muhalefet lideri Ersin Tatar patlattı!

Şöyle ki “2018’de imzalanması gereken 2019-2021 yıllarını kapsayacak protokol hâlâ neden imzalanmadı! Yoksa Hükümeti oluşturan siyasi partiler arasında bir kararsızlık anlaşmazlık mı var” sorgulamasında!..

Erhürman bildiğimizi tekrarladı: “TC’de  seçim vardı, sistem değişikliği vardı, bu nedenle imzalar gecikti” dedi de…

OLAY bu değil! Olay KKTC’nin ayan beyan sırıtan bütçe darlığına ve sürekli borçlanmasına karşın  Ankara’nın neden “protokol imzalanmadı diye   para akışını durdurmasıdır?”

Nitekim biliniyor: son günlerde Hükümet alelacele Telekomünikasyon’la Mağusa Limanını “Özel-Kamu ortaklığı” sisteminde yeniden yapılandırmak için harekete geçti!

Hayret ama! Sağcı UBP’nin yıllardır yapmadığını Sol ağırlıklı Koalisyon hükümetine yaptırıyorlar!  Kim? Ankara! Yani bu “operasyon” sadece “protokol imzası” değil!..                                                                                     **********

KISACA TAKILDIĞIM: (LEFKE’NİN ÇIĞLIĞI!)

Bir süre önce Lefke’deki “ilçe olduk ama hizmetten yoksun kaldık” çığlığını Mağusa’da işittiğimde güldümdü! Çünkü o acı çığlığı bekliyordum! Şöyle ki:

Belediye sayılarının azaltılması.. ilçelerde altyapı sorunları sürekli artarken giderilmelerinin  sorun haline gelmesi… Bir ilçe kurulurken, kaymakamlığından hastanesine, polisinden tüm devlet dairelerine kadar bir tamam sağlanması için nasıl büyük bütçelerle atamalara  gereksinim duyulduğunun…                                        Bilinmesine karşın “ille de İlçe olalım” diye ayak direyip sahip olunanları bile kaybetmek… Kader değil, bu küçük ve çaresiz  memleketin “büyüklük” merakında parça körçe olmaktır!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar