SCHULZ’UN SÖYLEDİKLERİ: (SORUNA DOĞRU TEŞHİS KOYMADI!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

SCHULZ’UN SÖYLEDİKLERİ: (SORUNA DOĞRU TEŞHİS KOYMADI!)

Ya biz anlatamadık dolayısıyle anlayamıyorlar veya anlattığımız halde anlamak istemiyorlar. Başka türlü düşünmeye imkân yoktur çünkü koskoca AB’nin Parlamento başkanı eğer adaya gelir de Kıbrıs sorununu Doğu-Batı Almanya’sı örneklemesine sokup  nutuk atarsa insan şaşırır! 
Tabi Schulz’dan söz ediyorum. Son zamanlarda “iki halk arasındaki duvarları yıkalım, iki halkı yeniden birleştirelim” söylemleri moda haline geldi ya! Schulz da Rusya tarafından birbirlerinden kopartılırken bir kısmının Doğu’da bir Kısmının batıda kaldığı ayni ırkın, ayni dinin, ayni dilin, ayni tarihin ayni  kültürün insanları olan “Almanları” Kıbrıs’ta “Kuzey ve Güney”deki Türk halkı ile Rum halkının ayrılığına endeksledi! Kendisine “ne alâka” diye soran olmadığı için de “Türk ve Rum halkları”nı bile telafuz etmek gereğini duymadan, “Kıbrıslılar olmadan Avrupa bir bütün olmayacaktır ve bütünlük ancak Kıbrıs’ın tamamı AB üyesi haline geldiği zaman tam anlamıyla sağlanmış olacaktır” yollarında tarihe geçecek nutkunu attı!
Ve bize şunu hatırlattı: “2004’de AB komiseri Verheugen de Annan planı referanduma giderken Türk tarafına dönerek, “evet de deseniz, hayır da deseniz Güney’i AB’ye üye alacağız”  diyordu. Demek ki halkanın birini taktıklar şimdi Türk tarafını da AB’ye üye yazarak bütünsellik sağlayacaklar!
SORUNU AB Mİ ÇÖZECEK? “Hangi akla ve siyasete uydurularak ve Türk halkı ile Türkiye’ye kazık atarak çözüm olmadan Güney’i AB’ye aldılar” sorusuna çok cevaplar verildi! Buna karşın ne Türkiye’yi adadan uzaklaştırabildiler ne de çözüm sağlayabildiler! Bu “başarısızlık” AB için bir sorun oldu! Nitekim ne diyor Schulz? “Kıbrıs en önemli sorunlarımızdan biridir!”
Zaten artık masada AB gözlemcisi de vardır. Üstelik Annan planından farklı olarak  masada görüşülen çözümün mihengine  “AB ve müktesebatı” da vurmaktadır! Nitekim Anastasiadis Schulz’u kabulünde bir kez daha vurguladı: “Kıbrıs’ta bulunacak bir çözüm  AB kural ve prensipleriyle uyumlu olmalıdır.”
FAKAT: AB’nin ağırlığına karşın sorunun çözümü hâlâ “Anastasiadis ile Akıncı”nın elindedir. Dahası çözüm  “referandumda evet veya hayır diyecek iki halkın iradesindedir…” Diyelim ve ekleyelim.  Bu adada birbirlerinden zorla kopartıldıkları için vicdanları titreten ve yeniden birleşmeleri için çalışılan  “Aşık ile Maşuk” yoktur! Bu adada biri Türk diğeri Rum iki halk ve iki bölge vardır. Bu gerçek kabul görmez ve çözüm bu iki halk ile iki bölge üzerine siyasi eşitlik ilkesinde inşa edilmezse çözüm olmaz,  olsa da iki günde yıkılır. Schulz soruna Almanya gözlüğü ile değil,  bir de bu Kıbrıs gerçeği gözlüğü ile bakmalıdır…       

  **********     


ÖZELLEŞTİRMELER DERDİ: (ÖYLE GELDİ BÖYLE GİDECEK İNADI!)
Mağusa limanının kara asvalt rıhtımına ter döktüğümüz yıllardan bugünlere 60 yıl geçti. O limanın eskisinin de yenisinin de “cemaziyel evveliyatını” biliriz. Ve bir gerçeği daha biliriz: Mağusa Limanının geçen yıllar içinde  kulaklarımızda çınlayan acı çığlıkları ile “ben yıkılıyorum, viran oluyorum, göçüyorum, ne olursunuz azıcık ilgi, azıcık onarım, azıcık bakım”  diye diye göçtüğünü!
Biz kendi telekomünikasyonumuzu da biliriz: Gelip giden hükümetler tarafından nasıl  “atıl durumlara” düşürüldüğünü, nasıl cep telefonlarına yedirildiğini, planlara programlara karşın gelişiminin nasıl  engellendiğini; haftalarca dizi filimler gibi “arkası yarın” diyerek nasıl yazdığımızı bildiğimizce…
Biz “İngiliz döneminden beridir” elektriğimizi de biliriz. 1974’lere kadar elektrik ve su ile Rum’a nasıl bağımlı olduğumuzun acısını yaşadığımızca… Kuzey’de nasıl gıdım gıdım bin bir meşakkat ve fedakârlıklarla elektriğimizin sahibi olduğumuzu ve şimdilerde o geçmişin fedakârlık ve cehdinin çöpe atılarak  nasıl bir tekel yaratıldığını, halkın başında demoklesin kılıcı haline getirildiğini de biliriz…
GEÇMİŞİ DE BİLİRİZ: Kıbrıs Türk hava yollarının nasıl batırıldığını… Dolayısıyle Ercan hava alanının nasıl elimizden kaydığını… Sanayi Holdinglerimizi nasıl çatır çatır harcadığımızı hatta yağmalayıp özel işler için sermaye yaptığımızı  bildiğimizce…
Kısaca biliriz: Bu memlekette devlet malı deniz yemeyen domuzdur…
ŞİMDİ SORALIM. Siyasi soruna bakıyoruz: “Öyle geldi fakat gidemez” diyorlar! Türk’le Rum halkını birleştirmekten başka çare yoktur diyorlar!
Tarım kesimine bakıyoruz: “Öyle geldi böyle gitmemesi gerekir” diyorlar. Bizzat Tarım Bakanı reformlardan yana çalışıyor.
Kısaca her Bakanlık kendi Bakanlığı için “artık öyle geldi böyle gitmemesi gerekir” diyor ve “değişimden” söz ediyor.
Fakat ne her hikmetse TC-KKTC protokoluna girmiş Mağusa limanı (veya limanlar) Telekomünikasyon, Kıb-Tek söz konusu olduğunda, “hayır” deniyor “öyle geldi öyle de  gidecek!”
Fakat “dökülüyorlar, pahalıya mal oluyorlar, şaibeli ve sorgulamalıdırlar, abonelerine yeterince hizmet veremiyorlar…” Diyorsunuz… Ooo, bir memleket ayağa dikilmiş, “asla özelleştirme olamaz” çığlıkları atıyorlar! Üstelik tek bir insanın bu söz konusu müesseselerden memnun olmamasına, sürekli şikâyetlerde bulunmasına karşın!
Yukarıda da yazdık:  Zararlarına, pahalarına, hizmette kusurlarına, virane oluşlarına, şaibelerine karşın kamburunuzda taşımaya devam. Öyle mi? Evet öyle! Ta ki hepimizin de boynu altında kalıncaya kadar! 
    **********
KISACA TAKILDIĞIM:  (PATATES OLAYI!)  

Bizim için de evet memleketin efendisi köylü çiftçidir. Ta Ecevit’ten beridir “toprak ekenin su kulanındır” diyoruz. Amma ve lakin “çiftçi ve tarım üreticileri” de gerçekten kendilerine bahşedilen bu “değere” ayni değerde karşılık vermelidirler.
Şu patates konusu ne oldu diyecektik. Kaçıncıdır Mersin’den “ya ilaçlı ya güveli olan patatesler” geri dönmekte. Fakat anında Türkiye suçlanırken, hükümet de töhmet altına itilmekte ve bir yolu bulunarak bu patatesler ya Güney’e satılmakta yahut iç piyasada tüketilmekte! Ve ne olmakta?  Türk halkı hastalıklı patateslere layık görülürken, dışta da itibar yitmekte!”  Olmaması gerekenler oluyor işte!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar