Hükümetle ilgili dedikodular aldı başını yürüdü.
En sonunda kabinenin en açık sözlü bakanı Faiz Sucuoğlu tabloyu çizdi:
“Testi çatlak…”
Henüz kırılmadı ama…
Su kaçırıyor belli ki…
“Ne demek testi çatlak?” sorusuna da Sucuoğlu;
“Ne zaman kırılacağı belli değil” yanıtını veriyor.
Az bir şey mi bu söylenen?
Değil…
Bu hükümet nasıl kuruldu?
Neden kuruldu?
Ona bakmak lazım.
Ortaya çok iddi bir iddia konuldu.
Denildi ki, “39 milletvekiline dayalı, geniş tabanlı bir ghükümet bu ülkenin tüm yapısal sorunlarını çözer…”
Olmadı…
Becerilemedi…
Neden mi?
Mesela DAÜ…
CTP kendine çekti, UBP kendine…
Kıb- Tek’de de öyle…
Su konusunda hükümetle UBP uzlaştı…
CTP uzlaşmadı…
Mali Protokolle ilgili hükümet başka bir alemde, UBP başka, CTP başka…
Velhasıl…
“Yek vücut” olunamadı.
Elbette UBP ve CTP taban tabana zıt iki parti.
Mesuldurlar…
Her iki parti de, bu ülke tarihinin en uzun soluklu iktidar deneyimine sahiptir.
Yıllarca yükü UBP’ye yükledik.
Peki ya CTP?
1993 yılından bugüne, en az UBP kadar iktidar devamlılığı var…
Çözüldü mü yapısal sorunlar?
Hayır…
Kara delikler devam ediyor.
Teşvik sistemi…
Burs sistemi…
İthalat primleri…
Kamu verimliliği…
BRT…
Kıb- Tek…
Kamu bankaları…
Hangi noktada adım atıldı?
Hiçbiri.
Aksine, daha da karmaşık bir hal oldu.
Çünkü eğer, aynen devam etmek isterseniz…
“Bu araba gitmez be annem…”
Gitmez…
Gidemez…
Mümkün değildir…
***
İç kavgalar tetikledi…
CTP- UBP hükümeti döneminde CTP tek vücut olamadı.
Vekiller arasındaki derin ayrılık devam ediyor.
UBP bir kurultay geçirdi ve bu da hükümetin ciddi vaktini aldı.
Gelinen aşamada, iki parti, “bir hükümet” ama 4 parti konumunda…
Hükümetin kendi arasında uzlaştığı konu siyasi partilerden geçemedi.
En çok da CTP’den.
İdeolojilerle, icraat çatıştı.
Sana göre, bana göre öne çıktı.
Oysa beklenti neydi?
Hükümet yağ gibi akacak.
Temel sorunlarını ülke kısa sürede geride bırakacak…
Yapısal sorunların üzerine gidilecek…
Özel sektör desteklenecek…
Yabancı yatırımcılar çağrılacak.
Yeni limanlar yapılacak…
Şu olacak, bu olacak…
Derken…
Sadece kavga ve kaosla geçirdik bu günleri…
Gelinen konakta…
Ortaya kocaman bir kriz kaldı…
Bir de tam takır kuru bakır maliye kasası…
Gelinen konakta…
Maaşları dahi ödeyemeyen bir hükümet…
***
Bu testi ne olur?
Bu saatten sonra, iki parti arasındaki uçurum nasıl güvenilir bilemem.
“Tek parti hükümet” olmayan ülkede, seçmen oylarını bölüştürdükçe, koalisyonlarla bu kadar.
Çözüm de yok…
E Türkiye’den para da yok…
Bu testi hepten kırılır…
Sadece CTP- UBP değil…
Yerine ne testi koysan kırılır.
Kırılacak.
Kırılmak zorunda.
Neden?
Çünkü testi çürük.
“Çözüme kadar, kamu yapısını sil baştan, AB’ye uyumlu bir şekilde düzenlemeliyiz” dedikçe…
Türkiye’nin kendi demokrasisini zedeleyen polis yapısı, ekonomik yapı, mafyavari tahsilat yöntemleri ile zaman kaybediyoruz.
Maliye para toplamak için vergi sisteminden vazgeçmedikçe…
İşsizlik de artıyor.
Kapanan iş yerleri…
Peşi sıra kepenk kapatan küçük esnaf…
Ayakta kalmak için ha bire işçi sayısını azaltan büyük işletmeler…
Bu testi nasıl kırılmasın?
Zaten çatlak da bol su kaçırıyor…
