Rum liderliğinin muzırlığı devam ediyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Rum liderliğinin muzırlığı devam ediyor

Mennoyalı rahmetlik Melek ninem Masal anlatmaya çok meraklıydı. Fakat öyle tekdüze değil. Şarkıları manileri ile… En çok da Leyla ile Mecnun’u anlatır zaman zaman  da “aldı Leyla, aldı Mecnun” diyerek masalı türküler manilerle süslerdi… Ne var ki öldüklerinde bile mezarlarının arasında “karaçol” dedikleri dikenli bitki çıktığı için bu iki aşık ahrette de buluşmadılardı…
…Geçen haftaya baktım, hangisi Leyla hangisi Mecnun bilmiyorum ama Kıbrıs siyasi sorunundaki gelişmelere yine “nanay” dedim ve bir önceki haftadan arta kalan düşüncemle, “görüşmeler başlasa bile sonuca gitmek çok zor olacak” yargısına vardım…
Mesela: Başından beridir Anastasiadis muzırlık yapıyor. Masaya kabul edilmesini istediği ön şartlarla oturmak istiyor, direniyor. Downer’ı istenmeyen adam ilan ediyor. Nedenini de Türk’ten yana tavır koymak ve ikiyüzlü davranmak olarak açıklıyor…
Haftanın son gününe vuran en son numarası ise şu oluyor: Tüm tarafların hemen görüşmelere başlama takvimini saptamalarını isteyen Ban Ki-moon’un  çağrısına aslanlar gibi karşı çıkarak şu cevabı veriyor: “Nereden gelirse gelsin şantaj ve takvim kabul etmeyiz…”
Ve Anastasiadis şöyle devam ediyor: “Yeni dialog uygun ön şartlarla başlamalıdır…”  Tabi Downer’ı da fırçalamayı unutmuyor, ona da şöyle diyor: “Burası Avustralya değil, Kıbrıs’tır. Birileri bir tarafı teşhir etmek için (Rum tarafını) öteki tarafın tezlerini ileri götüremez… (Yani Türk tarafının.)
Tabii AKEL de geri kalmıyor. Anastasiadis aslansa biz de kaplanız diyerek “ne BM’lerden ne de Türk tarafından ültimatom kabul etmeyiz” açıklamasını yapıyor…
Ya Türk cephesi: Geçtiğimiz hafta Davutoğlu kestirip atıyor: “Ödün vermeyiz” diyor… Osman Ertuğ ise Ban Ki-moon’dan yana tavır koyarak Rum tarafının uzlaşmazlık politikasında sağa sola saldırdığını, tarih saptanması konusunda bile isteksizlik gösterdiğini söylüyor ve bu aşamada BM’ler desteğini arkasına almışlığının rahatlığında hareket ediyor…
Kısaca: Galiba Leyla ile Mecnun’un kavuşması yine vuslata kalıyor! Görüşmeleri bile başlatamayanlar çözüme nasıl varacaklar? Dikkat ama: Bu gelişmeler de gösteriyor ki “iki bölgeli iki toplumlu çözüm” modelleri dışında çözüm düşünmek cinayet olacaktır… Özellikle de siyasi eşitlik olmadan!..

    Serdar Denktaş ne diyor
Geçen hafta “elektriğe zam kaçınılmazdır” diyerek Kruz füzesini patlatıp memleketi darmaduman eden Serdar Denktaş’ın  dün Havadis gazetesinde Selda İçer’le yaptığı bir röportajı yayımlandıydı. Kısaca hükümetin göreve başladıktan bugüne kadar geçen süreyi Başbakan yardımcısı ve de Hükümet ortağı olarak şöyle anlatıyordu:
*Okullar turizm vs. pazarlaması derken bütçe ile karşı karşıya kaldık. Bütçe bir partinin programını uygulama aracıdır aslında…
*Özkan beyle uyumumuz çok iyi. Zaman zaman Komitelerden gelen yasalar konusunda sıkıntılarımız olabiliyor. Çünkü çeşitli partilerin milletvekillerinin görüşleri de geliyor…
*Evet koalisyon hükümeti olarak iç uyumumuz vardır… Dedikodulara söylentilere cevap verelim mi? Ben vermeme taraftarıyım…
*(Ankara’nın Hükümeti hâlâ Kutlamadığı konusunda ise şöyle diyor.) Kutlamayı “hey heşşa biz iktidardayız” anlamına getirmek isteyenler varsa bu halkın iradesine yazık ederler. (Yani o kadar önemsemiyor.)
*Ekonomik paket konusunda ise şöyle diyor: “Bu gün muhalefette olan o günün iktidarı bu pakete “benim programımdır” diyordu. Dolayısı ile seçim kaybetti… Paket konusunda hükümet halkın beklentilerini de dikkate alarak farklı şekilde bir tablo ortaya koyacaktır…
*Paketi ise henüz Ankara ile görüşmediklerini, olumlu yanları ile koşullarımıza uygun uygulamaların neler olduğu üzerinde çalışılacağını anlatan Denktaş henüz iki aylık bir hükümetiz diyor…
*S. Denktaş 2014 zor geçecek, 2015’te nefes almaya başlayacağız” diyor… (Gözümüz aydın. Artık rutine bindi: Hangi hükümet iktidara gelse canımızı çıkartacağını söylüyor!)
* Denktaş, elektrik zammının kaçınılmazlığını halka anlatamaya çalışacağız derken Selda içer soruyor: Bu zam gerçekten yüzde 20’i bulur mu? S. Denktaş’ın cevabı şu oluyor: “Talep edilen yüzde 30’dur. Ama bu mümkün değildir… Arayış içindeyiz…
*Kıb-Tek’in özelleştirilmesine sıcak bakmıyor. Sadece “özel” ile işbirliği yapılabilir… Nasıl bir model konusu ise henüz Bakanlar Kurulunda ele alınmadı…
*Fonların mesela turizm, spor gibi…  “Genel bütçeye aktarılmasına ısrarla karşı olduğunu” söylüyor. 
*Serdar Denktaş bakanı olduğu turizm konusunda da bilgiler veriyor. Ve aleyhinde sistematik şekilde çıkartılan dedikodularla iftiralara sadece gülüp geçtiğini vurguluyor…              


                
Serdar Denktaş’ı anlamaya çalışmak:

Yukarıda S. Denktaş’ın açıklamalarındaki bazı görüşlerini önemsediğim için Köşeme aktardım. Çünkü bir yandan da “ben emir almam” diyor…  Bense “tabi ki diyorum.” Politikacı için politikada “emir alıp emir vermek yoktur. İşbirliği vardır. Uyumlu çalışmanın yollarını bulmak vardır…”
Kısaca ağzımdaki baklayı çıkartayım. Ankara’dan söz ediyorum. İşbirliği ve uyum sağlama yollarında yeni politikalar oluşturmak zorunluluğu vardır. 
S. Denktaş’ı yukarıda da okudunuz. 2014’ün zor geçeceğini söylüyor. Dolayısıyla Ankara ile uyumlu işbirliğine çok daha fazla ihtiyacımız olduğunu hatırlatıyor…

Bir taksicinin önerisi
Geçen hafta pazartesi gününden cuma gününe kadar Mağusa’nın anayollarında hemen her gün iki üç araba kazası gördüm… Artık sürücüler için kazasız belasız araba kullanmak mucize oluyor!
Günde 12 saatten fazla yollarda olan bir taksici arkadaşa sordum. “Sence trafikteki en büyük sorun nedir?” Hiç sektirmeden cevap verdi:  “Ana yollara dik çıkan tali yollar!” Bak dedi bana.  “Sen Rum tarafına gittin. Kentler arası bütün yolların kenarları “ya beton yahut metal bariyerlerle kesiktir. Nitekim o yollarda kedi köpek leşi görmezsin. Bizde ise kedi köpek leşlerinden geçilmez. Mesela adam tarlanın ortasına ev yapar,  evine giden yol için anayolunun kaldırım yahut bariyerlerini açtırır! Kentlerde her yirmi otuz metrede anayollar tali yolları dikine kesildiği için hem trafik sıkışır hem de peş peşine kazalar olur…
Bunları bir “taksici” anlatıyor. Kulak verseniz iyi olur.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar