Politika üretmek uygulamak ve sonuçlarını okuyabilen okuduklarını geri dönüt alan ve bu noktadan hareketle politikaları toplumsal faydaya dönüşmesinde, politikaları bilimsel entelektüel ve iktisadi siyasal sosyal verileri ete kemiğe bürünmesiyle yaşam bulma noktasında çaba sarf eden politikacılar, bireyin toplulukların toplumun halkın ülkenin vizyonunu ve misyonunu okuyabilen ve bu noktada irade koyan bireylerin oluştuğu temsil gruplarının oluşması ülkemizdeki sorunların çözüm noktasında verimli olacağı kanısındayım.
Mesele burada bitmiyor asıl mesele ülkede insan kaynağının bireyselden toplumsala dönüşme noktasında Kolektif aklın verimli kullanma becerisini sağlayacak siyasal veya sivil toplum hareketlerinin planlayıcı ve öncü olması noktasında eksiklerimiz olduğunu düşünmekteyim.
Kıbrıs’ın kuzeyi yıllardır toplumun büyük bir kesiminin koşullardan memnuniyet getirmediği çok açık ortada ancak son 5 yıldır işin içinden çıkılmaz hale gelen siyasal ekonomik sosyal meselelerin çözülemediği, toplumun hayatını oldukça sıkıntıya soktan ve bu sıkıntıdan çıkmanın yolu halkımızın demokrasiye ve kendi demokratik anlayışına uygun olarak bireyin seçme hakkından var olan seçilmiş temsilciler, siyasal seçilmişliğin nitelik anlamına gelmediğini anladıklarında, kraldan çok kralcı olarak sorunları çözümü odağı olma noktasından kaçarak kendilerini kurtarmak, ama mevki ve makamın olanakları fazlasıyla ziyadesiyle kullanmaktadırlar.
Halkımız bir kısmı ısrarla halkın öncelikleri yerine daha öncelikli bulduğu dayatmalara halkın sosyal ekonomik siyasal anlamda kendini kısıtlandığını düşündüğü! bir modellemeye doğru götüren siyasetçileri desteklemeye ve hükümetlerde yetki vererek bu durumdan kurtulmak tabiri caizse nafile, bu noktada aynı kişileri ve aynı siyasi yapıları seçerek farklı sonuçlar beklemek ‘maalesef ki çok iyilik sever olduğunuz anlamına gelirmi?
Düşünmek biraz saflık olacak ama başka anlamlarda yüklemek mümkündür.
Bu uygulamalar ‘güzel’ ülkemizde halkımızın alışkanlıkları arasında ön sıralarda yerleşen kar,zarar,ganimet,menfaat,liyakatsız istihdam,etnik kimlik,nerelisin,hangi,aileden olman ülkemizde herhangi bir konuda belirleyicidir, siyasal bağımlılık gerektirir.
Ülkemdeki meseleler çoğunlukla politikasız ve temelsiz Yorumların üzerine kurulmuş bireysel statikkocu,tutucu düşünce ile gelişmiş,son 10 yılda tapınan ve inşallah ,maşallah niteliğin yerini referans alarak bu yapılar halka değil ayrıcalıklı zümrelere hizmet etmektedir.
Oysaki kendi içimizde veya bulunduğumuz Akdeniz çanağında eğitim seviyesi en yüksek olan ülkeler sıralamasında iyi bir yerde olduğumuzu düşünürsek karar verme süreçlerinde eğitimlinin mantık bilim ideoloji hukuk,siyasal kültür demokratik anlayış gibi norm’lar üzerinden okuma ve karar verme süreçlerini doğal olarak yaşamımız gerekmiyormu.?
Evet öyle bir ülke olmalıyızki halkının mutluluğunu özgürlüğünü zenginliği olarak görüp ve bu uğurda mücadele sürdürmesini kendine onur edinen yöneticiler, halkın söylemleri ve eylemlerini kendine tehdit alğılamayan eleştiri kültürüne empati yaparak yorum yapacak örgütlü toplumu teşvik edecek,sivil toplum üzerinden politikalar oluşmasına öncülük edecek, halkını özne kabul edip temsil edecek nitelikli insan kaynağı bu ülkede vardır.
Önemli olan bu niteliğin devlet kadrolarına ve siyasal kadrolara erişmesini sağlayacak, bireyden toplum ve halk olmanın gereklerini belli ölçütler üzerinden yerine getirecek ortaya çıkarak mücadeleyi artırarak yaşanabilir.
Bir ülke düşünün siyasi ve iktisadi olarak kendi ayaklarının üzerinde durabiliyorsa, zihnine pranga vurulmamış mutlu insanlardan ve toplumdan oluşacağı gerçeğiyle artarak çoğalacağımız günlere..