“Planlı kalkınma şart” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
KıbrısManşet

“Planlı kalkınma şart”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, Gazimağusa –– İskele – Yeniboğaziçi İmar Planı çalışmaları konusunda birliğin görüşlerini Havadis’e anlattı:

“150 BİN DÖNÜMDE 0.5 DÖNÜM”: Gürcafer, yaklaşık 150 bin dönümlük bir alanı kapsayan Gazimağusa – İskele – Yeniboğaziçi İmar Planı’nın sadece 0.5’lik bir kısmında devlet ile görüş ayrılığı yaşadıklarını kaydetti. Gürcafer, “gelecek şimdiden ve bütünlüklü olarak planlanmalı, plan da olsun kalkınma da” dedi


 

“MÜTEAHHİT GÜNAH KEÇİSİ”: Toplumda bilinçli şekilde,  Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği’nin imar planlarına karşı tutum sergilediği algısının yaratıldığını söyleyen Gürcafer, bunun haksız bir tutum olduğunu söyledi. Gürcafer, “Müteahhitler günah keçisi ilan ediliyor, oysa ki tam aksine, imar planlarının yapılmasına ışık tutan müteahhitlerdir” dedi

 

“ÇOK KİŞİ ZARAR GÖRECEK”: Gürcafer, Gazimağusa – İskele – Yeniboğaziçi İmar Planı’nın mevcut şeklinin bazı taşları yerinden oynatacağını, bu oynama esnasında da bazı kişilerin zarar göreceğini savundu. Gürcafer, “planlamayı yaparken kişisel dünya görüşlerimizi değil, ülke gerçeklerini de göz önünde bulundurmak gerek” dedi

 

Duygu ALAN

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, KKTC’nin toprak fakiri bir ülke olduğundan konut ihtiyacının önceden belirlenip, bu ihtiyaç doğrultusunda, dokuyu da bozmadan belli yerlerde yüksek kat yapılmasını da sağlamak gerektiğini söyledi.

Gürcafer, ancak  ‘var olan toprağı olabildiğince doğru şekilde kullanalım’ düşüncesine karşı bir plan çalışması olduğunu gördüklerini ve müdahale ettiklerini ancak, konunun saptırıldığını ve kamuoyunda ‘müteahhitler imar planı istemiyor’ algısı yaratılmaya çalışıldığını dile getirdi.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği olarak, her zaman ülkenin planlı gelişmesi gerektiğini savunduklarını ve imar planı çalışmalarına maddi ve manevi destek verdiklerini kaydeden Gürcafer, “biz planlı bir şekilde kalkınmayı öneriyoruz. Planı yaparken 50-100 yıl sonrasının öngörüsünün yapılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

“İmar planlarının yapılmasına biz ışık yaktık”

Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği’nin adının veya müteahhitlik kelimesinin, beton, apartman, yüksek kat ile anıldığı için genelde bir ön yargı olduğunu söyleyen Gürcafer, “Sanki müteahhitler, imar planı istemez gibi toplumda bir algı yaratılıyor. Oysaki tam tersidir” dedi.

Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği’nin geçmişte ‘Ülkesel Fizik Planı yapılsın, imar planları yapılsın’ talebi ile yapmış olduğu eylemleri anımsatan Gürcafer, “Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği olarak her zaman ‘Planlı yaşama geçmemiz lazımdır. Sosyo-ekonomik kalkınma planlarımızı yapmamız lazımdır. Bunu yapabilmek için de önce Ülkesel Fizik Planı temelinde imar planlarının tümünü tamamlamamız lazımdır. Ama bu imar planlarını da yaparken kaynak yaratmamız lazımdır. İlgili yasalarda düzenlemeler yapıp imar üst kurulunu oluşturmamız lazım. Bunu da bağımsız bir şekilde paydaşlardan oluşturmamız lazımdır’ dedik. Bu konuda aslında kafa yorduk, önemsedik. Siyasetçinin gündemine koyduk ve işin takipçisi olacağımızı söyledik. Bu çerçevede biz aslında Gazimağusa –– İskele – Yeniboğaziçi bölgelerinin planlanması içinde bir yerde aslında bir ışık yaktık. Bu imar planının yapılmasını biz istedik” diye konuştu.

Gürcafer, bu imar planları yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini de yazılı olarak verdikleri raporlarda açıkça belirttiklerini söyleyerek, şunları kaydetti: “Örneğin Gazimağusa –– İskele – Yeniboğaziçi Emirnamesi çıktıktan sonra, bir çalışma yaptık ve bu çalışmayı idareye verdik. ‘Yasalar ile koruma altında olan değerlerimiz mutlak korunmalıdır. Örneğin, orman alanları, sahiller, göl ve göletler, verimli tarımlı toprakları, tarihi sit alanları, Mağusa Suriçi bölgesi, Mağusa Surları ve dış komşu adaları, öncelikli çevre koruma bölgeleri, sulak alanlar, eski eser alanları, dereler ve aküfer alanlarının korunması gerekir’ diye belirttik.”

“150 bin dönümde 0.5’lik kısmına karşıyız”

Birlik Başkanı Cafer Gürcafer, Gazimağusa –– İskele – Yeniboğaziçi İmar Planı’nın aşağı yukarı 150 bin dönümü kapsadığını, bu 150 bin dönümlük alanda yaklaşık 30 köy olduğunu söyleyerek, 150 dönümlük alanın sadece 0.5’lik kısmı için devletle görüşlerinin ters düştüğünü söyledi.

KKTC’nin toprak fakiri bir ülke olduğundan konut ihtiyacının önceden belirlenip, bu ihtiyacç doğrultusunda dokuyu da bozmadan belli yerlerde yüksek kat yapılmasını da sağlamak gerektiğini ifade etti.

“Bunu da hem Mağusa’da hem de LOng Beach bölgesinde şimdiden belirleyelim ve Gazimağusa –– İskele – Yeniboğaziçi İmar Planı bu çerçevede oluşsun dedik” diyen Gürcafer, şöyle dedi: “Tek görüş ayrılığımız bu noktadadır. O söylediğimiz var olan toprağımızı olabildiğince doğru şekilde kullanalım düşüncesine karşı bir plan çalışması olduğunu gördüğümüz için müdahale ettik. Hal bu ki, bu karşı karşıya oluşu bilinçli bir şekilde farklı bir yere çekmeye çalışıyor. Sanki plan yapılmasın, derelerin, denizin içine de ev yapılsın arayışındaymışız gibi bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu doğru değildir. Bu noktada müteahhitlerin suçlanmasını, günah keçisi yapılmasını haksız bir tutum olarak değerlendiriyorum.”

 

“Taşlar yerinden oynayacak çok kişi zarar görecek”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, Gazimağusa –– İskele – Yeniboğaziçi İmar Planı’nın mevcut şekli ile hayata geçirilmesi halinde  bazı taşları yerinden oynatacağını, bu oynama esnasında da bazı kişilerin zarar göreceğini savundu.

Gürcafer, “Örneğin sizin bir arsanız var ve siz bu arsayı yatırım amaçlı aldınız ve almadan önce de Şehir Planlama Dairesi’ne ve belediyeye gittiniz, ‘ben böyle bir yatırım yapmak için arazi alıyorum. Şunu yapabilir miyim bu araziye?’ dersiniz. İlgili İmar birimi de size ‘evet bunun içerisine 4 kat, 8 daire yapabilirsin’ diye bir yazı verdi. İmar planında sana derse ‘Bunun içine 1 daire yapabilirsin’ derse, sıkıntı orada doğacak” diye konuştu.

“Müteahhidin ve yatırımcının stoku arazileridir” diyen Gürcafer, müteahhitlerin, yatırımcıların Mağusa’nın 2-3 km dışında veya Long Beach bölgesinde stok, yani arazi birikimi yaptıklarını dolayısıyla müteahhitlerin yaklaşık 150 bin dönüm alanda sadece 0.5’lik bir alanı kapsayan bu iki bölgeye takıldıklarını kaydetti.

“İnsanların müteahhitleri iyi anlamasını istiyoruz” diyen Cafer Gürcafer, şunları söyledi: “Biz köy dokusu korunsun, gelecek kuşaklara bırakacağımız bölgelerde örneğin yol genişlikleri 60 ayak olacak, olsun, hiç itiraz etmiyoruz. Bizim sıkıntımız şudur, bizim büyüklerimiz geleceği planlayıp bize bırakmadıkları için biz bir enkaz bulduk. Biz planlayıp da çocuklarımıza doğru bir gelecek bırakmak istiyoruz. Bugün örneğin Lefkoşa’da park sorunu yaşıyorsak bunun sebebi zamanında büyüklerimizin geleceği iyi planlamamasıdır. İngiltere’de böyle bir sorun yok, çünkü 50-100 yıl öncesinden gelecek orada planlanmıştır. Ben de diyorum ki bugüne takılmayalım, geleceğe yönelik adımlar atalım. Çünkü bu çarpık yapı 50 yıl sonra, ekonomik ömrünü tamamladığında, kentsel dönüşüm çerçevesinde düzelecek.”

 

“Bütünlüklü değerlendirmek gerek”

Cafer Gürcafer, bugünün yapılmış yanlışlarını, gelecek dönemlerdeki kentsel dönüşüm çerçevesinde düşünmek, bakir olan bölgeleri de çağdaş bir biçimde projelendirmek gerektiğini, planlamayı yaparken de kişisel dünya görüşlerimizi değil, ülke gerçeklerini de göz önünde bulundurmak gerektiğini ifade etti.

Gürcafer, “Ben çok katlıya karşı olabilirim ama bir realite vardır. ‘biz yabancı istemeyiz ülkemizde, biz bize yaşayacağız’ mı diyeceğiz? Nasıl geçineceğiz? Türkiye’den para mı isteyeceğiz? İşte bunları bütünlüklü değerlendirmek lazımdır” dedi.

 

“Plan olsun ama kalkınma da olsun”

Gürcafer, Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliğinin, imar planına karşı olmadığını yineleyerek, önerilerinin planlı kalkınma olduğunu ifade etti.

Gürcafer, bu noktada “al-kirala” modeline dikkat çekti ve şunları anlattı: “al-kiralama modeli dünyada yeni bir konsepttir. Bütün dünya bunun üzerine bir ekonomi kuruyor. Al-kirala modeli şudur; Müteahhit lüks otel konseptinde konutlar inşa edecek ve bunu yabancı turiste satacak. Turist, 1 ay kendisi kalacak, Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği,  senenin 11 ayı için de konutun o turistin ülkesinden vatandaşlara kiralanması için kiralama garantisi verecek. Malta’ya 2018 yılında giden 2 milyon 800 bin turistin yüzde 50’si al-kirala modeli ile ülkeye giden turistlerdir. Avantajı, daha ucuz olmasıdır, turist aile ortamında, kendi evinde, lüks otel konseptinde 1 ay tatil yapar. Ülke açısından faydası ise turist piyasaya para bırakır. Bu model Long Beach bölgesinde yer etmeye bölge esnafı bu durumdan oldukça memnundur.”

 

“Vergi muafiyeti önerisinde Ebulunduk”

Cafer Gürcafer, bu konuda hükümete ‘bu amaçlı konut alan kişilere vergi muafiyeti verin’ önerisi yaptıklarını belirtti.

Gürcafer, şöyle dedi: “Diyelim ki bir Finlandiyalı, müteahhitten 3 konut aldı. Bu kişi kendi ülkesinde kendi insanına kiralarsa ondan vergi alınmayacak. 20 bin konut üzerinden bir hesap yaptık. 20 bin konutu 300 sterlinden burada bir öğrenciye veya aileye kiralanırsa devlete ödenecek olan stopaj 7.5 milyon sterlindir. 20 bin konutu bu projeyi çalıştırıp yüzde 50 doluluk oranını yakalamayı sağlanırsa bu ülkeye 1 milyon turist gelir. Bu 1 milyon turisti biz her zamanki yöntemlerimizle getirmeye kalkarsak turizm fonundan ödeyeceğimiz para 140 milyon TL’dir. Hâlbuki biz şunu söylüyoruz. ‘7.5 milyon sterlinden feragat edin. 140 milyon TL’yi kurtarın. 20 bin konutun yapılıp satılmasından devletin cebine girecek olan para yaklaşık 700 milyon dolardır ve hiçbir çaba sarf etmeden devlet bu parayı alacak.’ Üstelik bu 1 milyon turist her yıl gelecek. Kişi başı haftalık 500 dolar harcama yapıldığını düşünürsek de turizm gelirleri haftada ortalama 500 milyon dolar artacak. Ama bunu hayata geçirirken doğayı da katletmeyeceğiz elbette.”

 

“Yasakçı zihniyete karşıyım”

Cafer Gürcafer, devlet ile görüş ayrılığı yaşadıkları bir diğer konunun ise yasakçı zihniyet noktası olduğunu söyledi.

Yasakçı zihniyete karşı olduğunu belirten Gürcafer, şunları kaydetti: “’Buraya bunu yapmak yasaktır’ olmamalı. Oranın bir değeri vardır. Devlet orayı istimlâk eder ve o değeri öder. Yatırımcıların orta, kısa vadeyi düşünerek, para verip aldıkları araziyi devlet olarak yasaklamak istersen o zaman maddi bedelini ödeyeceksin. Örneğin Long Beach bölgesi ile ilgili ODTÜ’den bir rapor çıkarıldı ve orada taşkın riski olduğu bu raporda belirtildi. Hemen orada yasak konulmamalı, bununla ilgili bilimsel bir çalışma yapılmalıdır. O bölgede yapılacak olan inşaatlaşma için gereken yapılmalıdır. İnsanlar denizin içerisine havaalanı yapıyor artık. Bugün KKTC’de aşağı yukarı 4 bin civarında mimar mühendis vardır. Bunların tümü KKTC yurttaşıdır, bu sektörden ekmek yer. Öte yandan Sosyal Sigortalar inşaat sektörünün yatırımları ile emeklilerini ödüyor. Bu kadar basit bakmamak lazımdır. Yanlış bilgilerle olayı birilerin domine etmesine, bir zafer kazanmış gibi, karşı tarafı ülke düşmanı, gözünü para bürümüş kişiler gibi gösterilmesine müsaade edilmemelidir.”

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar