KÖŞEMDEN:
Adem İle Havva’dan bu yanadır, dünyanın kuruluşunu konuşuyoruz. En büyük kaynağımız da Tevrat oluyor. Ki Tevrat da tüm diğer kutsal kitapların kaynağı olmakta.
Nitekim “Tevrat”a göre Allah tarafından tayin edilen ilk peygamber Adem’dir. Nuh peygamber ise Adem’in yaratılışından 1056 yıl sonra, vefatından da 126 yıl sonra doğdu..
Hayatının ilk 500 yılı hakkında ne Tevrat’ta ne de diğer kaynaklarda bir bilgi yoktur..
Ancak yine kutsal kitaplara dayanarak öğreniyoruz ki Nuh Nebi zamanında insanlar çok dejenere oldulardı. O kadar ki Allah insanı yarattığına adeta pişman olmuştu! Nitekim sonunda da Nuh Peygambere “büyük bir tufanla” bu kötü insanları yok edeceğini haber vererek, “kavminden bir erkek bir dişi” olmak üzere insanlardan ve tüm “cemadattan” (hayvanlar bitkiler, canlı olan ne varsa) ileride çoğalmaları için örneklerinden birer çift alarak tufandan kaçmalarını emrettiydi..
Nuh peygamber tüm canlılardan bir dişi bir erkek toplayıp o efsane gemisine doldurup deryaya açıldıktan sonra “tufan” kopmuş ve geride kalan tüm “günahkâr insanlarla canlılar” yok olmuşlardı…
***
TARİHİN haber verdiği ilk büyük insanlık felaketi, Nuh Peygamber zamanında Allah’ın emri ile gerçekleşti. Pekala olup bitti mi?” Hayır! İnsanlık tarihi 1095’den 1480’li yıllara kadar devam eden “Haçlı Seferlerinin” de tanığıdır.. Hıristiyanlar 300 yılı aşkın süre Kudüs’ü almak için Avrupa’dan Ortadoğu’ya Haçlı Seferleri düzenleyip durdulardı ki tutun ki insanlığın yaşadığı en uzun savaşlardan ve kıyımlardandır!
Fakat hiç biri 1. ve 2. Dünya savaşları kadar acımasız olmadıydı. Ki o yıllardan bugünlere Allah dünya insanlığına küskündür hatta bu nedenle olmalı zaman zaman işte böylesi “Koronavirüs” salgınlarıyla insanları cezalandırmaktadır!
***
PEKİ ama neden “mazlumlarla mağdur insanları” da cezalandırıyor?
Mesela sadece komşumuz Rum, bizim adadaki felaketimiz olmaya yetip de artarken, neden üstüne üstlük bir de Koronavirüsüyle cezalandırılıyor?
Fakat insafla itiraf edelim: Allah büyüktür ki örneğin Türkiye’ye yapmadığı kötülük kalmayan ve bir Hristiyan kulübü olan Avrupa’nın başına virüs belasını musallat ederken, Türkiye’yi büyük felaketten azade kıldı ..
Ve ne oldu? İlahi adalet: Alma mazlumun ahını çıkar zari zari!”
***
EVET bir süre daha fakat biz istediğimiz için değil. O Allah’ın başımıza musallat ettiği Virüs istediği için devam edecek “felaket” bitecektir.. Ancak sonlanmayacaktır! Ki bu “gerçeği” bilim insanlarına ve yine ilahi adalete dayanarak diyeceğiz ki: “HİÇBİR şey yoktan var olmaz, varken de yok olmaz.”
Koronavirüs de hep vardı. Kimbilir kaç asırdır da uykudaydı.. Yakında alınacak tedbirler, aşıyla falan bertaraf edilecek ama asla yok olmayacak.
Gün gelecek belki bir başka kılıkta yeniden ortaya çıkacak, yeniden canlar alacak!
***
BİR haftayı aşkın süredir tıp dilinde adı “Kovid-19” olarak telafuz edilen “virüs”le yatıyor virüsle kalkıyoruz. Televizyonları açmaktan korkar olduk çünkü “tedbirden” söz edecekler derken “felaket telalığı” yapıyorlar..
Buna karşın hem Türkiye hem KKTC bu virüsü, ekonomilerine inat ve nispet, başarıyla denetim altında tutuyorlar. Doğrusu Tatar Koalisyon Hükümeti de “beklentilerimizin üzerinde bir performansla virüsün yayılmasını önlemeyi başardı..
Yoksa “halk mı başardı?” Şöyle ki “Hükümetin aldığı tedbirlere uyarak. Peki ama yıllardır gelip giden “Hükümetler” kendilerinin planlayıp programladıkları “Ekonomik kalkınmayı” neden başaramadılar? Hem de halkın Koronavirüse bile göstermediği büyük ilgi ve katılımına karşın!
Yani bundan sonra sosyoekonomik kalkınma olayını “toplumsal afet” olarak mı ilan edelim? Bakarsınız yararlı olur!
