PAZAR SOHBETİMDİR. (“İLAHİ ADALET” VE MUSİBET!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

PAZAR SOHBETİMDİR. (“İLAHİ ADALET” VE MUSİBET!)

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

KÖŞEMDEN:            

 İlahi adalete inanırım. “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” deyişine inandığımca..


Ki “Allah büyüktür” derken zaten o “ilahi adalet değil midir  düşüncelerimizde  çağrışım yapan..                                                Yoksa dayanılabilinir miydi bu vahşi dünyadaki adaletsizliklere?

Ve çaresiz insanın   son kelamı olmalıdır: “Seni Allah’a havale ediyorum”  deyişi! Ki tüm dinlerin “mayasıdır “İlahi Adalet.”

Halkın dilinde  ise “etme buılma dünyasıdır” yaşadığımız dünya..

Mistik değilim ama ben de  herkesler gibi “adaletin bu mu dünya” dediğime nazire sorarım:  Neden ama? Neden ilahi adalet  son sığınağım olmakta?”

Koca bir ömür geçerken kirlenen ruhlarımızı “temizlemek”  ihtiyacımızdan mıdır? Yoksa “ey Allahım sen beni tanırsın” demek mi?                                                                 Ki tanıyıp inandığımca,   ilahi adaleti ile sarsın, korusun, esirgesin beni..

Fakat! O  zaman  adaletin ne  hükmü olur ki? Eğer hepten sığınırsak Allah’a  ve kanunlaştırırsak “ilahi adaleti,”o zaman  neden mahkemeler kuralım yargılamak için yargınlanması gereken insanları? “Tek yargılayıcı Allah ise” neden gerek duyalım savcıya Hakime?

Ki ne diyoruz? “Allah bizi ne hakime ne hekime etmesin muhtaç!

*****

NE var ki tüm bunları düşünebilmenin ötesinde sürmektedir  yaşam.. Hem de inadına ihanet ve delalet içinde!

Nitekim “insan kardeşliğinden” yola çıkılarak geldik bu günlere! Ne kardeşlik ama!

Ömürlerini kiliselerde “ikonları öperek, mum yakarak, papazların vaazlarını dinleyerek geçiren şu komşumuza bakın!”

Hz. İsa’nın doğum günü olan  “Noel”de saldırdılardı Türk halkına? “Buna da mı “ilahi adalet” diyelimdi?

Dedirttiler ama! Türk halkına bu adada Devlet kurdurdular devletlü yaptırdılar… İşte size ilahi adalet!

Şimdilerde Ege’deki adalarla, Doğu Akdeniz’le oynuyorlar! Bütün dertleri “Kuzey”i de egemenliklerine geçirmek. Ki ne diyordu Makarios, “adada tek bir Türk kalmayıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz..”

Başpiskoposluğa kadar yükselmişti ama “ilahi adaletten”  yoktu haberi! Mazlum ve mağdur Türk halkını yok saymasının kefaretini, Türkler değil, yine kendi halkı ödetti!                                                                  Ve bir gün, ancak İngiliz üslerine sığınmakla, kurtarabildiydi canını! Adadaki Rum varlığının bekasını bile Türkiye’ye, “gel bizi kurtar bu isyancıların elinden” diye yazdığı mektupla sağladıydı!  O Türk kesip kurşunlamak görevindeki EOKA’cılarının isyanından saldırılarından dolayı!

Budur işte etme bulma dünyası!

*****

VE şuna da inanırım: “Bir musibet yapıştı mı yakanıza bin musibet olarak çoğalmakta!

Yoksa bu da mı bir “sınama!” Yoksa unutulmasın diye “beterin beterinin olduğu” bir çimdiklik uyarı mı?

Ki bakın bu hafta başıma neler geldi:

Bir sabah kalktım ki bilgisayarın modemi gitmiş! “Eee” diyeceksiniz “alırsın bir yenisini takarsın olur biter!..

O kadar basit değil işte. Şifreleme ister, ayar ister, en önemlisi bağlı olduğunuz şirketin yoğun işleri arasında (ki ne zaman başınız sıkışsa  ilgili  her müessese de sıkışık olmakta) size zaman ayıracak..

Hallettik! Hemen ardından damdaki güneşliğin ısıtıcı deposu patladı..

Ve “sıkışıklık” sıkıştırmaları arasında koşuşturduk ki iki günümüz de öylesi bir baş  ağrısıyla geçti!                                                             Tümünü halledip “oh bitti” derken, bu kez nedenini bilmediğim bir nedenle mutfağın mermerleri arasından başladı  sular sızmağa..                                                               Tabi  halledeceğiz de… “Bir musibeti anladık ama yok da  üçü de  bastırırken üst üste!                                                                                                              *****

KISACA her zaman yazdığımca, “küçük dünyamızın” daracık sınırları içine sıkışıp kalmışlığımızla, tutun ki sıfır dereceye düşmüş hava bile bizim için “kadersel” bir felakettir!

Keza yazın sıcakları da “bir gün  yolcusu olmadan önce  yaşanan cehennem!”

Neylersiniz ki “ya ilahi adalettir” bazan alın yazımız yada bir “musibettir” ki  bin nasihatten evlâ!”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar