PAZAR SOHBETİMDİR: (ASLINDA HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

PAZAR SOHBETİMDİR: (ASLINDA HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ!)

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Çok mu değiştik? Çok mu büyüdük geliştik? Yapısal kusurlarımızı aştık mı? Artık vicdanlarımız daha mı çok sızlıyor? Çok kültürlü  bir toplum mu olduk?..

Göklere değen yüksek binalara, yollara sığmayan arabalara, gitgide genişleyip şişinen kentlere, çoğalan üniversitelere, devasa otellere, dünyada ayni anda fizyona girerken sinemalarımızda da gösterime giren  en yeni filmlere, iş yerlerimize, lokantalarımıza, parklara bahçelere… Baktıkça, “evet çok değiştik, değişirken büyüdük” denmez mi?Gerçek öyle mi ama? Yoksa gerçek, yıllardır ve hâlâ  hayatlarımızı düzene koyduğunu sandığımız o “eskinin kanunlarıyla”  sarmalanmış olmamız mıdır?


Hâlâ o eski “sen-ben” siyasetlerinin bireysel politikalarında heyamola çekmiyor muyuz? Hâlâ ayni seçimleri yapmıyor muyuz?

Benzer sevgilerle aşkları yaşamıyor muyuz?                                                                     Halâ   tatil değil mi Pazar günlerimiz? Okullarımız hep ayni tarihlerde ders yılına başlamıyorlar mı? Ayni yemekleri yemiyor muyuz?

O halde nedir değişen?

***

TOPLUMLAR kendi içlerinde oya gibi ilmik ilmik işlenmiş ilişkilerle örülüdür..  Ancak büyük savaşlar ve devrimlerle bozabilirsiniz bu yapısallığı. Fakat bir de bakarsınız ki “değişti” dedikleriniz hâlâ yerli yerinde ve sizinle birlikte devam etmekte! Mesela 1974 sonrasını bir savaşın sebep olduğu  “değişim” olarak  değil; bir “değişim” sonucunda başlayan yeni bir varoluşun savaşımı olarak gördüktü. Devleti bunun için kurduktu..

Fakat ne “eskide” kalması gereken Kıbrıs Cumhuriyetinden kopabildikti ne de “birleşik Kıbrıs hayallerinden!” Büyük “yeniye” karşın “eskiyi” sürüklemeyi yeğ tuttuktu!

Mesela Fransız ihtilali de onca büyük tarihi olayına karşın sadece siyasi iktidarları bir sınıftan öbür sınıfa taşıdıydı..  Jean Jacgues Roussau’nun  bütün öğretileri ile beklentileri eski alışkanlıklar karşısında yenik düştüydü..

Çarlık Rusya’sı da yıkılırken, farklı bir yeni yaratmadı! Çünkü yerine konan yine ayni bürokratik sultaydı! Gorbaçov’un 1990’lardaki devrim nitelikli değişikliği ise eskisinin devamı olan bu günkü Putin’li Rusya’yı doğurabildi ancak!

***

2004’lerde Annan planına karşı çıkanlara “statükocu” diyenlerin “ilerici” olmaları gerekmez miydi? Peki hâlâ “birleşik Kıbrıs” çerçevesinde federal sistemi savunurlarken, Kuzey ve Güney’de hangi statüyü değiştirip yeni bir siyasi düzen kurabildiler ki? Bırakın Güney’i.. Kuzey’den söz ediyoruz.. Aksine kendileri de o statükonun siyasileri olmadılar mı?

Bugün de mevcut düzeni değiştirme iddiasıyla iktidara gelen siyasi partiler  kendilerinden öncesi düzenlerin nesini değiştirdiler?

***

BİLİR misiniz? Kışları deniz sıcacıktır! Burnunuza kadar gömüldüğünüz tuzlu suda  uzun süre üşümeden kalabilirsiniz. Uçları keskin bir kılıç ağzı gibi vücudunuza çarpıp acıtan dalgalarda oynaşabilirsiniz..

Ve yazları suların daha soğuk olduğuna şaşabilirsiniz!

Sizinle“oyun oynayan” deniz değildir ama! Algılarınızdır..  Soğukta sıcak, sıcakta soğuk sandığınız için!

Gelenekler de değişmiyor! Onca yenilik ve gelişmeye karşın eğer hâlâ fi tarihinden kalmış kurban bayramıyla şeker bayramını kutluyorsak demek ki “eskilerle” birlikte yaşıyoruz hem de böylesi dijital  çağda!

***

NEDEN ama? Çünkü insanın ruhu hiç değişmedi! İnsan da değişmedi hiç! Hâlâ ağlıyor, gülüyor, acıkıyor, uyuyor, çalışıyor, çocuk doğurup, yeni yeni insanlar yetiştiriyor…

İnsanlık geçmişten  geleceğe (maziden ati’ye) bir uzun kervan gibi işte.. Bir ucu aramanda bir ucu karamanda!

Mağripten geldik Maşrıka gideceğiz… Hepimize iyi yolculuklar inşallah!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar