Pasta küçülünce, ortam sertleşti… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Pasta küçülünce, ortam sertleşti…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Anlaşıldı bu seçim sert geçecek…

Özellikle de adayı bol olan kesimde…


UBP, HP, YDP, belki DP…

Buna bir de aynı tabandan oy alması muhtemel bağımsızları ekleyin…

Kudret Özersay, İstanbul havalimanında A Haber’in reklam panosunda çıkan görüntüsü ile ilgili haberleri kınarken, bunu rakiplerinin bir oyunu olarak değerlendirdi.

“Adayların birbirini kötülediği ya da karaladığı değil, kendi yapabileceklerini halka anlatacağı bir süreç olması gerektiğine inanıyorum ve bu yaklaşımla hareket edeceğim”…

Kendisi için yapılan özel bir reklam olmadığını, haber olduğunu savundu. Oysa o haberin içinde kendi leyhine hani moda deyimle sübliminal bir mesaj vardı, basın da bunu fark etti, hepsi buydu.

Ama o kötü bir rekabet olarak yorumlamayı tercih etti. Siyasette düşman yaratmanın destek getireceği görüşünü hatırladık birden…

Diğer taraftan Ersin Tatar çok daha ağır konuştu.

Hem rakibi ve ortağı Kudret Özersay’a ağır bir gönderme yaptı, “İsterse bağlantılı çıksın. Ben kendime güveniyorum” dedi, hem de kendisi aleyhine “operasyoncuların” devrede olduğu yorumu yaptı.

Dahası operasyonların Özersay’ın adaylığından güç aldığını da söyledi.

Kirli oyunlardan, parti içi operasyonlara izin vermemekten, operasyonların hep aynı gazeteden geldiğinden falan bahsetti.

Bu da Özersay’ınkine benzer bir düşman yaratma yaklaşımını akla getirdi.

Çatı aday arayışı ile UBP’nin kapısını çalan YDP, umduğunu bulamadı.

Erhan Arıklı, Ersin Tatar’ın aday çıkmasının kesinleştiğini, böylece tekliflerine sıcak bakılmadığını söyledi.

Bu noktada, insanın aklına şu geliyor; YDP çatı aday derken Ersin Tatar dışında birini mi önermişti ki?

Arıklı ayrıca “Ankara vizesi” dedi,  Hüseyin Özgürgün’ün DP adaylığı ihtimalindan de bahsetti. Sonuçta  konuşmalarında büyük bir hayal kırıklığı seziliyordu.

Tüm bunlar, kıran kırana bir seçim geçeceğinin ilk göstergeleri oldu…

Daha propaganda dönemi başlayıp, eteklerdeki taşlar döküldükten sonra neler göreceğiz bakalım.

Malum taban belli…

Bu ülkede geleneksel “kilit taban” miti giderek anlamını yitirdi, onun yerini yüzen gezen oylar aldı. Seçimleri kazandıran da bugünlerde yüzde 50’nin üstünde olduğu söylenen bu kitle oldu.

Özellikle de aynı siyasi görüşe hitap eden aday sayısı artınca, kavga da kaçınılmaz oluyor.

Küçülen pastadan pay kapmanın gereği bu galiba…

Bu parçalanmışlık, aynı kesimden birinin ikinci tura kalmasını kolaylaştırmayacak, aksine epey zorlaştıracak.

İkinci tur  olacağı da kesin. Bu kesimden birinin ikinci tura kaldığını varsaysak bile, şimdiden birbirini kırıp geçiren liderlerin tabanları, ikinci turda hayal ettikleri birlikteliği sağlayabilecekler mi?

Keşke bu şekilde basınla, birbirleriyle ya da hayali düşmanlarla uğraşacak yerde, fırsatlarını ne yapacaklarını anlatma yönünde değerlendirseler.

Ondan rahatsız, bundan rahatsız… Siyaset sahnesinde olduklarını unutuyorlar. O konumda olan insanların eleştiriye karşı biraz hazım göstermesi şart. Bu gerginliğin kimseye, özellikle de kendilerine yararı yok…

YERİN KULAĞI VAR

TATAR SON NOKYAYI KOYDU:

Başbakan Tatar çok tartışılan İmar Planı konusunda son noktayı koyarak, “yürürlüğe girmeyeceğini” açıkladı. Ayşegül Baybars, onaylanmayla ilgili bir sorun yok iddiasındayken, Ersin Tatar, Belediye Meclislerince onaylanmadan, yasallaşmayacağını söyledi. Başbakan’ın bu açıklaması sonrası HP nasıl bir tepki gösterecek merak ederim. Hükümetten mi çekilecek, yoksa geçmişte olduğu gibi bu açıklamanın üzerine bir bardak soğuk su mu içecek?

 AÇIKLA KURTUL:

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Tatar, hakkında çıkan söylentilere belli ki çok kızmış. Aday çıkmayıp bağımsız aday Özersay’a destek vereceği yönündeki haberleri yalanlayan Tatar, bu söylentilere son vermek için daha çok beklememeli. Adaylık açıklaması geciktiği sürece bu tür dedikodular devam edecek. Madem “kendine güvendiğini” de söylüyor. Bence 18’ini beklemesin. Çıkıp, “ben UBP’nin cumhurbaşkan adayıyım” deyip noktayı koysun…

 BUYURUN MEYDANA:

YDP’nin, UBP’ye yaptığı “erken seçim şartıyla destek vaadi” kabul görmedi. Bu durumda cumhurbaşkanlığı seçimlerimde YDP kendi adayıyla yarışacak. O zaman, sağda aday sayısı üç oluyor. Özersay, Tatar ve Arıklı. Sibel Siber ve Serdar Denktaş hala nabız yoklarken Erhan Arıkllı Hüseyin Özgürgün’ün “mahkemeden olumlu sonuç” çıkması halinde DP’den aday olabileceğini iddia etti. Artık bu ülkede hiçbir şey için “olmaz” diyemeyiz. Aynı tabana oynayan  adaylarla, oyların dört veya beşe bölüneceği ve ikinci tur için sağ adayları zora sokacağı da bir gerçek…

ARIKLI’NIN ENDİŞESİ:

Faiz Sucuoğlu, “Uzun süredir YDP Genel Başkanı Arıklı’nın adaylığı söz konusu. İlçelerde yapmış oldukları ziyaretlerde de bunu dile getiriyorlar ve bu yönde atılım yapıyorlar” diyerek, YDP’nin ani bir manevra yapıp “çatı adayı” konusunu gündeme getirmesine anlam veremediğini söyledi. Belli ki Arıklı sağ oyların bölünüp soldaki adaylara yarayacağı endişesini taşıyor. Hani haksız da değil…

 

 BAŞKA TEŞVİKLERDEN KESİN:

Turizm Şurası’na, turizm operatörlerine ödenen teşviklerde yaşanan sıkıntılar damgasını vurdu. Tüm konuşmacılar buna vurgu yaptı. Dışişleri Bakanı Özersay da, ödemenin bir yolunu bulmak gerektiğini söyledi. Komisyon çalışmalarında da konulardan biri bu. Ancak turizmde, operatörlere verilenin dışındaki teşvikler nedense  hiç dile getirilmedi. Gelire doymuş olan beş yıldızlı otelcilik ve kumarhanelere verilen teşviklerden ve muafiyetlerden kesip, operatörlere verilmesi yine gündemde yoktu. Onun için de söylenip, söylenip, bir yerlere varamıyoruz…

O MEMNUN , YA BİZ:

BM Genel Sekreteri Guterres, Berlin görüşmesi sonrası çözüm ümidinin devem ettiğini ve liderlerin, Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararında yer alan siyasi eşitlikle, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon temelinde bir çözüm sağlanması taahhütlerinden ve kararlılıklarından memnun olduğunu söylemiş. Guterres öyle diyor ama, tarafların görüşü ve duruşu hiç öyle demiyor. Her iki taraf da federal bir çözüm formülünden hayli uzak…

NEDEN YANMIYOR:

Resmen karanlıklar ülkesine döndük. Anayollar zifiri karanlık, lambaların çoğu yanmıyor, yananların da etrafa ışık saçtıkları yok. Anlamadığım yıllardır devam eden bu sorun neden giderilemiyor. Bakıyorum, sürekli tamir çalışması var ama galiba arızayı gidermek mümkün olmuyor. Bu yolların aydınlatma ihalelerini kimler almıştı? Şimdi neden bu durumdalar? Hesap verilebilir bir devlet olsak, bugün bunların hesabı soruluyor olurdu. Geceleri araba sürmekten korkar olduk…

 ZİRVEDEKİLER

Rauf Denktaş: “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adımlar atmayacaksın, her dönemin adamı değil, her dönem adam olacaksın…”. Gerçekten de beğenin, beğenmeyin, hayatında hiç yalpalamadı. Bu herkese nasip olmayan bir meziyet. Hele siyasette, çok zor. Onun için liderdi.

 

DİPTEKİLER

Silahlanma Çılgınlığı: ABD’den silah ambargosunun kaldırılması kararını çıkartan Rum Yönetiminin, 8 yıllık bir silahlanma planı hazırlığı içine girdiği açıklandı. Silah alımının ağırlıklı olarak ABD’den yapılması sürpriz olmaz. Milli gelirinin ciddi bir kısmını şimdi silah alımına harcayacak. Sonuçta içine girdiği ittifaklar onu bu noktaya zorlamış bulunuyor. Rum halkının bir bölümü ve bizler de burada saf saf anlaşmadan, çözümden bahsediyoruz. AKEL partisi durumu “Amerikan arabasına koşulmak” olarak nitelemiş. Alımı biraz da Rusya’dan yaparsa, onların da gönlünü edecek, öyle anlaşılıyor. Yazık, bu küçücük adaya ve halklarına yazık…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar