CTP milletvekili Armağan Candan, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi’nde geçtiğimiz gün bir konuşma yaptı.
Özellikle ambargolara değindi. Masasının üstünde FIFA’nın kullandığı bir futbol topunu koyarak, Kıbrıs Türklerinin uluslararası spor faaliyetlerinden dışlanmasının ayrımcılık ve dışlama olduğunu vurguladı.
İlk kez olmuyor bu tür protestolar, açıklamalar, konuşmalar.
Ancak ne yalan söyleyeyim, bir süredir, bu gibi uluslararası toplantılarda böylesi sunumlar eskisi kadar yoğun değildi.
Sanki bir sessizlik içindeydik.
İkincisi, çözümsüzlüğün getirdiği izole edilmişliğimizi de eskisi kadar çok seslendirmiyorduk.
En çok duyduğumuz, İslam Konferansı çerçevesindeki toplantılarda yapılan konuşmalardı ki, oradan da zaten fazla bir beklentimiz yoktur.
Diyeceğim şu; Meclisimiz, uluslararası platformlara temsilci gönderirken biraz daha titiz olmalı. Kelle kalabalığı yerine, oralarda işte böyle konuşmalar yapabilecek, lobi, kulis yürütebilecek kişilere ağırlık vermeli.
Hatta lüzumsuz işleri bir kenara bırakıp, enerjimizi bu alana yönlendirmeli, en azından “görünür” olmalıyız.
Bu konuşma da belki çok bir şeyi değiştirmeyecek ama bu zor günlerde gelen tek güzel haberdi.
Teşekkürler Armağan Candan…
HAYALLER VE GERÇEKLER…
ODTÜ Kuzey Kıbrıs Rektörü Prof. Dr. Nazife Baykal, İstanbul’da yer alan bir teknoloji zirvesinde konuşma yaptı.
KKTC’den genelde birileri konuşacaksa, onlar siyasiler olur. Konuştukları da hep süslü kalıp cümlelerdir. Hatta çoğu kez bilgi de içermez. Sadece protokol için yapılır, biter.
Bu anlamda ülkemizden bir rektörün, hem de çok stratejik bir konuda konuşması dikkatimi çekti.
Prof. Baykal, toplantıda KKTC’nin bilişim alanında bir aktör olabileceğini söylemiş.
Hatta, “KKTC’nin gelecek hikayesini” dijital dönüşümün yazacağını belirtmiş.
Ülkenin elindeki fırsatları anlatmış, üniversitelerin buna yapabileceği katkıları sıralamış ve kendi üniversitesi ODTÜ’nün Kalkanlı Teknoloji Vadisi projesinin bu amaçla geliştirildiğini söylemiş. Genç girişimciler ve yatırımcıları bir araya getirecek bir sistemle, araştırmalara yön vermeyi hedeflediklerini anlatmış.
Ancak önce devletin kendisinin bilişim alt yapısını güçlendirmesi, o dönüşümü kendi içinde gerçekleştirmesinin zorunluluğuna da vurgu yapmış.
Dünyada başta Hindistan olmak üzere bilişim konusunda çağ atlayan örneklere bakarak, KKTC’nin de böyle bir model olmasına karar vermek, ta başından doğru bir stratejiydi.
Hükümetin de geçen yıl yasalaşan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasa’sıyla hedeflediği de buydu aslında.
Ancak aldığımız duyumlara göre, bu da şimdilik bir hayal olarak kalacak.
Maddi destek ve teşvik ayrılamadığı için bu projeler rafa kaldırılmış durumda.
Belki Türkiye’den beklenen kaynakların gelmesiyle hayat bulabilir.
Ama bizim de burada yapmamız gerekenler yok mudur?
Nasıl derseniz; yanıtım her zaman yazdıklarımla aynı olacaktır.
Bu tür alanlara odaklanmak yerine, var olan verimsiz teşvik ve destek uygulamalar devam etmiyor mu?
Olmayan paralarla hala kumarhanelere vergi muafiyetleri, verimsiz tarım ürünlerine, hatta bazı ithalat türlerine teşvik ve destekler sürmüyor mu?
Konu dönüşümse, bunun için önce cesaret gerekiyor galiba….
YERİN KULAĞI VAR
GÖZLER GUTERRES DE:
Bayan Lute’un başarısız son denemesi ve Kıbrısta çözüm umutlarının bitme noktasına gelmesinden sonra gözler BM Genel Sekreteri Guterres’e çevrildi. Adada yaşanan çıkmaz için yeni bir formül mü üretecek, yoksa o da çözüm çabalarının çıkmaza girdiğini mi ilan edecek, merakla bekleniyor…
SİZ ALIRKEN HUKUK YOK MUYDU?:
UBP Genel Başkanı Tatar, hükümetin özel bir şirketten avans almasının hukuksuzluk olduğunu söyledi. Yıl 2013, Maliye Bakanlığı koltuğunda oturan Ersin Tatar. Bugün bahsettiği aynı şirketten, sırf 13. maaşları ödeyebilmek için 100 milyon euro avans alırken hukuk hiç mi akıllarına gelmemişti. İnsan bir eleştiri yaparken biraz düşünür, geçmişi bir hatırlar…
HAYAT DURACAK:
Kamuda örgütlü 3 sendika hükümetin ekonomi politikalarını ve zamları protesto etmek amacıyla bugün ülke genelinde tam gün grev yapıyor. Devlette olmanın avantajı. Peki özelde çalışanların suçu ne? Grev yapma gibi bir lüksleri yok. Zamlardan en çok canı yanan da onlar. Kamudaki gibi bırakın hayat pahalılığı almalarını, maaşlarını alacakları şüpheli…
UCUZLUĞU HİSSEDEN VAR MI?:
Turizm Bakanı Ataoğlu, “Anadolujet’in seferlere başlamasıyla birlikte Nisan ayı itibarıyle uçak bilet fiyatlarında indirim olacağını”açıklamıştı. Anadolujet seferlere başladı, Nisan ayının da neredeyse ortasına geldik ama, fiyatlarda bir ucuzlama falan göremedik henüz. Doğrusu, ucuzlayacağı falan da yok. Geçen gün yine yazmıştım, bilet fiyatları üzerindeki vergileri yeniden düzenlemediğiniz sürece ucuzluk beklemek hayaldir…
İŞTE ÇÖZÜM:
Bellapais’teki ilkokulun kapatılmasını zaten hiç anlamamıştım. Okul sonra el sanatları kurslarına falan ayrıldı ama, mantığı yanlıştı. Yeterli nüfus olduğu halde, çocuklar otobüslerle Girne’ye taşınıyordu. Oysa Girne’deki okullar da kapasitelerini aşmıştı, yetersizdi, çareler aranıyordu. Nihayet hatadan dönülmüş, yeniden eğitime açılmış. İşte size Girne bölgesini rahatlatacak bir yeni okul… Restorasyonunu yapana da, yeniden açılması için irade kullananlara da bravo…
LOKMACI ÇİLESİ:
Metehan çilesinden sonra son günlerde gündeme gelen Lokmacı geçiş kapısında yaşananlar insanları canından bezdiriyor. Özellikle kalabalık turist grupların geçişi sırasında uzun kuyrukların oluşması nedeniyle karşılıklı geçişler tam bir eziyete dönüyor. Evet bölge dar kabul ediyorum ama, güneyde olduğu gibi, “Rum, Türk, Turist” diye ayrı şeritler yapsak inanın bu sıkışıklık ve şikayetler çok ciddi oranda azalacak.
ZİRVEDEKİLER
Besim Baysal: Baysal surlar içinde gözden gönülden ırak Atatürk ilkokulunun bir öğretmeni. Öğrencilerini almış, ömrünü kayıplar sorununun çözülmesine adamış, Nobel Barış Ödülü adayı Sevgül Uludağ’a götürmüş. Öğrenciler konuyu anlamak istemişler, sorular sormuşlar. Kitaplarda asla bulamayacakları gerçekleri öğrenmişler. Ne kadar eğitici, öğretici bir uygulama. Belki benzer başka örnekler de vardır bilmiyoruz ama, görmek istediğimiz bu. Ben hiç tanımadığım halde Besim Baysal hocayla gurur duydum…
DİPTEKİLER
Rant Çılgınlığı: Girne şehir merkezinde eski Çalışma Dairesi’nin bulunduğu yerde inşaat için ağır iş makinesi ile kazı yapılıyor. Kazının yapıldığı yerin hemen altında tarihi antik mezar var. Ama yıkım sürüyor. Batuhan Halim isimli vatandaşın sosyal medyada paylaştığı görüntüler tam bir tarih yağması. Bunlara kim dur diyecek. Rant çılgınlığı öylesine sarmış ki bu ülkeyi, tarihmiş, kültürmüş hiç birini tanımıyor. Gerekçesi ne olursa olsun yapılan tahribat bu topraklara hakarettir… İçişleri Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, belediye, neredesiniz?
