Özgürlükler - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Özgürlükler

Ahmet OkanAhmet Okan

Özgürlüğün felsefe terimi olarak anlamının şu olduğu belirtilir:

“Herhangi bir koşulla sınırlanmama, zorlamaya, kısıtlamaya bağlı olmaksızın düşünme ve davranma durumu.”


 “Yalan” ne demektir?

Türk Dil Kurumuna göre “Doğru olmayan, gerçeğe uymayan söz…” demek.

O halde imam “24 Haziran’dan sonra özgürlükler genişletilecek” dediğinde “yalan” mı söylüyor?

İki şık var:

Özgürlükleri genişletme vaadi verildiğine göre, özgürlüklerin kısıtlı olduğu biliniyor.

İkincisi, özgürlükler istenildiği gibidir, ancak daha da genişletilecek…

İkincisi denmek isteniyorsa,

Mevcut duruma bakılarak bu vaat “gerçeğe” uyar mı?

Yani,

Özgürlüğün anlamından yola çıkacak olursak,

Özgürlükler “herhangi bir koşulla sınırlanıyor” mu?

Zorlama var mı?

Kısıtlama var mı?

Bunlara verilecek cevaplar, lambalar tarafından özgürlüklerin ne hale getirildiğini anlamaya yardımcı olur…

Bir fıkra:

Diktatörün biri, uyguladığı politikaların etkilerini araştırmak üzere kıyafet değiştirerek bir meyhaneye gider. Adamın biri, çok zengin bir sofrada demlenmektedir, yanına gider.
– Böyle içebilmek için iyi kazanıyor olmalısın. Günde ne kadar kazanıyorsun?
-2000 lira.
-Peki, büyük liderimiz, vergileri biraz daha arttırıp, çalışma koşullarını ağırlaştırırsa ne kadar kazanırsın?
-4000 lira.
-Peki, kemerleri biraz daha sıkarsak?
-Ooo… En az 5000 lira.
Diktatör sinirlenmeye başlar.
-Peki ya insanları ölümüne çalıştırırsak?
-O zaman 10,000 liradan aşağı kazanmam!
-Öf be adam, ne iş yapıyorsun sen yahu?
-Tabutçuyum!

Son dönemlerde sıkça dillendiriliyor:

Basın özgürlüğü, haberi yayan ya da bir düşünceyi yaymak isteyenlerin özgürlüğü değil,

O haberi, o düşünceyi almak isteyenlerin özgürlüğüdür…

İmamların yürüdüğü “kutsal dava” yolunda gelinen aşama şudur:

Basın bir haberi, bir fikir ve düşünceyi kısıtlama, çarpıtma, hatta yok etme aracı haline geldi…

Basın bilgileri kirleten bir mekanizma olma ve hatta bilgileri karartan bir filtre görevini üstlendi.

Kamuoyunun bilgi edinme ihtiyacı basın üzerinden engellenir hale geldi…

Basın, asli görevinden uzaklaştırılıp baskıcı bir araç haline sokuldu; muhbir ajans görevi yapar duruma geldi…

Bir fıkra:

Bir gün ormanda maymun bakmış ki Aslan uyuyor. Şeytan bu ya, uyurken becermeye başlamış aslanı. Bu sırada aslan uyanınca kovalamaya başlamış maymunu. Maymun başlamış kaçmaya.
Maymun kaçar aslan kovalar ormanın içinde. Aslan kaybetmiş maymunu. Başlamış aramaya. O sırada maymun bir gazete bulmuş ormanda. Bakmış aslan geliyor. Kaçmaya da dermanı yok. Bir kenarda oturup gazete okuyormuş gibi yapmış.
Aslan yaklaşmış maymuna. Maymun gazete ile saklamış kendini. Aslan sormuş.
– Buralarda kaçan bir maymun gördünüz mü?
Gazetenin arkasından maymun cevap vermiş.
-Şu aslanı beceren maymun mu? Evet biraz önce şu tarafa gitti, demiş.
Bunun üzerine şaşıran Aslan şöyle mırıldanmış.
– Ya bu ormanda basın ne kadar hızlı böyle!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar