Yaşadığım Ortamdan Utanıyorum... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Yaşadığım Ortamdan Utanıyorum…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Sevcan Çerkez… 

Sanatçı…


Muhteşem seramik heykeller yapıyor…

Bir süre önce de Girne’nin bazı alanlarına onun heykellerinden kondu.

Kente güzellik kattı…

Gerçek olmasa da, “bu kentin insanları sanattan anlar” duygusu verilmeye çalışıldı.

Öyle olmadığı da kısa sürede ortaya çıktı.

Limana inen merdivenlerin başındaydı bu balıkçı…

Fotoğraflarda ne hale getirildiğini görüyorsunuz.

Bunun adı sanatsevmezlik değil.

Olsa olsa vandallık olur…

Aramızda insanlıktan uzak yaratıkların yaşadığının resmidir.

Sevcan Çerkez, hayalkırıklığı içinde, üzgün…

“Girne Balıkçısına da saldırdılar. Girne Belediyesi bu sanat düşmanlarını yakalamak için titiz bir çalışma sürdürüyor. Umarım yakalanırlarsa Bener Hakkı Hakeri’nin sanat katilleri gibi ellerini kollarını sallayıp aramızda dolaşmazlar. Sanatseverler adına üzgünüm. Heykeli tamir ettim yeniden. Umarım bu kadarla kurtuluruz arkadaşlar” diyor…

Ama umutsuz olduğu anlaşılıyor…

Ben de öyle…

Her gece Kumsal Parkı’nda bitkileri yere serenler, Girne limanını onca duyuruya rağmen çekirdek kabuklarıyla, plajlarda kumları sigara izmaritiyle dolduranlar, arabalarından dışarı çöp fırlatanlar, direkteki bayrağı yarıya indirenler, gece yarısı arabalardan ateş açanlar aynı yaratıklar…

Ve öyle çoğaldılar ki…

Yine yapacaklar…

Sahi ne oldu o mobese’ler.

Hadi artık…

Çevre’den geç, insan hayatına kadar her şey tehlikede.

Her yer tarumar olmadan, hadi artık….

AL BİR TANE DAHA…

Bir çevre rezaleti de Escape plajından…

Arıtma tesisinin suları kıyıda, açıktan denize dökülüyor…

Tesisin restoran bölümünden aşağı taşların arasından sızan sular, kumların üstünde çirkef olmuş, oradan denize gidiyor…

Çevre Dairesi elemanları şikayet üstüne gelip bakıyorlar, “Ama koku yok ki” deyip, gidiyorlar.

Belediye’ninse bugünlerde böyle işlerle uğraşmaya hiç niyeti yok gibi.

Aynı bölgede cesurun biri, arazisine sınırı olan orman arazisinde her gün bir kaç ağacı yere indiriyor. Hem de yol kenarında, isteyen gidip görebilir…

Ama ne Belediye, ne Orman Dairesi durduramıyor.

Yine mi seçim gailesi..?

Sonra insanlar neden umudunu kesip, kaçıyor.

İşte bundan.

YERİN KULAĞI VAR

SÖYLEYECEK SÖZ BULAMIYORUM:

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Tacan Reynar: “İçinde yaşadığımız mevcut kurulu düzende bu göreve devam etmenin hiçbir anlam ve önemi yok” diyerek istifasını verdi. Reynar, 22 Ocak olaylarına karışanları mahkum eden yargıç olarak biliniyor. İstifasının ardından sosyal medyada; “Adalet yerini buldu… Zaten fazla ideolojik biriydi, iyi olmuş… FETÖ bağlantısı araştırılsın” gibi saçma sapan yorumları görünce insan üzülüyor. Bu ülkeye ve insanına ne oldu diyeceğim ama, boş… 

 

NEYSE Kİ İKİNCİ AÇIKLAMA GELDİ:

Hakim Tacan Reynar’ın ilk veda açıklamasını okuyunca, ilk anda yargıdan şikayet ettiğini düşünmüş, karalar bağlamıştım. Neyse ki bir açıklama daha yazdı ve kurulu düzenden kastının sadece “yargı” olmadığını, Kıbrıs’ın Kuzey’indeki tüm kurulu düzenden bahsettiğini söyledi. Ne yalan söyleyim, sevindim. Bir hakimin yargıyı eleştirerek çekip kaçmasının anlamı korkunç olurdu benim için.

 

ORTAYA ÇIKMALI:

Vergi Dairesi Müdürü’nün aracının kundaklandığı polis tarafından resmen açıklandı. Günlerdir Müdür hakkında türlü iddialar ortaya atıldı. Bu kundaklama olayının mutlaka çözülmesi gerekir. Çünkü basit bir vaka değil. Bence polis hem de yargı tüm gücünü bu olaya yoğunlaştırmalı. Beş saatlik grev yapan Vergi-Sen’in söylediği “Hukuk Devleti mi, Mafya egemenliği mi?” sözü çok önemli…

 

DAĞ FARE DOĞURDU: 

Başbakan Erhürman döviz konusunda hergün farklı bir demeç vererek, insanların kafasını daha da karıştırıyor. Önce “euro da dahil seçenekler masada” deyip, hemen ardından “euroya geçmek zor” deyiverdi. Son olarak da, “yükselen dövize karşı kısa vadeli tedbirlerin bugün yarın hayata geçeceğini” söyledi. Ve dün akaryakıt ve süt fiyatlarına sübvansiyon uygulama kararı aldıklarını açıkladı. Akaryakıt ve süt fiyatı artmayacağına göre, bundan sonra sterlin 10 bin lira olsa ne yazar…

 

RABBENA HEP BANA:

Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, hükümetin son dönemde yaşanan döviz krizi ile ilgili çok konuştuğunu, ancak elle tutulur bir şey yapmadığını belirterek,kiralardan alınan yüzde 10 stopaj vergisinin kaldırılması, %18 olan tapu devir harçlarının düşürülmesi gerektiğini ifade etti. Hepsi güzel de, keşke kiraların ve satışların sterlin üzerinden değil de, Türk Lirası üzerinden yapılmasını savunsaydı. Aksine, ev sahiplerinin büyük bir bölümünün evlerini Türk Lirasına kiraladıkları için  mağduriyet yaşadığını söylüyor… Şaka gibi.

 

HAYIR KURUMUNA BAĞIŞLASIN:

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, “milletvekili olarak aldığımız maaşı haketmiyoruz” demiş. Arıklı gibi düşünen başkaları da var ise, hak etmedikleri maaşlarını almasınlar o zaman. Veya alırlarsa da gitsinler bir hayır kurumuna bağışlasınlar. Ta ki aldıkları maaşları hak ettiklarine inandıkları güne kadar… 

 ZİRVEDEKİLER

Haber Hırsızlarına İlk Dava: Bir süre önce oluşturulan Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Kurumsal Medya ve İnternet Gazeteciliği Komitesi, çalıntı haberler konusunda ilk davalarını dosyalamışlar. Sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim. Haber hırsızlığının ülkenin bir gerçeği olması çok üzücü, ama yargı yoluyla mücadele kararı da bir o kadar sevindirici. Keşke her konuda bu kadar duyarlı olsak…

 

DİPTEKİLER

Sabah Gazetesi: “Kuzey Kıbrıs’ta kullanılan para birimi Kıbrıs Türk Lirasıdır. Ama, Türk Lirası da kullanabilirsiniz. KKTC’de şehirlerarası ya da şehir içi ulaşımda çeşitli toplu taşıma imkanları mevcut. Ama benzinin çok ucuz olması nedeniyle genelde tercih edilen yöntem araç kiralama”…

Hani bizde bir laf var “Bardon Gancelli” diye, bu gazete için kullanılabilecek en güzel söz olur…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar