ÖSYM’de düşüş... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

ÖSYM’de düşüş…

Köş, MoreketMehmet Moreket

ÖSYM sonuçları açıklandı…

Geçen yıla göre, KKTC üniversitelerine sınavla yerleşen öğrenci sayısında yüzde 1,7 düşüş var.


Yerleştirilen öğrenci sayısı 8039.

Hemen karamsarlığa kapılmayalım.

Çünkü asıl rakamlar, ek yerleştirmelerle ortaya çıkar. Onun sonuçları da Eylül’de belli olur.

Gerçi, geçen yıl ek yerleştirmelerden de beklenen sonuç elde edilememişti. O sayı da 1448’de kalmıştı.

Bunun daha ek kontenjanı var, yabancı öğrencisi var…

Ancak şunu da bileceğiz ki, KKTC’nin öncelikli tercih olarak  seçilmesi aşamasında az da olsa bir düşüş var.

Ve ne yazık ki bu düşüş, her yıl istikrarlı bir şekilde sürüyor…

2016’da 11 bin 925 öğrenci ÖSYM ile KKTC üniversitelerine yerleşirken, 2017’de 10 bin 795, 2018’de 8178, 2019’da 8039. Oysa sınava giren öğrenci sayısı artıyor…

Liste çıktı. Ben burada tekrar üniversitelerin isimlerini yayınlayıp, durumlarını sergilemek istemem.

Ancak ünlü üniversitelerin bazılarında, düşüş çok ciddi boyutlarda.

Bizzat kendileri külahı önlerine koyup düşünmeliler.

Tabii YÖDAK da, Bakanlık da…

Artan nasıl artmış, düşen neden düşmüş. Sebeplerine hep birlikte bakmalılar.

Kuru kuru “Öğrenci sayısını artıracağız” nutukları atmanın bir işe yaramadığı ortada.

Kaliteyi artırdınız mı?

Güveni artırdınız mı?

Denetimi artırdınız mı?

Sonuçta kaybeden sadece üniversiteler olmayacak, ülke kaybedecek.

Ama ne acıdır ki, rakamlar ortadayken, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu kendini mutlu edecek bir “doluluk oranı” rakamı bulmuş seviniyor…

KUZEY VE GÜNEY’DE AYNI SONUÇLAR…

Avrupa Birliği içinde, Avrupa Komisyonu’na bağlı olarak faaliyet gösteren araştırma kurumu Standard Eurobarometer, 2019 bahar dönemi anketini yayınladı.

AB bu anketi öncelikle, üye ülkelerin halklarının AB algısını yoklamak için yapıyor.

Soruların çoğunluğu bunu tespit etmek amaçlı.

Ayrıca, üyelerinin sosyo-ekonomik koşulları, halkların yaşam düzeyleri ve beklentilerini de bilmek istiyor.

Malum, AB içinde yardımlar, hibeler, destekler buna göre şekilleniyor.

Kıbrıs sonuçları, genelde 2018 sonu yapılan ankete benziyor.

İnsanlar yine geleceklerinden kuşkulu.

Hem mesleki açıdan, hem ekonomik açıdan önlerini göremediklerini söylüyorlar.

AB’ye onların güveni artmış, bizimkinde ciddi bir düşüş var, yüzde 52’den, 46’ya düşmüş.

Bunda sanırım doğal gaz meselelerinde AB’nin takındığı yanlı, hukuk dışı tutumun etkisi var.

Ekonomik durumla ilgili sonuçlar ilginç.

Her iki tarafta da halkların yüzde 57’si, ekonomiyi tamamen kötü olarak nitelendiriyor.

Yine her iki tarafta yüzde 67, kişisel ekonomik durumlarının “iyi” olduğunu söylüyor.

Rum basını, güney Kıbrıs için “ekonomik toparlanmanın etkisini henüz hissetmedikleri” yorumu yaparken, kuzey Kıbrıs için “ekonomik krizin etkileri sürüyor” diyor.

Yani orada insanlar henüz hissetmese de bir iyileşme var, ama bizde kriz devam ediyor.

Ve Kıbrıs Türklerinin çoğunluğu, önümüzdeki bir yıl içinde ekonominin daha da kötü olacağını düşünüyor.

Birileri nabzımızı sürekli yokluyor da, onunla kalıyor. Profilimiz ortaya çıktığı halde, bundan bir yarar sağlayamıyoruz.

Bu sonuçlara bakarak, planlama yapılacağını düşünmek bile hayal.

Olsa olsa, AB’nin fonlarından KKTC için ayrılan parayı etkiler biraz.

Aslına bakarsanız, aynı sonuçlar bizim devlet mekanizmamızın elinde de var da, ama yapacak bir şey yok.

Ne üzücü.

Kendimi denek gibi hissediyorum…

YERİN KULAĞI VAR

MARAŞ-DOĞAL GAZ:

Görüşme öncesi kozlar masaya sürülüyor. Bizim taraf Maraş’ı müzakerelere karıştırmayız derken, Rumlar konuyu masaya getirmek istiyor. Diğer yandan, Rumlar bizi hidrokarbonlara karıştırmak istemezken, biz bunda ısrar ediyoruz. Bu defa da görüşmeler bu iki konunun gölgesinde yapılacak. Rum liderlerin Anastasiadis’le toplantıdan sonra yaptıkları açıklamalar, Anastasiadis’in biraz da zorlamayla “federasyon” demeye devam edeceğini gösteriyor…

 

SAĞ CENAH ATAKTA:

Cumhurbaşkanı Akıncı Anastasiadis’le buluşması öncesi partilerle görüşecek. Özellikle sağ görüşlü partiler buluşmaya pek sıcak bakmıyor. Dışişleri Bakanı Özersay, olası yeni bir müzakere sürecini desteklemeyeceğini söylerken, UBP milletvekili Hasipoğlu, ortak bir vizyon yoksa Cumhurbaşkanı Akıncı’nın federasyon görüşmelerine devam etmemesi gerektiğini savundu. Rum siyasilerin de bizimkilerden farkı yok. Umut, ölü gözünden yaş beklemek gibi…

 

NEYİN DİYETİ:

Yenidüzen gazetesinin haberine göre, UBP-HP hükümeti Vakıflar Bankası Yönetim Kurulu’na, birisi ortaokul 2’den terk; diğeri, hakkında ciddi suçlamalar bulunan, sicili hayli kabarık kişileri atıyor. İnsanın aklı almıyor. Sevgili Cenk Mutluyakalı güzel yakalamış; TC ile imzalanan protokolde, özellikle bankalar için atanacaklarda “profesyonel” şartı olacağı yazıyor. Bu arkadaşlar ya çok “profesyonel”, ya da bir şeylerin diyeti ödeniyor… Bildiğiniz gibi, UBP MYK’sının yarısından fazlası bir yerlere atandı.

 

“HATA” KOLTUKTAN ETTİ:

Maliye Bakanı Amcaoğlu; “Hükümetin 2018 yılı Eylül ayında hayat pahalılığının yüzde 31,99’a ulaşmasıyla birlikte, bunun aynen devam edeceğini tahmin etmesi ve bu rakamda dondurma kararı alması; akabinde yıl sonu hayat pahalılığı rakamının 29,96 olarak gerçekleşmiş olması bir çeşit öngörüsüzlüktür. ‘Bunda DPÖ’nün hiç payı yoktur’ demek sorumluluktan kaçmaktır” diyerek, devletin 80 milyon zarara uğradığını iddia etti. Peki ama bugüne kadar hangi yıl öngörüler gerçekleşti ki? KKTC’de ekonomik öngörülerin gerçekleşme oranı nedir? Bakan onu da söyleseydi keşke.

 

MÜJDE ELİMİZDE PATLADI:

Eğitim Bakanı Çavuşoğlu geçmiş hükümeti suçlamış ve YÖK ile kurdukları temas sonucu üniversitelerimize ve inşaatçılara bu yıl için hiçbir sorun olmayacağı, “öğrenci akınına” uğrayacağımız müjdesini vermişti. Ancak gerçek hiç de Çavuşoğlu’nun dediği gibi değil, ÖSYM ile KKTC üniversitelerine verilen 14 Bin 14 olan toplam kontenjandan 5 bin 978’i boş kaldı. Yerleşen öğrenci sayısı ise 8039…

 

SAYIYI AZALTMAKTAN BAŞKA ÇARE YOK:

Trafik Dairesi, tam bir keşmekeş haline gelen Girne batı yolu dolmuş seferlerine çare üretmeye çalışıyor. Duraklar, takip, sivil personelle denetim falan. Şimdi de kooperatifleşme, akıllı durak, akıllı kart üzerinde çalışıyorlar. Takdir ederim ama, hiç biri çare değil. O bölgede yaşayan biri olarak bir daha yazayım, dolmuş sayısı talebin kat kat üstünde. 90 tane oldukları, hatta bazı kişilerin 5’ten fazla izine sahip olduğu belirtiliyor. Sorun teknik değil, politik, popülist, rant… Şimdi yolcu yakalasınlar diye, yasak olmasına rağmen mahalle aralarını da güzergah yaptılar, rahat rahat giriyorlar. Bakanlık bunu da biliyor, çünkü defalarca şikayet yapıldı…

 

ZİRVEDEKİLER

Tufan Erhürman: “Kapsamlı çözüme ulaşamadığımız koşullarda Maraş, ne çözüm sonrasına ertelenecek ne de uluslararası toplumla kavga vesilesi yapılacak bir konudur. Kapsamlı çözüme ulaşamadığımız koşullarda Maraş’ta, diyalog, çok yanlı diplomasi ve akıl yoluyla, hem kendi ayakları üzerinde duran bir ekonominin yaratılmasına hem de kapsamlı çözümün zorlanmasına hizmet edecek bir çözüm üretmek mümkündür. Enerjimizi bu çözümün üretilmesine harcamak gerekir…”

 

DİPTEKİLER

Başka Bir Emriniz: “Bizim düşüncemiz, ikinci bir Mağusa-Karpaz yolu yapılsın, mevcut yol da turizm alanı içerisinde bir bağlantı yolu olsun. Daraltılsın yol boyu bisiklet ve yaya yolları yapılsın”. Yani diyorlar ki, şimdiki mevcut yolu bize bırakın, oralara ticari amaçlı yüksek binalar dikelim, Karpaz’a gitmek isteyenler için de başka bir yol yapılsın. Ne yazık ülke ihtiyaçları göz ardı edilerek böylesi güzel bir proje(!) hayata geçirilemiyor!!!!…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar