Bugüne kadar kimseler açıklamasını yapmadı dolayıyla bilemiyoruz. Buna karşın merak ediyoruz. Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarının ilgili “şirket” ve “devletlere” maliyeti ne kadardır?
“Gailesi sana mı düştü” dense de evet “düştü” derim.
Çünkü Rum cebinden beş kuruş harcamadan mesela İtalyan Eni, Amerikan Mobil gibi şirketlere sondaj çalışmaları yaptırırken TC, Türkiye Petrolleri Anonim Şirketiyle çalışmaktadır. Bu düşünce kafama neden mi musallat oldu?
Geçen hafta Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, “Doğu Akdeniz’de sahada bozulan denge şimdi kuruldu” dediydi.Diğer bir vurgulaması ise “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerjiyi sadece “paylaşmak” değil “yönetimine” de talip olduğuydu…
YANİ artık Doğu Akdeniz’de sadece Kıbrıs’a yönelik “paylaşım ve iki bölgeye dayalı sahiplik” sorunu yoktur.
Yanısıra “hidrokarbon yataklarının da paylaşım ve sahiplik” sorunu vardır..
Fakat tek farkla: Rum tarafı tanınmış devlet oluşunun avantajını kullanarak arkasına AB’i alıp, araştırmaları da dünyasal şirketlere yaptırıp bu nedenle çalışmalarında “dokunulmazlık” da kazanırken…
Türkiye ise “AB’nin ve bazı Amerikalı “seslerin” de muhalefeti ve uyarılarına maruz kalmakta, sondaj çalışmalarını da rizikolu bir arayış ve dünya kadar parasal gidere rağmen gerçekleştirmektedir!
Bildiğimiz kadarıyla Rum tarafı Afrodit yatağında hidrokarbona ulaşmış.. Türkiye henüz işin başında..
BU gelişmeler ise şunu çakmakta: Eğer önümüzdeki dönemlerde Rum tarafı gazı deniz yüzeyine çıkarır, Mısır ve Girit üzerinden Yunanistan’a sevk ederek adada bir de “gazdar” olursa!.. Buna karşın Türkiye gaza ulaşamazsa…
İşte Kıbrıs siyasi sorunu asıl o zaman “çatışma olasılığında” Doğu Akdeniz’in yeni çıbanbaşı olacaktır.. Ki 1974’den beridir Kıbrıs deşilip temizlenmesi gereken böylesi siyasi cerahatler içindedir!
Kısaca, evet Özersay Doğu Akdeniz’deki hakkımız hukukumuz ve son sondaj çalışmalarıyla dengelerin kurulduğunu söylüyor ama hâlâ çatışma olasılığı var!
“İyi ya dananın kuyruğu koparsa ne olacağımızı bileceğiz” denebilir!Ne var ki artık Türkiye kendini o Arap bataklığından kurtarıp Avrupa vahasına atmalıdır.. Kıbrıs Ortadoğu politikalarıyla çözülmez.
AB ve Amerika destekleriyle çözülür..
**********
HADİ HODRİ MEYDAN!
“Köşemdeki” dünkü yazımda “Erhürman’ın Ankara’dan KKTC’ye aktarılan kaynak parayla ilgili açıklamalarını aktarmış ve altını çizerek; “Gelin iktidarı muhalefeti, tüccarı işçisi, köylüsü kentlisi her meslekten insanlarımızla kafa kafaya vererek bu ülkede gelirlerimizi nasıl artıracağımızı ve nasıl tasarrufa gideceğimizi planlı programlı saptayıp Türkiye’den akan parayı kalkınma için kullanırken, biz de yerel gelirlerimizle kendi bütçemizin sahibi olalım” çağrısına; “işte ulusal konsensüs” dediydim.. Ve ekliyorum. İşte “ulusal seferberlik!”
NEDEN Erhürman’ın çağrısının özünü oluşturan “KKTC’nin yeniden yapılanmasına” çok ihtiyacımız vardır? Ki bunu asıl gerçekleştirecek olan her yıl gelip gittikleri için “iş yapamayacak” kısırlık hastalığından muzdarip hükümetler değil, “Bürokrasidir..
Oysa hâlâ “Kamu Görevlileri Değişiklik Yasası bile Meclisten geçemedi!” Ve mesela ne oldu bunun sonucu?
Dün Havadis gazetesinin manşetinde vardı. Geçen yıla göre bu yıl buğday ve Arpada rekolte arttı ama TÜK 77 bin ton zahirenin sadece 47 bin tonunu alabildi. 30 bin ton açıkta kaldı çünkü muhafaza edecek “depo” yok!
İşte bu devletin bunun için “yeniden yapılması” gerekir..
Yine dünkü gazetelerde “okulların açılmak üzere olduğu fakat hâlâ bazı okullarda dersliklerin eksik olduğu haberi vardı..
İşte devletin bunun için yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardır..
Kanun ve nizamları sağlamakla yükümlü “emniyet mensuplarından” bazılarının haberlerdeki adları artık “yolsuzlukları dolandırıcılıklarıyla” geçmektedir! İşte bu devletin bunun için yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç vardır!
Yılan hikâyesine dönmüş Emrullah Turanlı imzalı Taş Yapı Şirketinin bir türlü bitirmediği Ercan Havalanı devletin aleyhine 23 milyon liralık rant olayı yaratmış..
İşte bunun için KKTC’nin yeniden yapılanmasına ihtiyaç vardır.
Ki sadece bir gecede bir Arap şeyhinin kumarda kazanıp korumalarına kaptırdığı para 198 bin 500 dolardır da sorun bakalım o kumarhanelerden devletin hazinesine ne kadar vergi düşer!
İşte yeniden yapılanmaya bunun için gereksinmemiz vardır..
İçimizdeki çürümüşlüğü taşıyarak reformlar yapılamaz. Zaten yapılamıyor.
Önce kırıklarımızı çıkıklarımızı, çürüklerimizi kokuşmuşluklarımızı temizlememiz lazım. Hükümetin önü o zaman açılır. Hadi hodri meydan!
***********
KISACA TAKILDIĞIM: (AMAN Sn. ERSOY!)
Geçen hafta Turizm Bakanımız Ünal Üstel ile TC Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy Maraş’ı gezdilerdi. Ersoy gezisi sonrasında yaptığı açıklamada “Maraş için gerekli finans ve desteği vermeye hazırız” dedi.
Aman Sn. Bakan! Bir kadavrayı canlandırmanın maliyeti nedir bilmem ama, siz o büyük finansmanı önce KKTC’e kanalize edip ayakları üzerinde durmasını sağlasanız da o Maraş kadavrasını bizzat KKTC restore edip sayesinde elde edilecek gelirlerini de hazinesine akıtsa, daha hayırlı olmaz mı?
