“Yolsuzlukların üstüne gideceğiz, söz verdiğimiz gibi” çıkışı yapan birinin, ülkenin kaynaklarıyla ilgili, ciddi bir olaydan bahsettiğini sanırsınız.
Meğer, bir eski eser görevlisi, sahte bilet satmış turistlere.
Yani kamunun içinde, bireysel, istisnai bir suç.
İşlenen suçu küçümseyemem. Suç, suçtur. Tabii ki peşine düşülmeli. Hatta adam gibi bir sistem oluşturularak, hiç yaşanmamasının tedbiri alınmalı.
Ama diğer yandan vergi borcunu ödemeyen yüzlerce yüzsüz, toplanamayan yüzde 50 vergiye ne demeli?
Peki, kayıt dışılık? Yüzde 20,4 olarak açıklanan resmi rakam? Daha bu resmi açıklama, gerçekte çok çok üstünde olduğunu tahmin etmek zor değil. Hem de istihdamla ilgili kayıt dışılık sadece. Bu bile, milli gelirde yüzde 15-16’lık bir kayba denk geliyor. Kayıt dışı ekonomi nedeniyle toplam kayıp ise, yüzde 30’larda.
Eğer çıkıp bir memurun suistimalini yakalamış olmayı “işte vaad ettiğimiz gibi” diye takdim ederseniz, ben buna gülerim. Bu ifadeleri kullanabilmek için, devleti milyonlarca lira zarara uğratanların üstüne gitmiş olmanız gerekir.
O biletlerden devletin kaybı nedir? En fazla birkaç bin lira.
Vergi yüzsüzlerinden toplanamayan vergilerin tutarı nedir?
Maliye Bakanı açıkladı, tam 440 milyon lira.
Bunları toplayın o zaman zafer ilan edersiniz.
Tabii bir de o vergilerin hesaplanması meselesi var. Adaletsizliğin daniskası.
Dün Başbakan Meclis’te vergi uygulamalarında “doğru” hesapların yapılabilmesi için de çalışmalar yapıldığını söylüyordu. Kendisi vergi hesaplarının nasıl yapıldığını en iyi bilenlerden, hesap uzmanı.
Yapın bunu yapabiliyorsanız, bununla övünün.
Hep beraber övünelim, sizi tarihe yazalım.
Ya, arka arkaya çıkarılan aflarla bizzat siyasi iradeyle devletin uğratıldığı kayıp?
Sırf bir miktar sıcak para bulmak adına, 5 asgari ücret cezayı bire düşürüp, yakasını bıraktığınız suç işleyen işverenler?
Devlete borcunu bir tamam ödeyen ve enayi muamelesi gören binlerce vatandaş, bozulan adalet…?
Ben hükümette bir parti başkanı olsam, bu olayı “başarı azmi” diye takdim etmeye utanırdım.
Ne yapalım şimdi, bataklık orada durmaya devam ederken, bir sivrisinek yakaladınız diye alkış mı tutalım?
O koca koca taahhütlerden çıka çıka bu mu çıktı?
Ufak tefek spesifik polisiye meseleler değildir bizim içimizi oyan, devasa kayıplardır.
Bilin k, bu tür popülist nutukları artık kimse yemiyor.
İdealist bir görüntüyle ortaya çıkıp, alt alta bir sürü güzel şey vaat edip, insanları da fareli köyün kavalcısı gibi ikna edip, sonra da gücü eline geçirince arı kovanına çomak sokmaya korkanları tanıyor bu halk.
Onun için de siyasete güvenini, son dönemde iki misli kaybetmiş durumda…
YERİN KULAĞI VAR
KAÇAĞI ÖNLEMEK Mİ, ÖZENDİRMEK Mİ?:
Hükümet, “kaçağı önlemek” iddiasıyla yeni bir af çıkarıyor. Bu kaçıncı af artık sayısını biz unuttuk. En son 2016’da “bu son” diyerek af çıkarılmıştı. Sonuç ortada. Affı bir istisna değil de kaide haline getirirseniz, bırakın çalışanaları kayıt altına almayı, kayıt dışılığı teşvik edersiniz. Üstüne üstlük primini düzgün yatıranlar cezalandırılırken, kaçak işçi çalıştırana verilen 5 asgari ücret para cezasını bire indirerek ödüllendiriliyor. Niyet kaçağı önlemekse değil 5, cezayı asgari ücretin 10 katına çıkarıp caydırıcı hale getirirsiniz. Ama sizin öyle bir derdinizin olmadığı çok belli…
EN İYİSİ TATAR:
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy;“UBP sağın başını çekmektedir. Milliyetçi görüşe sahiptir.Partinin başındaki adam bu akımın da başında gelmektedir. UBP Genel Başkanı şu anda cumhurbaşkanlığı görevine tek namzettir. UBP, Genel Başkanının karşısına başka rakip çıkarmaz” diyerek, hem ortak aday söylentilerine, hem de Tatar dışındaki olası diğer adaylara kapıyı kapatmış oldu…
BİRİ ALKOL, BİRİ UYUŞTURUCU:
Yollar çukur, yollar yetersiz, ışıklandırmalar tamam değil, şu, bu… Her kazanın ardından yapılan yorumlar, suçlamalar. Ama bakın işte iki günahsız insanı yolun dışına itip canını alan cani, 269 promil alkollü çıktı. Mağusa’da üç aracı biçen voyvoda, uyuşturucu kullanıp direksiyon başına geçtiğini kendisi itiraf etti. Şimdi istediğiniz kadar yoldan, ışıktan şikayet edin. Devriye lazım, devriye. O sarhoşlar, o meczuplar o kazaları yapmadan önce de eminim ki trafikte kural ihlalleri yaptılar. Adam
gibi devriye olsa, kazalar belki de önlenmiş olacaktı…
GEZİCİ BUGÜN AÇIKLIYOR:
Son olarak 2017 yılında yaptığı anket ile çeşitli spekülasyonlara neden olan ve açıkladığı sonuçlarla KKTC’de büyük tepki toplayan Gezici Araştırma şirketi bugün, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve diğer bazı konularla ilgili yaptırdığı kamuoyu yoklama sonuçlarını açıklayacak. Bence bu anketin sonuçlarından çok, kim veya kimler tarfından yaptırıldığı önemli. İnşallah onu da açıklar. Çünkü 2017 yılında yaptığı kamuoyu yoklamasıyla ilgili, söz konusu şirket hakkında, “sonuçlarla oynamak için para talep etmek ve tehdit” gibi birçok iddia ortaya atılmıştı…
VATANDAŞLA DALGA GEÇİYOR:
Ekonomi ve Enerji Bakanı Taçoy, yatırım yapmaktan bile aciz Kıb-Tek’in tüm borçlarının 2020 Mart ayında sıfırlanmasının planlandığını söylemiş. Birikim Özgür’ün de dediği gibi, AKSA’ya bile borcunu ödeyemezken ve zararına üretim yaparken yazda artan tüketim nedeniyle yükselen gelirlerin topluma büyük bir başarı gibi anlatılmaya çalışılması inanılır gibi değil. Adamlar resmen bizimle dalga geçiyor…
YATIRIMCIYA İHTİYAÇ VAR AMA…:
Bu ülkenin gerçek ve dürüst yatırımcılara ihtiyacı olduğunda herkes hem fikir. Ancak bazı “yatırımcıların” bu ülkenin nimetlerinden faydalanmak, havadan para kazanmak olduğu da bir gerçek. Örneğin Emrullah Turanlı gibi… Adam bırakın devlete olan borcunu, iş yaptırdığı şirketleri de ödemiyor. Siz bakmayın “kimseye 5 kuruş borcum yok” demesine, her sıkıştığında karşı dava açıp, konuyu ertelemeye çalışmasına. Kıbrıs Postası’nın haberine göre Turanlı’nın Sigortalara 3, İhtiyat Sandığına ise 6 milyon, toplamda 9 milyon borcu varmış. Eksik olsun böyle yatırımcı.
ZİRVEDEKİLER
Doğuş Derya: “Kurumsal medya kendi devamlılığını sağlamak için ne yapsın? Kumarhane mi açsın? Sizi destekleyen medya kuruluşları gibi sırtını kumarhaneli otellere mi dayasın? O yüzden mi ülkeye daha çok kumarhane açılması için ön izinleri kaldırmaya giriştiniz?”.
DİPTEKİLER
“Tarihi Rekor”, Algı Operasyonu: Kayıt dışı istihdamın yüzde 20,44 çıkması üzerine Bakan Faiz Sucuoğlu “Bu oran ülke tarihinde bir rekor” dedi. Tarihi rekor falan değil. Rekoru UBP iktidarı 2011’de kırmış zaten. DPÖ rakamlarına göre, tam yüzde 20,8. Peki neden söyledi bunu? Hem adaleti çiğneyen af’lara gerekçe, hem de enkaz edebiyatı… Hani algı operasyonu falan diyorlar ya, işte somut örnek…
